7 Ekim'e 1 kala: Gazze için kıyam vakti!

Siyonizmi bilenler; İsrail'i tanıyanlar için 7 Ekim'den bu yana Gazze'de yaşananlar çok da şaşırtıcı sayılmaz. İsrail demek, soykırım ve işgal demek çünkü. Filistin topraklarında bir Yahudi devletinin kurulması kararının alındığı 1. Siyonist Kongreden (1897)'den bu yana İsrail'in hep yaptığıdır zira çoluk çocuk demeden öldürmek, sürmek, çalmak ve işgal etmek. Bu açıdan İsrail, siyonizmin gereğini yapıyor.

ADALETİN BU MU DÜNYA!

Ama dünya hiç bu kadar kalpsiz, duyarsız ve etkisiz olmamıştı. 2. dünya savaşından sonra yaşanan onlarca savaş, kurulu dünya düzenin haksızlık hukuksuzluk ve çifte standart üzerine kurulu olduğunu göstermişti ama son Gazze saldırısı, iflasın ilanı gibi oldu.

7 Ekim 2023'ün üzerinden koskoca bir yıl geçti ama İsrail'in "made in ABD" yapımı bombalarla öldürdüğü Gazzeli çocuklara ağlamadığımız tek bir gün bile olmadı.

Şahitlik ettiğimiz zulme, dehşete, haksızlığa, vandalizme isyan ettik... Eylemler yaptık, İsrail'i destekleyen firmaları boykot ettik, sosyal medyadan ses yükselttik... Günler geceler boyu dualar ettik...

Ama içimiz soğumadı.

Elimiz Gazze'ye erişmedi çünkü!

Durduramadık!

Şehit edilen -en az 45 bin!- kardeşimizi, evladımızı, annemizi, kız kardeşimizi alamadık ne yazık ki katilin elinden!

Türkiye bir kez daha devlet ve millet olarak aynı çizgide buluştu ama.

Erdoğan liderliğindeki Cumhurbaşkanlığı kabinesi seferber oldu. Diplomatik, medyatik, ekonomik ve hukuki alanda (görünen-görünmeyen) önemli gayretler konuldu ortaya. BM kürsüsüne de, İslam İşbirliği Teşkilatında da hakkı söyleyen, samimiyetle dertlenen ve adaleti tesis etmeye çalışan sadece Türkiye oldu.

KIYAM GAZZE'YE SELAMDIR

7 Ekim'e 1 kala yani, elimizdeki en güçlü silah -hala- tüm varlığımızla ve benliğimizle ortaya koyacağımız isyandır.

Yerden göğe yükselecek duadır.

İsrail'in karşısında, Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimizin tam yanında olduğumuzu dünyaya göstereceğimiz kıyamdır.

Bu nedenle meydanlarda yapılacak her -gövde- gösterisi Gazze'de ölüm ve zulüm altında İslam'ın izzetini en güzel şekilde taşıyan kardeşlerimize gönderilecek rüzgarlı bir selamdır.

Evet değemiyoruz, hemen değiştiremiyoruz coğrafyadaki acıyı.

Ama elimiz ermiyorsa da sesimiz de ermiyor kardeşlerimize?

ANKARA ANFİDAP İLE HAZIR

Tam da bu bir yılın muhasebesi altında ezilirken ANFİDAP (Ankara Filistin Dayanışma Platformu)'ndan İsmail Mansur Özdemir aradı beni. "Gazzeli kardeşlerimiz için sesimizi yükseltmek istiyoruz" dedi. Görüştük. ANFİDAP mensubu sivil toplum örgütlerinden kıymetli temsilcilerle beraber hem bir yılın muhasebesini yaptık, hem siyonizme karşı başka neler yapılabilir diye istişare ettik.

Öncelikle İsrail soykırımına alışmamak, kanıksamamak konusunda hemfikir kaldık.

Bıkıp usanmadan itiraz etmek, ifşa etmek, toplumsal baskıyı diri tutmak, hatta çoğaltmak gerekiyor. Mitinglere, yürüyüşlere, eylemlere devam yani. Bu işin bir boyutu.

GAZZE'YE SELAM, BOYKOTA DEVAM

Bir diğeri, boykot meselesi. İsrail şirketi olan ya da İsrail'e destek açıklayan markaları kati surette cezalandırmak lazım. Onları iflasa sürüklemeli, ıslah etmeliyiz. O markalara ödediğimiz paralarla alınan silahlar öldürüyor sonuçta Gazzeli çocukları. Onların o güzel başını, narin elini kolunu koparıyor, gözünü çıkarıyor, canını yakıyor, kanını akıtıyor. O nedenle boykot ürünü almak demek, katille işbirliği yapmak demektir, Allah saklasın.

Bunca zulüm olurken yaptığımız tek şey de seyretmek olmamalı.

SİYONİSTLER VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILSIN

Sonuç almak için uğraş gerektiren bir diğer nokta ise İsrail ordusuna katılıp soykırım suçu işleyen -çifte vatandaş statüsündeki- Türk vatandaşlarının vatandaşlıktan çıkarılmasını sağlamak. 7 Ekimden beri gazete yazılarımda, televizyon yorumlarımda üzerinde ısrarla duruyorum bu konunun. Kabul etmiyorum asla, çocuk katili siyonistlerle aynı pasaportu taşımayı. Çıkarılmalılar vatandaşlıktan. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak onurlu bir statüdür çünkü.

Toplumsal talepten öte devlet politikalarının da bir bütünlük taşıması icap eder ayrıca.

ANFİDAP da bu konunun üzerinde hassasiyetle ve ciddiyetle duruyor. Yeni yasama yılında Mecliste bu konuda sonuç alınması için çaba vermek gerektiğini düşünerek partilerin Meclis gruplarını ziyaret ediyorlar.

KURTULUŞ PARKI'NDAN TANDOĞAN'A

7 Ekim sonrasında Gazze hassasiyetiyle oluşturulan platform, yarın da Ankara'da büyük bir yürüyüş tertip ediyor.

Şu an şehrin her yerinde "Soykırıma İsyan Filistin'e Destek Yürüyüşü"nü duyuran afişler asılı.

6 Ekim Cumartesi günü saat 13.30'da Kurtuluş Parkı'nda buluşulup Tandoğan'a kadar yürüyecek vicdan sahibi aziz Ankaralılar.

Benzer etkinlikler Türkiye'nin her yerinde var aslında. Anadolu Sivil Toplum Kuruluşları Platformu şu ana kadar 60 ili örgütlemiş durumda. İllerin meydanlarında yürüyüş güzergahına ve buluşma saatine dair duyurular var.

İstanbul'da ise ÖNDER "Sabır. Savaş. Zafer" mottosuyla büyük bir miting yapacak. 6 Ekim günü saat 14'te Üsküdar meydanında toplanacak İstanbullular.

İçimizde biriken isyanın ve feryadın dua hüviyetine bürüneceği bir kıyam olsun inşallah.

İsrail'i durdurabilmenin yolu, önce insanların "dur!" diyebilmesinden geçiyor illa ki.