Bronzluk aksesuar mı?

Yazın en belirgin simgelerinden, olmazsa olmazlarından biri güneş. Yaz günlerinde hep tepede olsun isteriz. Bize tatili, denizi, dinlenmeyi çağrıştırır bir yandan da... Güneş tepedeyken daha çok terler, su içer, yazın daha hafif yiyecekler olduğundan daha hafif beslenir, çabuk doyar, kolay kilo veririz. Güneş bize ekstra enerji verir, güneşli günlerde daha pozitif uyanırız uykudan. Güneşi sevmemiz için aslında o kadar çok neden var ki saymakla bitmez. Çok seviyor oluşumuzda bir sorun yok fakat güneşin olumsuz etkileriyle nasıl baş edeceğimizi bilmediğimiz de su götürmez bir gerçek.

Bu aralar etrafınızdakilere biraz daha dikkatli bakın. Herkesin rengi biraz daha kırmızı, biraz daha koyu... Tişörtlerinin kol hizasında yanık yerlerinin izleri, giderek lekelenen, çillenen yüzleri görebilirsiniz. Tatilden dönenleri ise tanımak zor! Güneşte yanmak yaz tatillerinin olmazsa olmazı haline geldi. Hatta pek çok kişinin yaz tatilinden tek anladığı, bronzlaşmak. O yüzden tatil beldelerinde plajlar öğlen sıcağında bile şemsiyesiz güneşlenenlerle dolu.

AZI DA ÇOĞU DA BİR

“Her şeyin azı karar, çoğu zarar” derler ya işte bu güneş için doğru değil. Güneşin azı da çoğu da insan sağlığı için zararlı. Güneşe hiç çıkmamak iskelet sistemine ciddi zararlar verebilir. Çünkü güneş, iskelet sistemi için gerekli D vitamini ihtiyacını karşılayan tek doğal kaynak. Uygun saatlerde, koruyucu ürünler kullanarak güneşlenmek faydalı. Güneşe fazla maruz kalmaksa tıpkı hiç güneşlenmemek gibi çok ciddi tehlikelere yol açabilir. “Bunu yıllardır söylerler, ben hep güneşlenirim, bugüne kadar hiçbir şey olmadı” diyenler oluyor. Fakat bilmediğiniz bir nokta var. Güneş birkaç gün sonra iyileşen güneş yanıklarına sebep olduğu için değil 20-30 yıl sonra kansere yol açacağı için tehlikeli. Güneşe uzun süre maruz kalmanın sonuçları yakın vadede kendisini göstermiyor maalesef. Yaş ilerleyince kendinizi tehlikenin göbeğinde buluveriyorsunuz.

GÜNEŞ FATURAYI KESER

Güneşe maruz kalınca ilk anda ciltte renk değişikliği, yanık, alerjik reaksiyon, güneş çarpması, sıvı kaybı gibi şikayetler ortaya çıkar. Hiçbiri kalıcı hasar bırakmadığından güneşin zararları unutulup gider hafızalardan. Asıl tehlike güneşe düzenli olarak maruz kalan kişilerde uzun zaman sonra ortaya çıkabilecek sağlık problemleri. Yaşınız ilerlediğinde cilt kanseri, katarakt, cildin genç yaşta elastikiyetini kaybetmesi, damarlardaki genişlemeye bağlı olarak cildin erken yaşlanması, deride yapısal bozukluklar, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi pek çok hastalığa karşı şimdiden hazırlıklı olmanız gerekiyor. Siz sadece güneş yanıklarıyla kurtulduğunuzu zannetseniz de işin aslı çok farklı, güneş eninde sonunda faturayı kesiyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre yılda yaklaşık 15 milyon insan güneş nedeniyle katarakt olup görme yitisini kaybediyor. İngiltere gibi az güneş gören bir ülkede bile her yıl yaklaşık 2 bin kişi cilt kanseri nedeniyle yaşama veda ediyor. Özellikle 15 yaşının altındaki çocukların güneşe korunmadan uzun süre maruz kalmaları onların kansere çok daha erken yaşta yakalanmalarına sebep olabiliyor.

Dolayısıyla güneşlenme konusunda artık herkesin bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. Her geçen gün stratosferde ozon miktarı azaldığından zararlı güneş ışınları dünyayı ve insanları daha çok tahrip ediyor. Hele de güneşin dik geldiği saatlerde (11.00-16.00 arası) güneş ışınlarının tutulma oranı daha da azaldığından direkt zararlı ışınların etkisinde kalınıyor. Öğlen saatlerinde gölgede bile olsanız ciddi bir radyasyona maruz kalırsınız.

Yaşam tarzınızla ileride karşılaşacağınız hastalıklar arasında bir bağ var ve dolayısıyla bu hastalıklar bir anlamda toplumların gelişmişlik düzeyinin de bir göstergesi. “Bana hastalığını söyle sana ülkeni söyleyeyim” durumu biraz yani. Bu bağlamda toplumun gelişmesi bireylerin kendi kişisel bilinç düzeylerini artırmalarıyla mümkün olabilir. Özellikle kadınlar bu konuda medyanın da tuzağına düşüyor maalesef. Medya      bronzluğu destekliyor, hatta beyaz giyinmek için önce güneşte yanmak gerektiği empoze ediliyor. Bronzluk bir aksesuar değil. Derinize bunu yapmayın. Açık renk elbise giyinmek için renk değiştirmeniz gerektiğini söyleyenleri kendi hallerine bırakın...