A Milli Takım ve diyet ödemek

Milli Takımın 3 Temmuz’dan torpilli hocası Abdullah Avcı” Böyle bahsetmişiz 18 Mayıs tarihli yazımızda Milli Takımın hocasından. Trabzonspor’da oynarken “Allah bana böyle oyuncularla çalışmayı nasip etmesin” dediği Engin Baytar’ı GS’a transfer olur olmaz Milli Takıma çağırdığında söylemişiz bu sözü. Dün gece oynanan özel maçta Avusturya’ya 2-0 yenilen Milli Takım’ın esas sorununun “ilkesizlik ve değer erozyonu” olduğunu ta o günden söylemiştik.

Irkçılıktan mimli adamı Milli Takıma kaptan yapan, İstanbul takımına transfer olmadan milli formayı giyemeyen futbolcular mezarlığına döndürülen ve son olarak da Türk futbolunu İstanbul zannedip milli Takımı İstanbul Karmasına döndüren zihniyetin adına sadece “yazık” denir.Oysa sadece geçen sene oynadığı maçların zekatı Mert Günok’un yekununa denk gelecek olan Tolga Zengin,FB kalecisi Volkan Demirel sakatlanınca alelacele takıma davet edilip Trabzonspor’a da bir sus payı verilmişti ya daha ne olsundu.

Dünya kupasına gidebilmek için gurup maçlarına başlayacak Türk Milli takımını gençleştirme operasyonu ne kadar doğru ise Abdullah Avcı’nın yöntemi ve tercihleri de bir o kadar yanlıştır. Bu yanlış dün sahada adeta bağırıp dururken, Hollanda maçı öncesi saha kenarındaki Abdullah Avcı epeyce endişelenmiştir sanırım. Ee zor tabi. Diyet borcu ödeyerek Milli Takım hocalığı yapmak kolay değil.

Şike sürecindeki bir yılı aşkın süre zarfında yaşanan rezilliklerin ve alınan kararların Milli Takıma ve ülke futboluna nasıl zarar verdiğini anlamak için maçın 85.dakikasında sahaya atlayanların kime sarıldığına bir kere daha bakmak gerek.Doğruyu aramak adına yüksek sesle sormak lazım. “Bütün bunlara değer miydi ve şimdi mutlu musunuz?”

Mutlu değil misiniz? Boş geçin yahu. Kurtarıcı olarak Hollanda maçına çağırın Engin Baytar’ı ipten alsın sizi. İlke milke hikaye nasılsa...

Trabzon seçime gider mi?

Şike sürecinin en çok zarar verdiği camia şüphesiz Trabzonspor. Şike ile elinden alındığı mahkeme kararı ile tescillenen kupasını alamamasına mı yansın, şampiyon kadronun dağılmasına mı? Bir de bunların üzerine bu sene taraftarı heyecanlandıran transferler gelmeyince özellikle sabırsız taraftarlar homurdanmaya başladı bile.Sadri Şener dün Radyospor’da İlker Koç’un konuğu idi ve yaptığı açıklamada “Göreve devam edeceklerini ve erken seçime gitmeyeceklerini” belirtti. Ama İlker Koç’a söylediği en çarpıcı söz şu oldu: “Şampiyon olsak onu kabul etmiyorlar, eleştirsek eleştirimizi kabul etmiyorlar, maç gündüz oynanacak sıcak diyoruz onu kabul etmiyorlar.”  Bu laf üzerine yorum dahi yapmayacağız.

Kirpi bile...

Herkes bayramı sever. “Bayram günlerini sevmiyorum” diyeni az duydum. İşte kaşla göz arasında bir ramazan daha bitiyor. Önümüz bayram. Onlarca şehit haberi arasında bayramı, bayram gibi yaşamamıza imkan yok. Yaklaşan bayramda bazı ana kuzuları, annesinin koynuna başını yaslama şansını bulacak ama kim bilir kaç anne bu bayramda yaşları kaç olursa olsun göğsüne yaslanmış kel, siyah, sarı, kızıl beyaz saçlı evladını okşayıp sevmekten mahrum kalacak?

Kirpi bile yavrusunu “pamuğum” diye sever.Evladını kaybeden annelere neyi önerirsiniz?

Bu bayramda özellikle oğluna sarılamayacak annelerin ellerinden öpüyorum...