Geçtiğimiz haftanın diplomasi gündemi ABD heyetinin Ankara ziyaretiydi. Pürüzlü ve engebeli bir çizgi izleyen Türkiye-ABD ilişkileri açısından kritik önemde bir dizi toplantıya sahne oldu Ankara bu ziyaret nedeniyle. Ziyaretin perde arkası konusunda hafta içinde önce üst düzey bir hükümet yetkilisi ile konuştum. Ardından da cumhurbaşkanlığı kaynaklarıyla da ziyaretin ayrıntılarını konuşma imkanı buldum.
Buna göre, öncelik olan gelişme Türkiye-ABD arasında sorunların önemli bir kısmının çözülmesi.
Görüşmenin sürdüğü saatlerde değerlendirmelerde bulunan hükümet yetkilisi dikkatle seçiyordu kelimelerini ve güvenli bölge konusunda “ilk adım” olarak nitelenecek gelişmeleri haber veriyordu.
Görüşmelerin sonunda ise güvenli bölge konusunda mutabakata varıldı, cumhurbaşkanlığı kaynaklarına göre. Cerablus-Kilis arasında 90 km uzunluğunda olacak ve Özgür Suriye Ordusu ile ılımlı muhaliflerin bulunacağı bölge hava desteği ve istihbarat desteği ile beslenecek. Varılan mutabakat uyarınca bu bölgede PYD ve DAEŞ bulunmayacak. Fiili bir güvenli bölge sözkonusu esasen. Varılan mutabakat da bu yönde, yine kaynaklarımın verdiği bilgiye göre. Gelişmelere göre bölgenin genişlemesi de sözkonusu olabilir, yine yetkililerden öğrendiğim kadarıyla.
İncirlik’de müzakere devam ediyor, Predatörlere silah yok
Sorularımı yanıtlayan yetkili net ifadelerle konuşuyor: “İncirlik üssü, hiçbir şekilde kullanılmadı. İncirlik’ten kalkan uçak yok. İncirlik’ten kalkan Predatörlerin Nusra cephesi komutanını vurduğu şeklinde haberler çıkmıştı. Bunlar kesinlikle doğru değil.”
“Predatörlere silah” haberleri doğru değil, kaynağıma göre.
Cumhurbaşkanlığı yetkilisi, İncirlik ile ilgili müzakerelerin devam ettiğini söylüyor.
ABD, Türkiye’nin PYD hassasiyetini anladı
Öte yandan, müzakereler çerçevesinde ABD tarafının Türkiye’nin PYD konusundaki hassasiyetini anladığı ve bu konuda güvenceler verdiği belirtiliyor. ABD’nin PYD konusunda son günlerde yaptığı açıklamalar da Ankara’da memnuniyet yarattı.
Türkiye’nin Suriye sınırında geçtiğimiz haftalarda yükselen tansiyon yerini karşılıklı görüş alışverişlerine ve pozisyonları tane tane anlatma sürecine bıraktı. Ankara’nın sınıra asker yığarak caydırıcı bir adım atması, Türkiye’nin bu konudaki tahammülünün sınırlarını dünya aleme gösterdi.
Gizli-açık pek çok temas trafiği yürütüldü. Yapılan uyarılardan gerekli dersler çıkarılmış gibi görünüyor. Sınırda gerilim düştü. Bu sürecin bonusu da kötü gittiği izlenimi veren Türkiye-ABD ilişkilerinin yeniden rayına oturması oldu.
