6'lı masanın anayasa teklifindeki dinamit

Fol yok yumurta yok, 6'lı Masa Anayasa değişikliği teklifi açıkladı.

Satır satır pek çok eleştiri yapılabilir. Ancak teklifin tümünü geçersiz, tehlikeli, ileriye dönük fitne mayalaması olarak gördüğümüz hususu peşinen söylemeliyiz.

Teklifte, Cumhurbaşkanı sembolik hale getirilirken, halen Anayasa'da yer alan, "Cumhurbaşkanı, doğrudan halk tarafından seçilir" ibaresi korunuyor.

Güçlendirilmiş Parlamenter sistem istiyorlar ama eskiden olduğu gibi Cumhurbaşkanı'nın TBMM tarafından seçilmesini istemiyorlar?

İsteyemiyorlar...

Çünkü halkın, elindeki yetkiyi gasp etmek isteyenlere büyük tepki göstereceğini biliyorlar.

Halktan korkuyorlar ve bir kalemde Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'den vazgeçiyorlar...

Evet, vazgeçmiş oluyorlar. Nasıl mı?

Çünkü Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı sembolik olmaz.

Eski sistemde, sembolikmiş gibi gösterildiği halde o Cumhurbaşkanlarının, devletin işleyişini nasıl kilitlediğini bilmiyor muyuz?

Örnek Ahmet Necdet Sezer. Kendisi de sembolik görünmeyi benimsemiş gibi yaptı ama bir Milli Güvenlik Kurulu'nda Anayasa kitapçığını Başbakan Ecevit'e fırlatmaktan çekinmedi. Devlete millete milyarlarca dolara mal olan tepki unutulur mu?

Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı asla sembolik olmaz.

Bir defa seçim sistemine göre Cumhurbaşkanı yüzde 50+1 ile seçilecek. Hiçbir parti tek başına yüzde 50 oy alamaz.

Yani Cumhurbaşkanının oyu partilerin oyundan fazla olacak ve ona "sen sembolik bir görev yapacaksın" denilecek...

Halkın seçtiği Cumhurbaşkanının elini kolunu bağlamaya kalkmak, devletin işleyişine konulacak bir dinamittir.

Bir tuzaktır. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında çatışma zeminlerinin hazırlanmasıdır.

Yükselen Türkiye'yi iki başlı hale getirip tökezlemektir.

Halk, seçtiği Cumhurbaşkanına sahip çıkar. Onun sünepe bir kişiliğe itilmesine asla razı olmaz.

6'lı masa da zaten buna boyun bükecek karakter zaafı ile malul birini de bulamaz... Bulmuş gözükseler de, o zat seçilir seçilmez, "beni halk seçti, siz de kim oluyorsunuz?" demez mi?

Cumhurbaşkanını, hem halka seçtirmek, hem de yetkisiz kılmak, aziz milletimize de hakarettir ve cihan devletleri kurmuş milletimizi hiç tanımamaktır.

Zaten 6'lı masadakilerin en önemli özelliği uçuk kaçık bir siyaset anlayışını temsil etmeleridir.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu örnek vereyim.

Partisinin bu haftaki Grup toplantısında siyaseti de halkı da hiç tanımadığını ilan etti. "CHP adaya değil güç birliğine oy isteyecek" dedi.

Bir parantez açayım. Hangi güç birliği? Ekrem İmamoğlu'na hakaret eden İstanbul CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu'nun sergilediği güç birliği mi?

İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu'nun kulağının çekilmesini isteyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın sergilediği güç birliği mi?

Kılıçdaroğlu'nun lafına dönelim.

Hani henüz aday belirleyemedikleri için işi saflığa vuruyor, isim o kadar önemli değil" demeye getiriyor denebilir mi?

Bizim milletimiz lidere bakar. Liderin peşinden gider.

Muhalefetteki sıkıntı lider sıkıntısıdır.

Cemaziyülevveli belli siyasetçiler, bugüne kadar lider olamamışlarsa bundan sonra hiç olamazlar.

Yabancı projelerde isimleri geçenlerden zaten söz eden yok.

CHP, adaya oy istemeyecekmiş...

Madem öyle adayınızı belirleyin de görün bakalım, seçmen kime oy veriyor?

Halep oradaysa arşın yakında...