Aylardýr ödeme yapýlmayan Ankaragücü’lü futbolcularý, çaresiz günlerinde yakalayýp 6-0’la parçalamak; güç gösterisi deðildir. Hatta etik de deðildir.
Avrupa’da genel kabul gören son trend; aðýr sorunlu ve tükenmiþ takýmlara karþý, 5’ten fazla gol atmayý uygun bulmamaktýr. Bazýlarýnýza bu tuhaf gelecek ama, yazýlý kural halinde olmayan genel konsensüs; bu tür durumlarda “Onur kýrýcý skorlardan sakýnmayý” hedefliyor.
Birbirine denk güçlerin mücadelesinde, böyle bir manevi sýnýrlama söz konusu deðil. Ama mali açýdan çökmüþ, çaresiz ve güçsüz takýmlara karþý aþýrý yüklenme; artýk ayýp karþýlanýyor. Dikkat ederseniz, 6-0, 7-0, 8-0 gibi aðýr sonuçlara eskisi gibi sýk rastlanmýyor. 5-0’da býrakýlýyor. Bunun nedeni, “Rakibe saygý” çerçevesinde oluþan insaf ölçüsüdür ki; böyle bir anlayýþ, ne yazýk ki henüz bize gelmedi.
***
Kimileri “Ne yani, kale önüne geldiðimizde topu auta mý atalým” diye iþi sulandýrmaya çalýþacaktýr. Anlatýlmak istenen, atýlacak gol varsa atýlsýn... Ama daha fazla atmaya koþullanmamak, “Çaresiz buldum mu kimseyi acýmam” anlayýþýna girmemek ve rakibi küçük düþürecek skorlardan kaçýnmak; temel Fair-Play ilkesi oldu. Uymayana elbette ceza yok. Ama bunu anlamak için soylu olmak gerekiyor.
Galatasaray’ýn Ankaragücü karþýsýndaki baþarýsý, yarým düzine gol atmasýnda deðil... Maçý kazanma hýrsý, oyundan düþmemek azmi, dayanýþmada üst düzey performansý ve genel temposunu sonuna kadar korumasýnda yatýyor.
Onyekuru’nun, Sinan Gümüþ’ün parlamasý, Belhanda ve Feghouli’nin sorunlu konumlarýndan arýnmýþ doðal hali, yeni transferin erken uyumu, takýmýn topluca derli-toplu olmasý; baþarýnýn temel noktasýdýr.
Ankaragücü’nün çaresizliðini ve düþmüþ halini görüp, maçý ciddiye almamak gibi bir yanlýþa girmediler. Önemli olun bu... Ama 6 tane atarak, rakibi onur kýrýcý duruma getirmek; dünyadaki son trende pek uyum saðlamadý. Bu futbol terbiyesinin henüz çok yabancýsýyýz. Kýsa sürede özümsersek iyi olur. Skorda aç gözlü olmak dönemi bitti. Anlamalýyýz.