55. Venedik Bienali 29 - 31 Mayýs tarihlerinde sanat dünyasýyla önizlemede cilveleþtikten sonra resmi açýlýþýný 1 Haziran’da yaptý! 55. Bienal’in Altýn Aslan ödülleri de 1 Haziran’daki açýlýþ töreninde sahiplerini buldu. En yeni yapýnýn geçen yüzyýldan kaldýðý, bütün güzelliði özenle korunan Venedik’in her köþesine yayýlan güncel sanat ile kentin eþsiz tarihi bir kez daha buluþtu. Hele o bahçeler, yeþillendirilmiþ teras ve balkonlar, hiçbiri çiçeksiz býrakýlmayan pencere önleri nasýl da içimi açtý. Topraðý zor bulan Venedikli her bir karýþý deðerlendiriyor, biz yeþili betonla kovarken...
Venedik Bienali’nin iki ana mekanýndan biri Giardini, yani bahçeler... Aðaçlarýn içine gömülmüþ bir tür fuar alaný diye düþünün. Ýzmir Fuarý’ndan on kat daha yeþil ama! Diðeri ise Arsenale, yani Cephanelik. O da devasa bir taþ binalar kompleksi; geniþ ve karanlýk salonlarýyla ideal bir sergileme alaný oluþturuyor. Türkiye Pavyonu da Arsenale’de yer alýyor. Müjdeyi resmi açýklamadan önce verelim: Bu kiralýk pavyona çok yakýn ve son derece merkezi olan bir Arsenale bölümü bundan sonra yirmi yýllýðýna Türkiye’nin kalýcý pavyonu olacak! Bizdeki eski endüstriyel yapýlarýn, örneðin Feshane ve Gazhane’nin böyle güzel uluslararasý amaçlarla deðerlendirilebildiðini de bir gün göreceðiz elbette...
12 Eylül’ün veto etmediði siyasi partilerin tesis ettiði köþe dönmecilikle tutuculuðun bileþkesinden öte vizyon sahipleri var yeni Türkiye’de. Son yýllarýn en iþlek sanat merkezlerini onlar sayesinde kazandýk. Güncel sanat üretimi yapabilen bir ülkeyiz!
***
Ali Kazma’nýn “Rezistans”ý evrensel ve kalýcý bir iþ. “Rezistans” bedenin kapasitesini ve sýnýrlarýný araþtýran bir iþ. Bütün bedenini dövmeyle kaplayanlardan her bir kasýný geliþtirip yarýþanlara, laboratuvar, hapishane, okul, film seti gibi mekanlarda bedenin konumlanýþýna ve yapýlan müdahalelere dek 13 açýdan bedenin direnme gücünü sergiliyor.
Ali Kazma çok da ilginç bir yerleþtirme yapmýþ. 13 videoyu beþ büyük ekrana paylaþtýrmýþ. Hiçbiri senkronize deðil ve herhangi bir sýra takip etmiyor. Böylece her ziyaretçinin gördüðü “Rezistans” biricik. Herkes baþka bir kombinasyonla, baþka açýlarla izliyor “Rezistans”ý. Elbette herkes baþka bir parçayý kendine göre ilginç, önemli ya da cazip buluyor. Muhtemelen izlediði biçim ve sýra da iþin yarattýðý etkiyi farklýlaþtýrýyor. Bu da izleyenin bedeninin rezistansýna baðlý! Yani biz de iþin bir parçasý oluyoruz izlerken! Bizim sýnýrlarýmýz ve kapasitemiz de deneyimin bir parçasý! Sanatçýyla yaptýðým söyleþiyi bu hafta gazetemizin Pazar ekinde okuyabilirsiniz.
En Ýyi Ulusal Katýlým dalýnda Altýn Aslan’ý “Luanda, Ansiklopedik Þehir” baþlýklý iþiyle Angola kazandý. Venedik Bienali’ne ilk kez katýlan Angola, Sahra’nýn Güneyindeki Afrika ülkeleri arasýndan katýlan ilk ülke ayný zamanda. Bienal’in ana sergilerini oluþturan Ansiklopedik Saray konseptini baþkent Luanda’dan Edson Chagas’ýn fotoðraflarý üzerinden þehir sathýna yaydýlar. 2002 yýlýnda Angola’daki iç savaþýn sona ermesinden bu yana hýzlý bir geliþme kaydetmesine raðmen Angola nüfus yoðunluðu çok yüksek ama altyapýsý yetersiz bir þehir... Angola Pavyonu’na verilen Altýn Aslan’a gerekçe olarak þehrin uzlaþtýrýlmasý / barýþtýrýlmasý mümkün olmayan ve kompleks yapýsýný yansýtmadaki baþarýsý gösterildi.
Japon Pavyonu da bir mansiyon kazandý. 2011 Mart ayýnda meydana gelen deprem ve tsunami sonucu Fukuþima nükleer santralinde yaþanan radyoaktif felaketi temel alarak Japon toplumunun gündelik hayatýndaki dillere destan iþbirliðini ve insan eliyle yaratýlan bir afet sýrasýndaki baþarýsýzlýðýný irdeliyor. Geçen Bienal’deki Japonya Pavyonu’dan geri dönüþüm temasýný da iþleyen yerleþtirmeler çarpýcý ama ödülü getiren sanýrým mizahi özeleþtiriydi. 55. Venedik Bienali’nden izlenimlerimi aktarmaya devam edeceðim...