İyiliklere doğru

Ulusal futbol takımımız bilmem kaçıncı kez yeni bir yapı arayışının içinde. Gerekiyorsa, bunlara katlanacak, bekleyeceğiz.

Ancak bu bekleyiş sürecinde iyi yolda olduğumuzu gözlüyor olmamız gerek. Bir ışık var bu kez.

Ulusal takımların onları yöneten insanın beyninde oluştuğunu, piştiğini, geliştiğini, böyle olması gerektiğini; sahada oynayarak kazanılanların olgunlaşmaya daha az katkı yaptığını düşünürüm.

Çünkü zaman yoktur, çünkü sürekli bir arada olup, çok maç oynama olanağı yoktur. Hazırlık dönemleri ile maçlar arasındaki aralık büyüktür. Bu dönemde çok şey değişebilir.

Abdullah Avcı, bilgisine, deneyimine, becerisine güvendiğimiz için görevi yürütmesini istediğimiz bir teknik adam.

O, Eylül’de oynayacağımız resmi maçın hazırlık döneminde, oyuncular ve oyun yapısı kadar kendini de sınıyor. ‘Kimi kimle nasıl bir planla oynatırsam ne olur’, onu arıyor. Bu nedenle ‘sistem ve kadro devamlılığı’ peşinde değil. Olamıyor. O henüz ‘kendi doğrusunu’ bulmanın peşinde. Milli takım kadar kendini de arıyor.

Onun için son beş maçta birkaç oyuncuyu sabit kılsa da farklı kadrolarla oynadı. Beş maçın her birinin içinde de toplam değerlendirme ortalamasında da iyi yanlar vardı. Ancak tümünde, en ufak bir rakip parlaması karşısındaki kırılganlığımızı da gördük. Hatalar yaptık, pozisyonlar verdik, goller yedik!

Hiç değilse dün hocanın ‘asıl onbirini’ görebilse idik! Göstermedi onu Abdullah hoca.

Takım gibi, hocanın düşüncesi de oturmadı henüz. Neye karar verdi, ancak eylülde anlayacağız.

Şimdiden görünen, ulusal takımın yeni bir kimlik kazanmak üzere olduğu. O kimlikte en belirgin özellik, özgüven. Bu takım kendine güveniyor. Onbirlerin çeşitlilik göstermesi, iç rekabeti kişilikli biçimde artırmış. Kadro özgüvenli, ama kırılgan bir mücadele doğası var. 

İyilikleri içinde barındıran, ama devamlılığı yerleşmemiş, hatalara çok açık bir takımdı, dün geceki ve beş maçın ortalamasındaki ulusal takımımız... Ukrayna ikinci yarıda üç adam değiştirip, biraz tempo yapınca canımız sıkıldı. Genelde orta alan savaşımlarında iyiydik.  Savunmada zorlandık. Hücum isteğimiz, çabamız yerindeydi, ancak hücum planı uygulama zenginliğimiz yoktu.