Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

Hayli samimi bir genelkurmay başkanı

Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’yi hatırlayalım. Geçen hafta üniversite konuşmasında, kafasındaki stratejik bulmacayı dile getirmişti: Suriye’de rejim eninde sonunda değişecek. O zaman Ortadoğu’da bir Sünni, bir de Şii kuşak oluşacak... İki net kuşak olunca Ortadoğu daha istikrarlı mı, daha istikrarsız mı olur?O toplantıda bu soruya yanıt bulunamadı. Soruya bizim yanıtımız -Kuşaklı ya da kuşaksız, Ortadoğu daha istikrarsız olur- idi.

General Dempsey’nin stratejik bulmacasının bir parçasını daha bulduk. General önceki gün Washington’da düşünce kuruluşu Carnegie Endowment’ta konuştu. Orada kendisine -ABD ordusu NATO kapsamında Türkiye sınırını ya da Suriyeli sivilleri koruma görevi üstlenir mi- diye soruldu.

General Dempsey’nin ilk sözü: “Biliyorsunuz ben hem ABD siyasi liderlerine hem de NATO siyasi liderlerine askeri seçenekler sunmakla görevliyim”oldu.

-NATO siyasi liderleri- diye düşünürsek, bu kapsamda Türkiye’yi temsilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan var. General devamla: Bu konuyu geçen hafta NATO’da konuştuk. Biz ABD ordusu olarak çok şey yapabiliriz ama herşeyi yapamayız- dedi.

Yine devamla: “Gerçeği söylemek gerekirse, -yapamayacağımız şeyler arasında, şu an Suriye’de varolandan daha iyi bir siyasi sonucu garanti etmek- var. Ancak buna karar vermek bana düşmez” dedi.

Yani ABD Genelkurmay Başkanı NATO kapsamında da konuşurken, -Ben siyasi liderlerin istediği askeri seçenekleri sunarım. Suriye’de harekat istenirse, onu da yaparım. Hatta başarılı da olurum, ama siyasi sonucu garanti edemem- diyor. Suriye’yi skor tabelasından izleyenler için kulak verilmesi gereken bir açıklama. Bundan sonra olacakları öngörmek için bu pusulaya bakmak gerekiyor. Siyasi sonuç ne? Onu kim garanti ediyor?

General kısa süre önce Ortadoğu’da dolaştığını da vurguladı ve “Bölge ülkeleri askeri harekat için o son adımı atmadan, sonra olacakları da bilmek istiyorlar” dedi. Yani bölgede, -Harekatla Şam rejimi devrilir, ama sonra ne olur- sorusu sorulmakta. Generale de sormuşlar, o da onu anlatıyor. Ve general sonuçta diyor ki, NATO siyasi liderleri benden harekat planı isterse, ben yapar, veririm. Görevim o. Ardından da hemen ekliyor: Şu an NATO’da bir Suriye görev/harekat planlaması yapılmıyor.

Ve General ABD stratejik konseptinden önemli bir ilkeyi hatırlatarak yanıtını tamamladı: Askeri unsur tek başına kullanılmamalıdır. Yani siyasi unsur da gözönünde tutulmalıdır... Şam rejiminin devrilmesi mesele değil, ama sonrası için siyasi planlama ve uygulama gerekir. Irak, hatta Afganistan’da olanları düşününce, dediği gayet doğru.

ABD Genelkurmay Başkanı sözünü sakınmayan ve net bir kurmay. Kendisini ilgiyle izlemeyi sürdürmek lazım. Asıl haberler hep komutanda.

NATO bugünler için var

Önceki hafta Türkiye’nin Suriye konusunda NATO’ya bilgi verdiği haberlerini verdik, bir heyecan oldu... Piyasalar ve kamuoyu olaya gayet yanıltıcı biçimde -Suriye’ye giriliyor mu, girilmiyor mu- diye baktığı için, olay futbol maçının skor tabelasından izleniyor. Halbuki skor tabelasına yansımayan gelişmeler var. Türkiye NATO ittifak anlaşmasının 4. maddesi kapsamında -Sınırda bazı saldırılar var- diye NATO’ya bilgi verdi, konuyu istişare kapsamında NATO gündemine getirdi. Bu diplomatik bir sürecin başlangıcı. Türkiye resmi talep yapmadı.

Türkiye NATO’yu harekete geçirmeye uğraşmıyor. NATO’yu kışkırtmak gibi bir niyet de yok. -Birşey olacaksa ittifak kapsamında ve topluca olsun- deniyor. Bu da makul. 4. maddenin ardından bir de NATO’nun 5. maddesi var: Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için- diyor. Üyelerden birisi saldırıya uğrarsa, NATO topluca karşılık verir... ABD Genelkurmay Başkanı’nın sözlerini bu kapsamda yorumlamak gerekir. Olay askeri değil, siyasi... Ayrıca Türkiye’ye henüz Şam’dan ciddi bir saldırı olmadığını biliyoruz... Ve NATO’da anında oybirliği sağlatacak, mekanizmaları çalıştıracak bir yanlış yapıp yapmamak halen Şam’ın tercihi.     twitter.com/selimatalayny