Fener’in büyüklüğü ve başarı çıtası

Fenerbahçe büyük takımdır, büyük camiadır, büyük bir tarihtir, bir efsanedir.

Buna hiç kuşku yok, aksini asla söylemedik, söyleyemeyiz de.

Ama bu büyük takım acaba başarılı mıdır?

Daha doğru bir ifadeyle de acaba başarısı kurumsal büyüklüğüyle orantılı mıdır?

Fenerbahçeliler’in, daha doğrusu duygularını akıllarının çok ama çok önüne taşıyan Fenerbahçeliler’in hiç sormadıkları soru budur.

Fenerbahçe’nin yüz seneyi aşan bir tarihi, 150 milyon dolar dolayında bir bütçesi, dünyada az görülen bir seyirci desteği, muhteşem bir stadı, halka açık bir şirket yapısı, Fenerium’u var.

Böyle bir kurumun çok da başarılı bir Türkiye futbol geçmişi, kariyeri var.

Fenerbahçeliler’in yine çok az sordukları bir soru da bu yurtiçi başarının bu çapta bir kurum için yeterli olup olmayacağıdır.

Fenerbahçe’nin, gerçekçi olalım, kurum büyüklüğüyle orantılı bir uluslararası başarısı yoktur.

Üzülerek ifade ediyorum, daha doğrusu itiraf ediyorum, benim için bir nakısadır, burada Fenerbahçe derken futbol şubesinden bahsediyorum.

Bazı Fenerbahçeli dostlarımız bizlerin bu uluslararası başarıya kafa takmamıza kızıyorlar, futbolün bir oyun olduğunu, keyif ve temaşa oyunu, sporu olduğunu, illaki de uluslararası başarılarla test edilmemesini savunuyorlar.

Bu görüşe saygı duymuyor değilim ama mesele tam da böyle değil.

Uluslararası düzeyde başarılı olamayan takımların bütçeleri küçülüyor, bütçeleri küçüldükçe, Avrupa kupalarından uzaklaşıldıkça da yıldız futbolcu transferi zorlaşıyor ve sonuç olarak temaşa zevki de azalıyor.

Aziz Yıldırım yönetiminin başarısının test edilmesi gereken alan da kanımca uluslararası başarı çizgisidir.

Şikecilik, çetecilik gibi konuları bir kenara koyalım, bu iş artık yargının, UEFA’nın işi, biz, bir yönetimin başarı düzeyi için somut küresel başarıları ön plana çıkaralım.

Yönetimlerin iki sene içinde Avrupa’da final sözü vermelerini, bu hedef gerçekleşemez ise de hatalarını kabullenip bayrağı başkalarına bırakmalarını öneriyorum.

Sayın Yıldırım’ın en büyük eksisi, yasal süreç değil, kanımca İsviçre’nin Young Boys takımına elenmiş olmak ve bu tuhaf başarısızlıktan sonra da görevden çekilmemiş olmaktır.

İnşallah aynı facia adını çoğumuzun duymadığı romen takımıyla da başımıza gelmez.

Fenerbahçe’nin temel sorunu yönetimin başarı çıtası olarak uluslararası başarıları tanımlamamış olmasıdır.