Cumhurbaþkaný Erdoðan’a ve AK Parti’ye karþý en organize hareket, 7 Haziran 2015 seçimlerinde yapýldý. HDP heyeti, ABD’den döndükten sonra 7 Haziran seçimlerine parti olarak katýlacaklarý açýklandý. AB’den gelen çaðrýlar da o istikametteydi. Ýçeride 28 Þubat medyasý, yeni bir görev almýþ gibi HDP’yi, “Türkiye’nin partisi” ilan etti, Selahattin Demirtaþ’ý da, “ufuktan güneþ gibi doðan yeni lider” olarak selamladý.
Ve olmaz denilen oldu. AK Parti’nin 13 yýllýk tek baþýna iktidar dönemi sona erdi. AK Parti 7 Haziran’da yüzde 40.87 oranýnda oy aldý, 258 milletvekili çýkardý.
Evet, þaka deðil, 7 Haziran’da AK Parti’nin tek baþýna iktidar dönemi bitti. (Hatta 63. Hükümete-seçim hükümeti- HDP bakan verdi) Çabuk unutuyoruz, hatýrlatayým.
Pensilvanya hemen devreye girdi. F. Gülen’in talimatýyla Zaman gazetesi ve Samanyolu Televizyon Grubu 8 Haziran’da, “CHP-MHP-HDP” restorasyon hükümeti kurulmalý” çaðrýsý yaptý. Restorasyondan kast ettikleri, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn FETÖ ile ilgili mücadelesinin bitirilmesiydi.
Devlet Bahçeli derhal bu oyunu bozdu. HDP ile asla ortak hükümet kurmayacaklarýný sert bir dille açýkladý. Pensilvanya, “o zaman CHP-HDP azýnlýk hükümeti kurulsun, MHP dýþarýdan destek versin” diye üsteledi. Bahçeli yine sert bir itiraz ile o kapýyý kapattý.
Ama þimdi anlýyoruz, asýl hedef AK Parti-CHP hükümeti kurdurmaktý. Ölümü gösterip sýtmaya razý etme stratejisi güdülmüþtü. Çünkü Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý ve AK Parti’yi bitirmenin asýl yolu, AK Parti-CHP koalisyonuydu.
Yine þimdi anlýyoruz ki, Batý ekseni (ABD ve AB) bu konuda AK Parti içinden etkili isimleri, þeytanýn saðdan yaklaþmasý gibi ikna etmiþti. Erdoðan’ýn diktatörlüðe gittiðini, “uyumlu” isimlerle AK Parti ile yola devam edeceklerini fýsýldadýlar. AK Parti içinden ýsrarla CHP ile koalisyonu savunan isimler çýktý. Baþbakan Davutoðlu da öyle bir temayül gösterdi. (Referandum öncesinde kimseyi kýrmamak için isimlere, Erdoðan’a yapýlan vefasýzlýklara, detaylara girip “evet”i gölgelemek istemiyorum.)
AK Parti-CHP hükümeti kurulmasý an meselesiydi. Orada Erdoðan’ýn 12 Aðustos 2015’teki çýkýþý duyuldu: AK Parti intihar eder…
Baþbakan Ahmet Davutoðlu’na mesaj vererek, “Sayýn Baþbakan þu anda hükümeti kurma görüþmelerini, ana muhalefet partisiyle devam ettiriyor. Koalisyon için tabii kendisi ve partisinin ilkeleriyle de karþý düþüncenin örtüþmesi lazým. Herhalde örtüþmüyorsa, intihar edecek hâli yoktur” dedi.
Sayýn Erdoðan bu çýkýþýyla inisiyatif alarak oyunu bozdu. Çünkü oyun büyüktü. CHP’li bir hükümette Erdoðan Beþtepe’ye hapsedilecek. AK Parti kendi lideriyle çatýþmaya itilecek ve parçalanma sürecine girilecekti. (Bu oyun rahmetli Turgut Özal’a oynandý. Özal Çankaya’ya hapsedildi ve Anavatan Partisi bitirildi.)
Erdoðan ülkeyi sahili selamete götürdü. 1 Kasým seçimlerinde Adalet ve Kalkýnma Partisi, yüzde 49.48 ile 317 milletvekili çýkararak yeniden tek baþýna iktidar oldu.
Referandumda “evet” için en büyük ders, 7 Haziran-1 Kasým seçim sürecidir. Türkiye artýk Meclis içinde, hükümetleri ile istikrar ve huzurla oynanmasýna fýrsat vermemelidir. Seçim sonuçlarý, milletin iktidar vermediklerini yönetime taþýmanýn vasýtasý yapýlamamalýdýr…
Referandumda “evet” bunu saðlayacaktýr. Çünkü hükümet artýk Meclis içinden deðil, sandýkta seçimle belirlenecektir. Yürütmenin baþý Cumhurbaþkaný olacaktýr. Cumhurbaþkanýný seçerek, onun kuracaðý yeni hükümeti de seçmiþ olacaðýz. Ayak baðlarýndan ve çelmelerden kurtulan Türkiye artýk ileriye, hep ileriye bakacaktýr.