İzmir Kordon’da ‘Yasak Hemşerim’ dönemi

İZMİR Büyükşehir Belediyesi Kordon’a araç giriş çıkışını ve trafik seyrini yasakladı. Bu karardan sadece buradaki işletmeler değil, bizim haber merkezide son derece olumsuz etkilendi. Bağdat Caddesi ile İstiklal Caddesi İstanbul için neyi ifade ediyorsa, İzmir içinde Kordon onu ifade ediyor.

Bu yasak uygulamasının başlaması ile 8 CHP’li metropol belediye başkanının birleşip Sayın Aziz Kocaoğlu’na karşı bayrak açmalarını ve isyan etmelerini hatırladım. Ne diyorlardı isyan eden belediye başkanları: “Büyükşehir belediyesinde bürokratlar hiç iş yapmıyor. Ne söylersek bizi oyalıyorlar, topu başka yerlere atıyorlar. Telefonlarımıza dahi çıkmıyorlar. Hiçbir işimizi yapmıyorlar. Biz halka karşı sorumluyuz ama belediye bürokratları bize sorumsuzca davranıyor. Hiçbir işimizi çözmüyorlar.”

Başımıza gelince belediye başkanlarımızı şimdi daha iyi anlıyorum. Star Gazetesi Ege Bölge Temsilciliğimizin yeri malum olduğu üzere tam cumhuriyet meydanına bakan bölgede yer alıyor. Kordonun içine doğru bir trafik seyri söz konusu değil. Yasağın başladığı günden itibaren belediyenin bir ordusu dikilmiş, bizi işyerimize almıyor. Görevli memurlar ‘Yasak hemşerin giremezsin’ sözleriyle önümüzü keserken, işyerimizin dibindeki tabelayı gösteriyorum. Ama görevli memurlar ‘Nuh deyip peygamber demiyor’. Bizi işyerimize almıyor. Belediyenin bütün birimlerini arıyorum. Hepsi ya ‘Bizimle ilgisi yok’ diyor, ya da topu başka birimlere atıyor. Sonuç alamayınca bu sefer Başkan Aziz Kocaoğlu’nu arıyorum. Derdimizi anlatıp, alınan karardan dolayı mağdur edildiğimizi söylüyorum. Sağolsun başkan, ilgileneceğini ve gereğini yapacağını söyledi. Ama ertesi ve sonraki günlerde de biz bu yasaklarla uğraşmaya devam ettik. Bir sonuç alamadık. Çünkü Başkan Aziz Kocaoğlu’nun sözleri de ilgisi de yetersiz kaldı.

Buradan nereye gelmek istiyorum. Gelmek istediğim mesele şudur: İzmir’in en büyük sorunu belediye bürokratlarının sorun çözme yeteneğinin ve kapasitesinin yetersizliğidir. Küçük bir sorunu bile büyütüp çözme yeteneği geliştiremeyen, sürekli topu birbirlerine atan bir belediye bürokrasisiyle İzmir’de kim hizmet ve başarıdan söz edebilir? Eğer Aziz Başkan ‘Bu kadroyla İzmir’de başarılı olacağım’ diyorsa, sadece kendisini kandırır. Bir küçük konuda bile belediye bürokratlarının sorun çözme yeteneğinin sığlığını, yetersizliğini görme ve test etme fırsatım oldu. Düşünün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun çözme sözü verdiği bir olayı bürokratları ‘Olmaz hemşerim yasak’ sözüyle geri püskürtüyor. Belediye bürokrasisinin mevcut hantallığıyla bu kente nasıl bir vizyon kazandırabilirsiniz? Başkanın bürokratları sürekli uyarması gerekiyor. Sayın Başkan iş yapmayanları bürokratları da daha fazlada taşımayın. Size yük oluyorlar.

Kordonun trafiğe kapatılması olayına gelince; Kordon canlılığını kaybetti, işletmeler olumsuz etkilendi. Yasak, Kordon sakinlerine ve esnafa tam bir eziyete dönüştü. İzmir Kordon’da uygulanan araç giriş yasağı sonucu Kordon esnafı ve bölgede yer alan işyeri sahipleri büyük bir mağduriyet yaşadı. Sayın Valimize bizim tam da Kordon’a bakan ofisten bir bakmasını istediğimde şaşkınlığını gizleyemedi. Terk edilmiş hayalet bölgeye dönen Kordon için Vali Kıraç “Ben hiçbir zaman Kordon’u böyle sessiz ve sakin görmemiştim. Buradaki canlılık kaybolmuş” sözleriyle bize destek verdi.

Kordon, İzmir’in kalbinin attığı yerdir. Bu yasakların iyice tartışılmadan alınması sağlıklı bir karar değil. Burada trafik yasağından daha çok öncelikli sorunları var. Mesela, o bölgenin çok önemli bir ışıklandırma sorunu var. İnsanların gidebileceği bir WC’si bile yok. Güvenlik önemli bir sorun. Kordon’un bir peyzaj ve tasarım planlamasına ihtiyaç var. Bu ihtiyaçları artırabiliriz. Umarım Başkan Aziz Kocağolu bu yasağı daha fazla uzatmaz. Bu yasak devam ederse Kordon ikinci İnönü Caddesi’nin akıbetine uğrayabilir. Başkanın bu eleştirilere kulak vereceğini umuyorum.