Afrika’da bir Osmanlı kartalı Şeyh Ahmed

Arablusgarp işgali sırasında İtalyanlara karşı verdiği akıllara ziyan mücadele ve kahramanlığıyla tarihe geçmiş din alimi ve büyük önderlerdendir, Şeyh Ahmed Eş-Şerif Es-Sünusi.

Osmanlı’yla bağlılığını en güçlü bir biçimde, Birinci Dünya Savaşı’nda da sürdürmüş, savaşın sonlarına doğru Padişah İstanbul’a davet etmiş, ona büyük ilgi göstermiştir.

Şeyh Ahmed, Kurtuluş Savaşı yıllarında da Anadolu’nun birçok yerini gezerek Kuva-yı Milliyecilere destek oldu. Onlar için vaizlik yaptı. Savaşın bitiminde umum vaizliğini Bediüzzaman’a önermiş, ama bu önerisi kabul görmemişti.

Şeyh Ahmed 1902 yılında Muhammed Mehti’nin vefatı üzerine Senusilerin başına geçti. Senusiler Afrika’da çok önemli bir güce sahipti. Hele de Sahara ve Sudan da gerçekten çok etkiliydiler. Senusiler, Trablusgarp’ın İtalyanlarca işgaline değin salt dini hizmetlerle uğraşmakta ve herhangi bir askeri harekattan uzak durmaktaydı.

Osmanlı Hükümetine içten bağlı olduklarından, İtalya’nın Trablusgarp girişimleri karşısında silahlanmaya başladılar. Senusiler, İtalyanlar’dan önce davranan, Orta Afrika’yı işgal eden Fransızlarla savaşa tutuştu önce. Fransız lejyonerlerini çil yavrusu gibi dağıttı, geri çekilmelerini sağladı.

Şeyh Ahmed, Enver Paşa’yla yaptığı görüşmeden sonra Türk ve Arap subayların komutasında oluşan kuvvetlerle birlikte İtalyanlara saldırdı. Enver Paşa, hükümetin içinde bulunduğu koşullar gereği İtalyanlarla barış anlaşması yapmak zorunda olduğunu açıkladı Şeyh Ahmed’e ve savaşı sürdürmesini önerdi.

Balkan Savaşı’nın başlamasıyla devlet hepten darboğaza girmişti. Ve halk, İtalyanlara karşı kendi savaşını vermek zorunda kaldı. Uzun bir süre İtalyanlar sıkışıp kaldı kıyıda ve ülke içlerine doğru ilerleyemedi. Osmanlı, İtalya’yla Uşi’de barış anlaşması imzalamasına karşın, Senusiler savaşı sürdürdü.

Şeyh Ahmed, kendisine bağlı birliklerin başında, İngilizlerle de savaştı Birinci Dünya Savaşı’nda ve 1915’te Padişah onu Trablusgarp Valisi ilan etti. Ancak İngilizlerle Sollum’da yaptığı savaşı kaybedince geri çekilmek zorunda kaldı. Cemal Paşa da İngilizlere yenilince Şeyh Ahmed’in direnci hepten kırıldı.

İstanbul’a gelişinde Cemal ve Enver Paşalar onu Haydarpaşa’da karşıladı. Mustafa Kemal Ankara’ya geçtiğinde ilk davet ettiklerinin başında Şeyh Ahmed vardı. Mustafa Kemal Paşa, Meclis kürsüsünden Şeyh Ahmed’i ve Senusileri kahramanlıklarından dolayı övdü ve şükranlarını dile getirdi.

Ankara Hükümeti bu büyük İslam bilim adamının saygınlığından çok yararlandı. Şeyh Ahmed, Kurtuluş Savaşı adına elinden geleni ardına koymadı; yerel kıyafetleriyle gittiği yerlerde kürsüye çıkarak mücadele ve cihad azmini ateşledi. Mustafa Kemal Paşa, Şeyh Ahmed’in başkanlığında, 1 Şubat 1921’de bir İslam Kongresi’ni topladı. Bu kongreden sonra İslam dünyasının Kuva-yı Milliye hareketine ilgisi ciddi biçimde arttı.

Şeyh Ahmed 1922 yılında Şam’a gitti. Ancak Fransızlar burada onu rahat bırakmayınca Hicaz’a göç etti ve yaşamının son yıllarını dua ve ibadetle geçirdi. Kutsal topraklarda 10 Mart 1933’de Hakk’ın Rahmetine kavuştu. Düşmana hiçbir zaman boyun eğmeyen, her türlü tehlike karşısında soğukkanlılığını yitirmeyen Şeyh Ahmed, Osmanlı’nın son kartallarından biriydi. Ruhu şad olsun...