Bu bir İzmir yazısıdır

Başlığı görüp kimse benden Yılmaz Özdil kıvamında bir yazı beklemesin.  Sayın Özdil, “Almayın O Kupayı” diye bir yazı yazarak Trabzonspor’un “hak” arama mücadelesini “batıl” ilan ettiği için vicdan kokan İzmir yazılarını yazmak da bir Karadenizli olarak bana düştü.

İzmirli aileler ‘Ogünü’ kutsayıp çocuklarına Ogün adını verirler. Kız olunca Karadenizli Temel gibi inat edip yine de “Ogün”adını vermezler. Kız olduğunda iseGüno koyarlar çocuklarının isimlerini.Ogün adının İzmirlilerde fazla olmasının sebebidir 9 Eylül tarihi. Düşmanın denize döküldüğü tarihe atfederler bu ismi İzmirliler. 9 Eylül adını da bu nedenle bir ilim irfan yuvası olan Üniversitelerine vermişlerdir.(Her ne kadar 80 sonrası kurulan bir üniversite olsa da) Gel gör ki üniversiteler hep ilim irfan yuvası olmuyor maalesef. Bunlar arasında darbeci olanlarda var, anti demokrat olanlarda var, vesayetçi olanlar da...

Üniversiteler hep ilim irfan adamı yetiştirecek değiller dedik ya. Spor yorumcusu Ahmet Çakar’ın televizyon ekranlarında milyonların gözü önünde madara ettiği Profesör Doktor Oğuz Atalay gibi hukukçular da barındırır bazen.  Koca Profesörün “Siz, 70 milyonu aptal mı sanıyorsunuz?”  sözünü işitip cevap verememesi hukuk, adalet ve üniversite adına ne acı bir tablodur.

Bu acı tabloya bakıp Atalay’ın okuttuğu öğrencilere üzülmemek mümkün değil. 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyan öğrenciler, bu sözüm size: TFF Etik Kurulu başkanı olan ve 6 ay içinde birbirine taban tabana zıt iki ayrı hukuki mütaala veren Sayın Profesör Doktor Oğuz Atalay’dan sağlıklı bir eğitim alacağınıza, ondan aldığınız hukuk bilgilerinin sizi ‘iyi bir hukukçu’ yapacağına inanıyor musunuz? Sayın Atalay ile ilgili düşüncelerinizi lütfen bana yazıp gönderirseniz  haftaya köşemden yayınlayacağım.

MarkarEsayan’ın Milli Takımı

Taraf Gazetesi yazarı MarkarEsayan son yazısında eskiden Milli Takımı ve o zamanki iklimi oldukça faşist bir çizgide gördüğünden tutmadığını ama artık yavaş yavaş Milli Takımı desteklediğini ifade etmiş. Taraf gazetesindeki yazılarını okuduğumuz Sayın Esayan ile tanışmıyoruz ama sanırım kendisi bu ülkede yaşamıyor.  Saygın bir kulüp başkanını dövmek için Milli Takım otobüsünün kapısında pusu kuran, kendisini, eleştiren gazetecilere küfreden, hem Türkiye’de hem de İngiltere’de ırkçı söylemleri ile tanınan bir futbolcunun bu ülkede baş tacı edildiğini ve hatta bütün bu olup bitene rağmen Milli Takım kaptanlığı yapmaya devam ettiğini bilmiyor sanırım. Faşist sözleri nakleden spikere kızdığın için Milli Takımı tutmayacaksın ama ırkçılıktan şaibeli bir futbolcunun kaptanlığındaki Milli Takıma kalbinin yeniden ısındığını söyleyeceksin! Bu durum benim yıllardır eleştirdiğim Cengiz Çandar tipi Türk aydınının içinde bulunduğu açmazı bir kez daha ifşa etti. Bilirsiniz, bizde futbola meyyal sözde Türk aydınları İspanya’da Kral’ın takımına karşı duruyor diye Barcelona’yı tutar ama gelir kendi ülkesinde güce taparak İstanbul takımlarına destek verir.  Sayın Esayan bunları biliyor da buna rağmen hala Milli Takımı tutuyor ise O’na Stockholm Sendromu teşhisi koyacak değiliz ya. “Aman iyi tutun da kaçmasın” demekten başka bir şey gelmez elimizden.