Aziz Yýldýrým deyince, aklýma 2 þey geliyor:
1) Profesyonel ligimizin geçmiþ 50 yýlý içinde; (Ali Þen dönemi de dahil) onun kadar etkili, hizmeti dokunmuþ ve ihtiraslý bir baþkan gelmedi... Önümüzdeki 50 yýl içinde de gelmeyecek.
2) Profesyonel ligimizin geçmiþ 50 yýlý içinde; onun kadar F.Bahçe’ye zarar vermiþ bir baþkan da gelmedi... Önümüzdeki 50 yýl içinde de gelmeyecek.
***
Bu tablo gerçekten ciddi bir paradokstur. Dýþý seni içi beni yakar türünden görüntü farklýlýklarý yaratan Yýldýrým; kulüp içinde kendisine kýzanlardan (Hatta nefret edenlerden bile) oy almayý baþarmýþ tarihteki ilk ve tek örnektir.
F.Bahçe’ye kazandýrdýðý tesisleri ve benzer fiziksel artýlarý tekrar söylemeye gerek yok. Ama dikkatlerden kaçmýþ ya da unutulmaya yüz tutmuþ farklý ve büyük baþarýlarý var. Bunlarý hatýrlatalým.
Delege sayýsýnýn bugünden çok az olduðu dönemlerde, kulüp gruplarýn esiri olmuþtu. F.Bahçe, 16 farklý fraksiyonun çevirdiði dolaplara mahkumdu. Özellikle Semih Bayülken’in grubu, “Süpürgeyi aday göstersek baþkan seçilir” iddiasý içinde, kulübü dýþardan yönetiyordu. Aziz Yýldýrým baþkan seçilir seçilmez, önce üye sayýsýný 1500’lerden 15 binlere, üye aidatýný da (O günün deðerleriyle) 12 bin liradan 50 milyon liralara çýkardý. Böylelikle gruplaþmayý iki dinamitle paramparça etti.
Çünkü, eski toplamdaki 1500 kiþiyi; alýnan hediyelerle, üye aidatýný ödemekle ve gösteriþli yemeklerle kafakola almak kolaydý. Ama üye sayýsý 15 binlere fýrlayýnca, toplu aidat ödeme dönemi de bitti. Çünkü artan üye sayýsý ve artan üyelik aidatý nedeniyle; bu kadar parayý tek elden verecek bir finansör bulmak artýk mümkün deðildi. Kulübü esir alan eski model grupçuluk tarihe gömüldü. Bu önemli bir baþarýydý. F.Bahçe’yi vesayet altýndan kurtardý.
***
Aziz Yýldýrým’ýn güme gitmiþ, deðeri pek farkedilmemiþ baþarýlarýndan biri de; markalaþmadýr. Eskiden herkes F.Bahçe’nin formasýný, atkýsýný, kaþkolunu, eþofmanýný ve her türlü hediyelik eþyasýný yapýp rahatlýkla ve kulübe herhangi bir ödeme yapmaksýzýn satýyordu. Þikayetlerden sonuç alýnamýyordu. Bu yüzden iþ oluruna býrakýlmýþtý. Ama Aziz Yýldýrým, patent hakký konusunda devrim yaratan mücadele ve inadýyla; bu sorunu da kökünden halletti. Baþka kulüpler de, onun bu hukuksal baþarýsýndan faydalandý.
Ardýndan Fenerium devrimi geldi. Derken, her þehirde F.Bahçe Spor Okullarý açýlmasýný saðlayan franchising uygulamasý baþladý. Diðer kulüpler de onu takip etti. Aziz Yýldýrým Türkiye’de daha önce yapýlmamýþlarý yaparak, kulüplere ayný zamanda tüccar olmayý da öðretti. Stadlarda loca uygulamasýný ilk o baþlattý.
Yani son kongrede yaptýðý büyük fark, rastlantý deðil. Unutulmuþ gibi görünen baþarýlarýnýn birikmiþ tortusu üstünde yükseldi. Tebrikler...