70 dakika uyu, 20 dakika oyna

Aşırı kontrollü ve yoğun savunma anlayışıyla Akhisar Belediyespor ve Elazığspor’un başarılı olması; maçın başlarında İstanbul Büyükşehir’in de ilgisini çekti. Beşiktaş da, arzulu bir şekilde üstlerine gelince, bu düzende kalmaya devam edeceklerdi. Ancak bulabildikleri iki fırsatta rakiplerini telaşlandırınca; daha agresif olmalarının verim getireceğini gördüler. Bunun üzerine Beşiktaş’a yüklenmeye, hatta fırsatlar bulmaya başladılar. Bu arada yüzde yüz denilebilecek netlikte müthiş bir gol fırsatını harcadılar. Cenk harika bir refleksle son anda topu çeldi.

***

Büyükşehir; geçmişte rakibinin çok canını yaktığı günlerini andırır şekilde baskı kurdu. Siyah-Beyazlılar başlardaki derli-toplu görüntülerinden giderek uzaklaşıyordu. Buna rağmen bulabildikleri fırsatları, özellikle Almeida ile harcadılar. Hele bir keresinde; kaleci Carvalho yere yatarak tuttuğu topu elinden kaçırınca, Almeida önündeki bomboş durumdaki topa vurana kadar, savunma önünden çekti aldı. Oysa, bu tür pozisyonlar için “İntikal sürati” yeterli kıvamda olsa, pozisyonun gol olması işten bile değildi. Neyse ki, hatasını ikinci yarıda attığı golle afettirdi.

Ama koca Beşiktaş’ın ilk yarı boyunca kaleyle hiç şut atamaması kabul edilemez.

***

İkinci yarı aslında denk koşullarda başladı. İlk anlarda, tehlike oranları birbirine yakın karşılıklı pozisyonlar oluştu. Beşiktaş’ta Olcay Şahan’ın, Belediyespor’da Tom Silva’nın şutları skoru değiştirebilirdi, olmadı. Kısmet Cihan’aymış... Topun gelişine yarıvolesi, güzel bir gol getirdi.

Bazı aksamları rektifiye edilen Beşiktaş’ta, yeniler rodajdaydı. Takıma tam oturamadılar. Fernandes de, (İyi niyetine rağmen) bir türlü etkin olamıyordu. Beraberlik golündeki serbest atışı, kendisini nihayet ortaya çıkardı.

Beşiktaş; paçası tutuşunca oynamaya başladı. Son dakikalarda rakibini bunalttığı anları, maçın bütününe yaysa, işin rengi bambaşka olur. Ama yapmıyorlar.

Kalecilerin karşılıklı yediği gollere rağmen, ikisi de başarılıydı..