Beşar Esad’ın taşeronu ‘yeni’ Pe Ke Ke

Beşar Esad’ın üniversiteden sınıf arkadaşı, Kandil’den yönetilen PeKeKe’nın yeni reisi Fehman Hüseyin, Doktor Bahoz Erdal şifre adıyla Suriye’de telsizin başına oturuyor ve CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ü “Niye kaçırdınız be ahmaklar!” diye bas bas bağırarak hesap soruyor tayfasından! Örgütün silahlı kanadına devşirilenlerin büyük bir çoğunluğu Suriye vatandaşı. Geri kalanların içinde İranlılar başı çekiyor. Türkiye kökenlilerinse sayısı gittikçe azalıyor. Öcalan’ın adı geçmiyor telsiz görüşmelerinde, istihbarat birimlerine göre. Karayılan’ınsa nerede olduğunu bilen yok ancak Karayılan, Duran Kalkan ve Mustafa Karasu’nun İsveç’le kimi Avrupa ülkelerinden pasaport aldıkları öne sürülüyor.

Bu arada, Hüseyin Aygün, sağ salim evine, ailesine kavuştu. Serbest kaldıktan sonra, kendisini kaçıranlarla yaptığı konuşmaları aktardı. Aygün’ü kaçıranlar belli ki PKK’nın bu yeni “Suriye’leşmiş” konumunu henüz kavrayamamışlar. Zaten Fehman Hüseyin’den azar işitmeleri de bunu gösteriyor. Söylemleri basit, çocukça ve duygusal. Aygün bize bu “çocukların” dağda olmaktan bıktıklarını aktarıyor. O zaman atarsın silahını inersin düze; pişmanlık yasasından yararlanırsın, olur biter. Ama iş o kadar basit değil. Dağdan indiğin an yedi sülaleni tehlikeye atıyorsun çünkü. Sayın Aygün’e büyük geçmiş olsun da, kafam bir lafına takıldı: “Avrupa’da birçok ülkede olan özerklik gündeme gelmeli.” Avrupa’nın hangi, ülkelerinde, kime özerklik verilmiş? Almanya’da mı? Fransa’da mı? Nerede? Belçika da Valon ve Flaman bölgeleri vardır ki, Türkiye’yle uzaktan yakından ilgisi yok bunun. Sayın birer birer Avrupa’daki bütün ülkeleri, özerklik diye bir şey yok. İskoçya, İrlanda, Galler’den söz ediyorsa bu da tümüyle farklı bir yapılanma. Basque Bölgesi ise dile getirdiği, o daha da değişik ve çok daha karmaşık. İşin içinde dinsel ögeler, yüz yıllar boyu süren derebeylik/serflik ilişkileri var. Üstelik bugün dağda dolaşan PKK ağalarını özerklik falan kesmez çünkü artık sorun Esad’ın iktidarını kurtarmak sorunudur ve de bütün Ortadoğu’nun başına bela olma aşamasına zıplamıştır yeni PKK.

El Muhaberat, Esad’ın sığındığı Rus üssünden verdiği emirlerle yeni PKK’ya silah sağlıyor, Suriye köylerinden 15-17 yaşları arasındaki çocukları zorla dağa çıkarıyor, Türkiye’nin üzerine salıyor ve bu çocukların ölümüne neden oluyor. Esad öylesine şaşkın ki, muhalefetin kendi acımasız diktatörlüğüne baş kaldırabileceği aklına gelmiyor ve bu isyanı Türkiye’nin örgütlediğini düşünebiliyor. BDP’nin bu son olaylar karşısında sus-pus olması, salt Aygün’ün kaçırılmasını kınamanın ötesinde Şemdinli ve Hakkari’yle ilgili nerdeyse tek kelime etmemesi, partinin de devreden çıkarıldığını gösteriyor. Şemdinli’de hayatını kaybeden 200 kadar teröristin arkasından  Türkiye’de ağıt yakan çıkmaması, cenazelerin yeni PKK tayfasınca hemen gömülmesi, bunların Türkiyeli olmadıklarının da bir başka kanıtı.

Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçimlerinde, anketlere göre yüzde 52’ye yüzde 45 önde olan Obama büyük bir olasılıkla yeniden seçilecek. Ondan sonra, ABD basınına göre, uçuş sahası belirlenmesi de, muhaliflere Washington tarafından silah verilmesi de gündeme gelecektir. Ama silahı veren asla Türkiye olmayacaktır.