Daha önce sormuþtum, tekrar soruyorum.
Neden, kimse 28 Þubat davasýndan tutuklu olan o þöhretli generallerin, o muktedir sivillerin davasýný takip etmiyor?
Çevik Bir.
Erol Özkasnak.
Hikmet Köksal.
Ýlhan Kýlýç.
Ahmet Çörekçi.
Çetin Saner.
Fevzi Türkeri.
Ve daha 50 tutuklu asker.
Ve Kemal Gürüz...
Bunlar, yok sayýlacak, ihmal edilecek, görmezden gelinecek insanlar mý? Unutulacak þahsiyetler mi?
7.5 aydýr içerideler. Kapýlarý çalýnmýyor. Aylardýr haklarýnda tek bir özel haber yayýnlanmýyor.
Hani iddianame olmadan insanlarýn içeride tutulmasý hukuka aykýrýydý?
Hani, kaçma þüphesi olmayanlarýn tutuklu yargýlanmalarý kabul edilemezdi?
Hani, elde somut belge olmadan insanlar suçlanamazdý?
Bir sürü hani var... Bir sürü soru var.
Kimse sormuyor, kimse de içeridekilerin durumunu merak etmiyor.
Kimse bu insanlarýn cezaevi öykülerini yazmýyor.
Hatýrlayalým...
Ergenekoncularýn, Balyozcularýn, Andýççýlarýn, Odatvcilerin tutukluluk süreleri nasýl büyük kampanya olmuþtu. Günlerce, aylarca “Bu insanlar neden dolayý tutuklu? Haklarýndaki iddialar nedir? Mahkeme belgeleri nerede?” diye sorular sorulmuþtu. Hala soruluyor. Hala, birçoðunun cezaevi öyküleri yazýlýp çiziliyor.
Aralarýnda yaþlý olaný, hasta olaný var. Onlarýn kiþisel hikayeleri üzerinden mahkemelere çaðrý yapýldý, yapýlýyor. 28 Þubat tutuklularýnýn da neredeyse tamamý yaþlý ve birçoðu hasta. 7 aydýr içerideler neyle suçlandýklarýný bilmiyoruz. Kimse yazmýyor, kimse araþtýrmýyor!
Anlaþýlýr gibi deðil...
Gazeteci meslektaþlarýmýn dava dosyalarýný, iddialarý, belgeleri incelemekte ne kadar mahir olduklarýný biliyoruz. Ergenekon’dan, Balyoz’dan, Odatv’den biliyoruz.
Ama bir tanesi bile Çevik Bir’in, Erol Özkasnak’ýn, Kemal Gürüz’ün dosyasýný açýp bakmýyor.
Belki onlar hakkýndaki iddialarda da eksiklikler vardýr. Belki usul hatalarý vardýr.
Belki onlarýn suçlandýðý belgelerin imzasý da ýslak deðildir. Islak imza varsa da belki o imzalar da renkli fotokopi makinasýnda üretilmiþtir.
Belki, onlar hakkýndaki CD’lerde de tarih uyuþmazlýklarý vardýr. Belki o CD’ler de 28 Þubat’tan sonra üretilmiþtir.
Niye kimse bunlarý araþtýrmýyor?
Niye, Ergenekon’a, Balyoz’a, Andýç’a gösterilen hassasiyet 28 Þubat davasýna gösterilmiyor.
Üstelik, meslektaþlarýmýn 28 Þubat’a dair canlý tanýklýklarý var. Bütün tutuklu paþalarý yakinen tanýrlar. Hepsiyle çok iyi dostluklarý vardýr; onlarýn sayesinde gazetelerine sayýsýz manþetler attýlar... 28 Þubat karargahýndan aldýklarý özel bilgiler sayesinde mesleki rekabette hepimizi atlattýlar. Þimdi neredeler? Neden bir tanesi bir gün olsun 28 Þubat davasý için manþet atmýyor. Neden, dava dosyalarýný didik didik etmekte usta meslektaþlarýmýz, bir tek 28 Þubat belgesinin dahi izini sürmekten imtina ediyor?
Anlayamýyorum...
CHP’yi de anlayamýyorum!
Ergenekon sanýklarýný milletvekili seçtiriyor, bütün davalarý titizlikle izliyor. 13 Aralýk’taki Ergenekon davasýna da topluca çýkarma yapacak. Güzel... “Ayný CHP” o karanlýk günler yaþanýrken sonuna kadar arkasýnda durduðu 28 Þubat’ýn davasýný sorgulamýyor.
“Atatürkçü”, “laik”, “Kemalist” STK’lar da mesela Çetin Doðan’a verdikleri desteði Çevik Bir’den, Erol Özkasnak’tan esirgiyor. Onlar da TSK’nýn saygýn subaylarý deðil mi?
Medya, STK’lar, CHP ya da Balyoz paþalarý için yürüyüþ yapan sanatçýlar vs... 28 Þubat’ýn tarafýna dönüp bakmýyorlar bile.
Oysa darbeyse darbe, askerse asker, laiklikse laiklik... Ortak düþmanlarý da dindarlar. Yani iþbirliði ve dayanýþma için bütün unsurlar tamam.
O halde bu ilgisizliðin sebebi ne olabilir?
“Eðer o dosyalarý açacak olurlarsa suç ortaklýklarý hatýrlanýr, ondan korkuyorlar” mý diyorsunuz! Öyle midir acaba? Satýþlar o kadar ucuzlamýþ mýdýr dersiniz? Peki, satarak kurtulmak mümkün müdür dersiniz?