Hayrunnisa Gül ve engelleri aşmak

Hayrunnisa Gül Hanımefendi’nin himayesindeki Eğitim Her Engeli Aşar” projesi, bir “gönül devrimi”dir.

24 Nisan günü Lütfi Kırdar Kongre Salonu’ndaki toplantıya herkes kendi “engeli” ile gelmişti aslında. Gözleri görmeyenlerin, kulakları işitmeyenlerin, konuşmak isteyip de bir söz söyleyemeyen, tutmak, koşmak, ayağa kalkmak isteyip de yerinden kımıldayamayan yüzlerce genç ve çocuk arasındaydık. Hepsinden önemlisi, kendisini “engelsiz” zanneden kişiler olarak hepimizin, “gönül engel”lerimizle tanışmasına, yüzleşmesine vesile oldu bu toplantı...

Doğuştan âmâ ikizler Burak’la Fatih 11 yaşındalar. Takım elbise, gıcır rugan pabuç, havalı gözlükleriyle gelmişlerdi salona. Oldukça ciddiydiler ilk bakışta, birisi annesinin diğeriyse büyükannesinin elinden tutmuşlardı. Sonra ne olduysa oldu, kendileri gibi görme engelli birkaç arkadaşlarını buluverince, zıp zıp zıplayarak konuşmaya ve seyrettikleri (pardon dinledikleri) bir filmi efektleriyle anlatmaya başladılar. Gazoz şişelerini çalkalayıp çalkalayıp da birden kapağını açtığınızda fışkırır ya! Arkadaş bu demekti galiba, onların kahkahalarını, neşelerini görmenizi (pardon hissetmenizi) isterdim.

***

Mücahit Günaydın’sa basbayağı delikanlı olmuş artık liseye gidiyor. Önce oturmayı, sonra tutmayı, ayağa kalkmayı, sonra kelimeleri sırasıyla teker teker aşması, annesi için her seferinde bir doğum günü sevinciydi. Kolundan öptüm onu, fotoğraf çekilirken boylarımızı ölçüştük, kalkarken halen destek cihazlarına ihtiyacı var, ama onun bu sabır ve inançla bir gün basket bile oynayacağına hemen ikna oluyorsunuz... Salonun amfi şeklindeki eğimi ve bu tip toplantılarda yemek konusundaki zorluklarıysa, ilk kez fark ettim. Mimariden protokole her şeyi engeller üzerinden yeniden düşünmeliyiz, bunu gördüm...

BeyazAy Derneğimizden görme engelli milletvekilimiz Lokman Ayva’nın anlattığı fıkranın, işaret diliyle nasıl aktarılacağını da öğrendim o gece. Ne çok şey öğrendim Hanımefendi ve davetlilerinden...

Beşiktaş Engelliler Komisyonu’nda Başkan Halil Türknaz’la yany ana oturduk. “8,5 milyon civarında engellimiz var ülkemizde Hanımefendi’nin himayesindeki bu program büyük bir farkındalık geliştirdi toplumda, Engelliler Komisyonu olarak hazırladığımız Yeni Anayasa taslağımız var” diyor.

Kağıthane Özürlüler Merkezi Sorumlusu Psikolog Betül Bostan, merkezdeki öğrencilerinin el sanatlarındaki başarısını anlatırken, Merve Nuray Ülker kitre bebekleri Hanımefendilere uzatıyor, zannedersiniz ki Merve kanat takmış, nurani yüzü pırıl pırıl.

Akşamın en büyük sürpriziyse Emine Erdoğan Hanımefendi’nin salona teşrifleriydi. Hanımefendilerin her ikisini de, engelleri aşmak konusundaki sabırları, inanç ve azimleriyle tanıyoruz. Onlar da kolay gelmediler bugünlere. Ayrımcılık engelini iliklerine kadar yaşamış, her türlü sosyal engel ve yasağı, umutla, sebatla göğüslemişlerdi. Yüzlerinden bir gün olsun gülümsemeyi silmemiş, dayatılan tüm zorlukları onurla, dirençle adım adım aşmayı tercih edenlerdi onlar. Kadınca yürekliliğin, annece bilgeliğin edasıyla sarıldılar çocuklara... Dokunabilmek, değebilmek, sarılabilmek üzerinden tüm engellerin kaldırılacağını öğrettiler hepimize.

Yaptığımız çalışmalarla 3 yılın sonunda ülkemizde eğitim gören engelli sayısında yüzde 144 oranında bir artış sağlanmış; 2009 yılında 150 bin olan okuyan engelli sayısı bugün 370 binlere ulaşmıştır” dedi Hayrunnisa Gül Hanımefendi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, engelli eğitimi için kapsamlı bir yasayı müjdeledi. Bakan Fatma Şahin’se; “engelli engelsiz birbirimizi anlamaya başladık, asıl engel kalplerdeymiş öğrendik” dedi.

En büyük engelimiz: Gören göz, işiten kulak, konuşan dil, tutan el ve ayaklarımızı farkına bile varamadan hoyrat hayat çarklarının içinde katılaşmak, donmak, dumura uğramak... Kalbimizi unutmak, insanlığımızı kaybetmek bu rutin içinde.