59. yýlýnda halen tamamlanamamýþ bir özür: Yassýada

Yassýada’nýn ismi deðiþti: ‘’Demokrasi ve Özgürlükler Adasý’’ diyecek yeni nesil bu hüzünlü adaya. Milletin maruz kaldýðý 1960 darbesi, yol açtýðý aðýr travmalarýyla, bir türlü kabuk tutmayan derin bir yara olarak halen gönüllerde. Bizim modernleþme hikayemizin fiyaskocu bir yaný var, kalkýnmaya ve refaha endeksli olacaðý yerde, baskýya ve zorbalýða endeskli olmuþ geçmiþte.

Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin yaptýðý sözlü tarih çalýþmalarýný çok önemsiyorum. Prof.Sevgi Kurtulmuþ’un liderliðindeki yakýn tarih çalýþmalarýnýn pek çok flu konuyu aydýnlatacaðýna eminim. O mülakatlarda, dönemin þahidi pek çok kiþi, rahmetli Baþbakan Menderes’ten ‘’ezan þehidi’’ olarak söz etmekteydi, sizce de dikkat çekici deðil mi?

Milleti ezan-ý asli ile yeniden buluþturan gönüllere taht kurmuþ bu Baþbakanýn kabinesinde Milli Eðitim Bakaný olarak görev yapan Tevfik Ýleri’nin hatýralarýný okurken de sarsýcý nice hakikatle karþýlaþmýþtým. Din derslerini okul müfredatlarýna, uzun bir aradan sonra yeniden koyduran ve ilk Ýmam hatiplerin açýlmasýna ön ayak olmuþ idealist bir siyasetçiydi Tevfik Bey. Yassýada yargýsý onu da müebbede mahkum etmiþti lakin mahkumiyeti sýrasýnda zaten hastalanmýþ, kýsa süre içinde vefat etmiþti. O dönemi bilmek isteyen gençlere Tevfik Ýleri’nin Yassýada hatýratýný ve Rasim Cinisli’nin Bir Devrin hafýzasý adlý kitabýný okumalarýný tavsiye ederim.

Geçtiðimiz 27 mayýs günü, Cumhurbaþkanýmýzýn öncülüðünde siyasiler ve gazeteciler eski ismiyle Yassýadayý ziyaret ederek, hüzünlü bir iade-i itibara daha vesile oldular. Epey rüzgarlý, yaðmurlu kasvetli, sisli, puslu bir gündü... Adadaki deniz fenerinin önünde çekilmiþ fotoðrafýnýn altýna; ‘’Yassýada’nýn yaslý feneri, demokrasimizin kýymetini gelecek kuþaklara iletebilmek için yakýyor ýþýklarýný. Karanlýk hiç bir zaman sonsuz deðildir, ebedi olan ise þehitlerimizin parlak adanmýþlýðýdýr. Ezan þehidi merhum Baþbakanýmýz Menderes’e ve dava arkadaþlarýna rahmetle’’ diye yazmýþtý AKParti Genel Baþkanvekili Prof.Numan Kurtulmuþ. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanýmýz Zehra Zümrüt Selçuk’un gözlerindeki aðlamaklý hal, burada haksýz yere suçlanarak adeta bir hukuk tiyatrosuyla asýlan adamlarýn darmadaðýn edilen ailelerine, mahremiyetlerine, parçalanan umutlarýna, kýrýlan kollarýna, kanatlarýna bakar gibiydi. Grup Baþkan Vekili Özlem Zengin’le konuþtuðumdaysa, ‘’yara kapanmýyor bunca yýldýr’’ dedi. ‘’Meðer yargýlandýklarý salon küçük bir voleybol sahasýymýþ, oysa çocukluðumuzda gördüðümüz resimlerde çok geniþ, büyük bir salon olduðunu zannederdim’’ dedi. O küçücük salonda, o büsbüyük dava... Sadece siyasetçiler deðil, millet de cezlandýrýlmýþ bu Ada’da.

Darbeler, demokrasilerin ve milli egemenlik ilkesinin yaþadýðý depremlerdir. 1960 darbesiyle yaþadýðýmýz bu þiddetli kýrýlmanýn etkisi halen sürüyor. Kolay deðil, yýkýntýyý onarmak. 1987 yýlýnda Özal dönemindeki bir yasayla, Ýmralý Adasý’ndaki kabirler, Ýstanbul Vatan Caddesi’ndeki anýt kabrsitana taþýnmýþtý. 1990 yýlýnda da iade-i itibara dair önemli adýmlar atýlmýþtý. Özal’ýn baþlattýðý iade-i itibar adýmlarýný, Erdoðan tamamlýyor. 59 yýlda tamamlanamamýþ bir özür bu. Bunlarýn hiç birisi þehit edilen Baþbakan ve arkadaþlarýný geri getiremez. Ama hiç olmazsa milletimize ve hayattaki alt soylarýna bir yürek baðýþý olur, bir özür olur, bir hüzünlü mazeret olur...

Bir de demokrasi adýna alýnmasý gereken ibretler ve tedbirler bahsi var. TBMM Baþkaný Prof.Mustafa Þentop’un imzasýyla gündeme gelecek önemli bir kanun teklifinden söz ediliyor bugünlerde... Menderes ve arkadaþlarýný yargýlayan Yüksek Adalet Divaný’nýn aldýðý kararlarýn ‘’hukuk aleminden silinmesi’’ içerikli bir teklif olacaðý söyleniyor bu giriþimin.

Ýstiklal Mahkemelerinin benzeri bir mantýkla, doðal yargýç ve evrensel hukuk ilkelerini ihlal eden, hukuki mesnedi olmayan bir yargý yeriydi Yüksek Adalet Divaný. 14 Ekim 1960- 15 Eylül 1961 sürecinde, Yassýada duruþmalarýnda 592 sanýðý yargýlamýþ, 1068 tanýðý dinlemiþ, 18 dava görmüþ ve 150.000 civarýndaki izleyicisiyle tarihe hukuksuzluk adýna kara bir leke olarak geçen kararlar almýþtý. Umarýz, hukuk aleminden hiç bir izi kalmaksýzýn silinir gider...