533 çocuklu gerçek bir süper baba

Bazı filmlerin ismi o yapım için çok yanıltıcı olabiliyor. Süper Baba da işte o filmlerden. İsmine bakınca ucuz Amerikan aile filmlerinden sanıyorsunuz. Ama benim gibi ‘romantizmin parçaladıklarından’ iseniz o zaman film size daha gerçek şeyler sunabiliyor...

David gençliğinde bir kliniğe sperm bağışı yapmıştır. Fakat klinik yönetiminin hatası yüzünden yıllarca onun spermleri kullanılmış ve 533 tane çocuk dünyaya gelmiştir. David bunu bilmemekte ve yarım yamalak hayatına devam etmektedir. Bir gün kapısı çalınır ve elinde bir evrakla avukat durumu ona haber verir. Çocuklar onu tanımak için başvuruda bulunmuştur. David endişeye kapılır, arkadaşı Brett’e durumu açar. Brett lisansı askıya alınmış bir avukattır. İki kafadar işe koyulurlar. David gelen dosyalara bakar ve çocukları izlemeye başlar. Görür ki birçoğunun hayatta yardıma ihtiyacı vardır. Gerçek kimliğini belli etmeden oların yaşamına karışır, dertlerine omuz verir. Kendini farklı hissetmeye başlar. Bu sırada bir tefeciden aldığı borç başına bela olmuştur. Arkadaşı Brett durumdan yararlanarak kliniğe dava açmayı teklif eder. Kazanacakları parayla David’in borcunu ödeyip bu durumdan kurtulmak isterler. Başta David’e teklif çok mantıklı gelse de David’in sevgilisinin hamile olması hayata bakış açısını değiştirecektir. Hem 533 çocuğun hem de yeni doğacak bebeğin masumluğu David’i başka çıkış yolları aramaya iter.

Film her Hollywood yapımından beklenildiği gibi mutlu sonla biter. Böyle anlattığımız zaman yazının başındaki ucuz komedilere benzediğini kabul ediyorum. Ama biraz daha içinden bakın. Hatta kendi yüreğinizin renkleriyle süsleyin filmi. O zaman başka şeyler göreceksiniz.

İNSAN OLMANIN GEREKLERİ

Mesela şöyle diyaloglar var: Babası David’in hamile eşine “Onun bütün saçmalıkları ve hatalarıyla yaşayabilirsen bazen mükemmelliklerini de görebilirsin” der. Ne kadar güzel bir laf. Belki de bir babanın oğlu için söyleyebileceği en güzel cümle. Bir sahnede David avukat arkadaşı Brett ile bahçede oturuyor. Brett’in dört küçük çocuğu var. Ve Bratt asla çocuk sahibi olmamasını, hemen çocuğu aldırmasını öğütlüyor. David de “Çocuklarının yanında bunları söylememelisin” diyor. Brett ise “Onlar beni duymaz benim ses frekansımı algılayamıyorlar” diyor. David’in cevabı ise daha da hoş: “İşte bunu istiyorum”

Yani o sıkıntıyı, bıkmışlığı ve bütün yakınmalarına rağmen çocuklarına duyduğu sevginin derinliğini bize anlatıyor. Son olarak bir diyaloğu daha aktarmak istiyorum: David’in 533 çocuğundan biri otistik ve konuşamıyor. Onu buluyor ve ilk başta korkmasına rağmen biraz da hemşirenin iteklemesiyle bir gününü onunla geçiriyor.

Akşam olup klinikten ayrılırken hemşire çok iyi bir iş başardığını söylüyor. David ise biraz üzgün ve şaşkın “Hiç bir şey söyleyemedim, hiç konuşmadı” diyor. Hemşirenin cevabı çok güzel:  “Ama bütün gün onun yanındaydın, onunla oldun, bu ona yeter.” Bazen sevginin yan yana durmak olduğunu ne güzel anlatıyor. O sahneden sonra kendime şunu sordum: Oğlumu seviyorum ama en son ne zaman bütün bir günü beraber geçirdik?

Film baba olmak, birisinin oğlu veya kızı olmak hakkında. Ama biraz daha deşersek bunların hepsinden yola çıkarak insan olmanın gereklerini anlattığını görürüz. Kısacası iyi olmak. İyi insan olmanın önemi hakkında bir film. Şefkatli, adil ve sevecen olmak üzerine her şeyi kabul edebilirim.

