Sýklýkla dile getiriyoruz: Hayatýn akýþý içerisinde kanýksadýðýmýz, normalleþtirdiðimiz, duyduðumuzda þaþýrmadýðýmýz þeyler vardýr. Bunlarýn yokluðu ise bir þeylerin yolunda gitmediði, normalin dýþýna çýkýldýðý anlamýna gelebilir.
Mesela doðum bunlardan birisidir.
Bu olay hayatýn devam ettiðine dair bir izlenim verir bize. Bu yüzden doðum olmasýna olduðu kadar olmamasýna þaþýrýrýz.
Çünkü doðum hayatýn temsilcisidir.
Bu sebeple Erdoðan nüfus içindeki doðum oranlarýnýn düþmesinin varoluþsal bir tehdit olduðunu söylüyor.
Güneþin her gün doðup batmasý da kanýksadýðýmýz, alýþtýðýmýz olaylardandýr.
Güneþin doðup batmasý deðil doðmamasý bir þeylerin yolunda gitmediðinin, sonun baþlangýcýnýn habercisi olabilir.
Hakeza yaðmurun yaðmasý da böyledir.
Hayatýn yolunda gidebilmesi ve bereketin hâkim olmasý için yaðmur gereklidir, su gereklidir. Olmamasý kuraklýðýn ve felaketlerin habercisidir.
Ülkemizde ellili yaþlarda olan herkesin yýllardýr kanýksadýðý, normalleþtirdiði, olmasýný beklediði bir olay var.
Üniversite ve lise sýnavlarýna giren öðrencilerin bazýlarýnýn bütün sorularý doðru cevaplamasý ve "500 tam puan" almasý.
"500 tam puan" kavramý eðitim dünyasýnýn ve dahi haber platformlarýnýn adeta deðiþmez bir sloganik manþeti olmuþtu. Her yýl kaç kiþinin bütün sorularý doðru cevapladýðýný ve 500 tam puan aldýðýný duymak-duyurmak bizi þaþýrtmýyordu.
Bu aslýnda bir nevi toplumu þu psikolojiye de sokuyordu: Eðitim sistemimiz, bir sýnavda sorulan bütün sorularý cevaplayabilecek kalitede öðrenciler yetiþtiriyor.
Aslýnda olmasý gereken de buydu.
Normal olan buydu.
Ancak bu yýl yapýlan üniversite sýnavýnda olmasý gereken olmadý, normal olan gerçekleþmedi.
Sýnava giren hiçbir öðrenci bütün sorularý doðru cevaplayýp 500 tam puan alamadý.
"Amaaan caným, takýldýðýn þeye bak. Bu yýl da olmayýversin demek" sorunu görmezden gelmek demektir.
"Bu sene sýnav çok zordu ama!" bahanesi de sorunu ortadan kaldýrmýyor.
Sorun nedir peki?
Sýnavda sorularý hazýrlayan ekip bir öðretmen ekibi ise eðitim sisteminde müfredatý uygulayan kiþiler de öðretmenler. Sorulan sorularýn tamamýný cevaplayabilecek öðrenciler yetiþtirilmemiþse baþýmýzý ellerimiz arasýna alsak mý acaba?
Evet, bu sene böyle oldu diye geçiþtirilebilir de. Ancak ya bu sene gelecek senelerin habercisi ise!
Ýþin kolayýna kaçanlar hemen suçu öðrencilere atacaklar þimdi.
"Öðrenciler yapamamýþ, ne yapalým kardeþim." diyecek birileri.
Ancak kazýn ayaðý öyle deðil maalesef.
Sorun var ve bu sorunun kaynaðý öðrenciler deðil.
Þöyle düþünün:
Fenerbahçe, Galatasaray veya Beþiktaþ 5 maç maðlup ayrýlsa kim sorumlu tutulur?
Teknik direktör ya istifa eder ya da kovulur.
Sorun görmezden gelinemeyecek kadar ehemmiyetlidir. Zira bir toplumun, devletin geleceði söz konusudur.
Devleti ayakta tutan üç sac ayaðýndan birisi olan eðitim söz konusu.
Eðitim kalitesi bozulursa her þey bozulur.
Doktor da yetersiz olur, mühendis de...
Onun için tedbiri baþtan almak ve bu yýl duyamadýðýmýz "Bütün sorularý doðru cevaplayarak 500 tam puan aldý." cümlesinin yokluðunu küçümsemememiz gerekiyor.
Eðitim denince öncelikli baþvuru kaynaðýmýz Nurettin Topçu olmuþtur. "Dýþýmýzda yaþananý içimizde hayat yapabilen muallimdir." sözü bilgiyi nakledenin etki gücünü ispat niteliðindedir.
Yetinmiyor Nurettin Topçu ve devam ediyor: "Ancak ýstýrap çekenlerin anlayacaðý dille diyebiliriz ki 'gerçek mektepte muallimle talebe, ýstýrap çekerek öðretmeye ve ýstýrapla öðrenmeye muhtaçtýrlar.' Ders, bu tadýna doyulmaz ýstýrabýn sahnesidir."
Maslahat-mefsedet terazisinde deðerlendirdiðimizde mesele salt, öðrencinin kaç aldýðý deðildir elbette. Ancak kanýksanmýþ geleneklerin bozulmasý bir þeylerin de habercisi niteliðindedir.
Dýþarýdan maruz kalýnan ziyadesiyle yabancý dokunuþlar herkesin malumu. Öðrencinin, dýþarýda ne yaþanýrsa yaþansýn, eðitimiyle buluþtuðunda tersyüz edebileceði muhkem bilgilerle donatýlmasý gerekir.
Bunun sebeplerini irdelemeli ve tartýþmalýyýz.
Reaksiyonum veriyorum zira; ben söylemesem, o sussa, bu kulak kapasa ve nihayetinde geç kalýnmýþ olsa sorumlusu kim olacak?
Vebali kime yüklemek gerekir?