65 yaşının üstündeki kişilere toplu taşıma hizmetinin ücretsiz verilmesine yaşlılar neden tepki göstermiyor? Oysa “Senin fazla zamanın kalmadı, gezebildiğin kadar gez” mesajı veriliyor. Onların yerinde olsam Taksim’de protesto ederdim. Zaten otobüs ücretsiz olduğu için tüm yaşlılar gelirdi.
65 yaşını aşmış vatandaşlara toplu taşıma hizmetinin ücretsiz verilmesi gündemde. Katiyen doğru bulmuyorum. Bir kere hükümet burada kendiyle çelişmiştir. Sen bir yandan “En az üç çocuk” deyip gençleşmeyi teşvik edeceksin, öte yandan 65 yaş üstüne her şeyi bedava yapıp yaşlılığı özendireceksin... Böyle tezat olmaz. “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” derler adama.
Bu tarz uygulamalar yapıldıkça yaşlanmak için sabırsızlanıyorum. Bütün planlarımı 65 yaşıma göre yaptım. Yalnızca 40 yıl kadar haftada altı gün çalışmaya, doğalgaz faturasına, birbirinden kreatif vergilere, Üsküdar-Beşiktaş arasındaki 10 dakikalık motor yolculuğu için alınan 3 liraya katlandığım takdirde harika bir gelecek beni bekliyor olacak. O yaşa geldiğimde kız bulma derdinden kurtulmuş, emekliliğini almış ve belediye otobüsleriyle çılgın seyahatler yapan biri olacağım. Hayal etmesi bile keyifli.
PROTESTOYA HEPSİ GELİRDİ
Öte yandan böyle uygulamalara yaşlılar neden tepki göstermiyor onu da anlamıyorum. Size açıkça “Senin fazla zamanın kalmadı, gezebildiğin kadar gez” mesajı veriliyor. Ayrımcılıktır bu. Eğer yaşlı olsaydım mutlaka tepkimi gösterir ve arkadaşlarımı organize edip Taksim’e protesto yapmaya giderdim. Zaten otobüs ücretsiz olduğu için hepsi gelirdi.
Yaşlıların bu uygulamaya seslerini yükseltmemeleri yaş itibariyle genel olarak ses yükseltme konusunda sıkıntı yaşamalarıyla da alakalı olabilir elbette. “Yavrum bana bir bardak su getiriver” demekte bile zaman zaman zorlanan bir gruptan bahsediyoruz sonuçta.
SİZ HANGİ YÜZYILDANSINIZ?
Yaşlılara hürmet göstermek töremizde var, günlük hayatta da onlardan fayda görüyoruz. Mesela evde herkes sakin sakin otururken hiç beklenmedik bir anda “Allaahhhhh sen büyüksün yarabbiiii” diye iç geçirmeleri ev ahalisi için bir irkilme, bir kendine gelme etkisi yaşatıyor. Gayet hoş. Fakat biz onları pohpohladıkça iyiden iyiye salıveriyorlar. Adamlara ikide bir “Yürüyen tarihsin, adeta bir çınar, 70 yılın tecrübesi, o bir duayen” falan dedikçe havaya giriyorlar, kendilerini bir gram geliştirmiyorlar.
Pek çoğu 60’tan sonra “bir ayağım çukurda” muhabbetine başlıyor. Böyle deyip 100 yaşına kadar yaşayanını biliyorum. Allah daha çok ömür versin hepsine. Fakat...
Buradan onlara bir soru sormak istiyorum. Siz ki o ev büyüklüğündeki ilk bilgisayardan teknolojide bugün geldiğimiz noktaya kadar bütün sürece birebir şahit oldunuz. Bizzat gözünüzün önünde yaşandı her şey. Şu halde neden 16’ncı yüzyıldan kopup gelmiş gibi her teknolojik gelişmeye şaşırıp kalıyorsunuz? Üç yaşındaki çocuk bile bir akıllı telefonu birkaç günde kullanmayı öğrenirken siz niye “Ben anlamam o aletten” diyorsunuz?
Burada asıl vurucu nokta şu: Teknoloji işleri gittikçe kolaylaştırmasına rağmen bunu yapıyorsunuz. Çevirmeli telefonla muhtarı arayıp görüşmek istediğin numarayı verip daha sonra telefon başında çağrı gelmesini beklemek tek bir yeşil tuşa basmaktan daha mı kolay? Korkarım kendinizle çelişiyorsunuz. Ya bizi yiyorsunuz ya da işin içinde başka bir şey var. Ayıptır.
Son olarak değerli yaşlılarımıza bir de hatırlatma yapalım. 65 yaş üstüne toplu taşımanın bedava olması mutlaka yolculuk yapmanız gerektiği anlamına gelmiyor. İşine, okuluna giden ve 65 yaşına gelmeyi dört gözle bekleyen birtakım insanlar, o toplu taşıma araçlarını mecburen kullanmak zorunda ve onların bir kısmı oturarak seyahat etmeyi de tecrübe etmek istiyor. Lütfen onlara bu fırsatı tanıyın.