Çünkü günümüz acı, unutulmuşluk ve zalimlik ile dolu. Eğer inanmıyorsanız açın haberleri ve beş dakika seyredin ne demek istediğimi anlarsınız. Belki yönetmen ve oyuncular için de bir şeyler söylememi istersiniz. Ken Scott’ın ikinci yönetmenlik denemesi. İlk yapımı da bu filmin Kanada versiyonu. Kısacası iyi bir başlangıç. Başrolde ise Vince Vaughan var. Her zamanki kendine has stiliyle filmi inanılır ve komik kılıyor.

FİLMİN KÜNYESİ
Orijinal adı: Delivery Man
Yönetmen ve senarist: Ken Scott
Oyuncular: Vince Vaughn, Cobie Smulders, Chris Pratt, Simon Delaney, Bobby Moynihan
Yapım: 2013, ABD, 105 dakika.
 
Vizyondakiler
 
Uçaklar 2: Söndür ve Kurtar
 
Ünlü hava yarışçısı Dusty, bir daha asla yarışamayacağını öğrenince alan değiştirmek zorunda kalıyor ve itfaiye uçaklarının dünyasına dalıyor. Dusty, kurtarma helikopteri Blade Ranger, neşeli hava tankı Dipper, ağır yük helikopteri Windlifter, emekli askeri nakil uçağı Cabbie ve The Smokejumpers adıyla tanınan hayat dolu bir grup cesur arazi aracının bulunduğu ekibine katılıyor.
 
FİLMİN KÜNYESİ
Orijinal adı: Planes: Fire and Rescue Yönetmen: Roberts Gannaway 
Senarist: Jeffrey M. Howard Seslendirenler: Dane Cook, Ed Harris, 
Julie Bowen, Curtis Armstrong Yapım: 2014, ABD, 83 dakika.
 
Belalı Rehine
 
ORDELL Robbie ve Louis Gara, araba hırsızlığı yüzünden hapis yatan iki azılı suçludur. Hapishaneden çıktıklarında Detroit’in en ünlü ve zengin yatırımcılarından Frank Dawson’ın eşi Mickey Dawson’ı kaçırmak ve fidye istemek için ortak olurlar. Fakat Frank’in karısını istemediği anlaşıldığında Dawson daha büyük bir miktar için onu kaçıranlarla iş birliği yapıp büyük intikamını almaya karar verir ve her şey çok daha karmaşık bir hal alır.
 
FİLMİN KÜNYESİ
Orijinal adı: Life of Crime Yönetmen ve senarist: Daniel Schechter 
Oyuncular: Jennifer Aniston, Isla Fisher, Will Forte, Tim Robbins 
Yapım: 2013, ABD, 94 dakika.
 
Bizi Kötüden Koru
 
Ülkenin en zorlu muhitlerinden 46. bölgeye atanan polis Sarchie, insanlık dışı davranışların son noktalarına tanık olmuş ve bu durum, karısı Jen ve küçük kızları Christina’yla ilişkisini etkileyecek ölçüde ruhunu karartmaya başlamıştır.  Sarchie ile eski bir komando olan, alaycı polis ortağı Butler tuhaf bir olayı soruşturmak üzere çağrıldıklarında, takip eden olaylar silsilesi pragmatik Sarchie’nin inançlarını ve anlayışını sınayacaktır.
 
FİLMİN KÜNYESİ
Orijinal adı: Deliver Us From Evil Yönetmen ve senarist: Scott Derrickson Oyuncular: Eric Bana, Edgar Ramirez, Olivia Munn, Sean Harris 
Yapım: 2014, ABD, 118 dakika.
 
Azazil: Düğüm
 
SİNEM, anne ve babası vefat ettikten sonra ailesinden kalan evde Teyzesi ve eniştesi ile yaşamaktadır. Üniversiteden arkadaşı Akın ile mutludur. Bir gün Akın’la arabada giderlerken bir köpeğe çarparak ölümüne yol açarlar. O günden sonra Sinem için kabus dolu anlar yaşanır. Filmin hiç durmayan temposu ve gerilimi seyirciyi müthiş bir korku seyri yaşatırken, metafizik ve paranormal olaylar üzerine başka bir bakış açısı getirecek.
 
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen ve senarist: Özgür Bakar 
Oyuncular: Murat Ercanlı, Cansu Diktaş, Tolga Akman, Nurten İnan, Zafer Altun Yapım: 2014, Türkiye, 90 dakika.