Kabataş’a iskele, trafik ve medya

İstanbul’da köprü tamiratları ve birkaç gün yaşanan keşmekeş medyanın birinci haberi oldu geçen hafta... Bu şehirde yaşayanlar geçmişte de benzer sıkıntılar çekmişti, o zaman haber olmayan trafik neden şimdi manşetlere taşındı acaba? Komplo teorileri kurmaya gerek yok, sıkıntı manşet oldu zira medya yöneticileri ve çalışanları da etkilendi bu sıkıntıdan.Demek ki makam aracında arıza şeridinde gitmeyi sağlayan siren ya da ışıldak olan medya yöneticileri de trafikte kaldı bu kez. Acı ama gerçek bu...

***

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi uzun zamandır pilot bölge olarak trafik denetiminin kendisine verilmesini istiyor. Bu talebi kaç kere haber olarak okudunuz, üzerine yazılmış olumlu ya da olumsuz kaç yorum okudunuz? Devlet ya da hükümet başkanlarına, bakanlara, ekonomi yönetimine, emniyete ve hatta teknik direktörlere akıl veren medya bu konuda neden kalem oynatmaz acaba? Mesela, İstanbul’da kaç trafik polisi var, eksik kadro ne kadar?Mesela, İstanbul’da ortalama yolculuk süresi ne? Bu süre yıllara göre arttı mı azaldı mı, bunlara dair hiç haber okudunuz mu?Mesela, kar yağdığında köprüye kadar olan tuzlamayı Büyükşehir, köprü üzerindekini Karayolları yapıyor. Birinden biri işini eksik yapsa keşmekeş oluyor da, acaba bu ne kadar gerçekçi bir yöntem diye düşünen, yazan çizen oldu mu?

***

 

İstanbul’a dair eleştiri oldu mu medya sonuna kadar bağırır da çözüm adına tek şey söylemez. Mesela koca İstanbul’da neden sadece Sirkeci-Harem arasında arabalı vapur seferi var ya da bu tamirat sürecinde acaba Kabataş-Üsküdar arası sefer olur muydu diye soran yok... İstanbul’a bir günde izinli giren kamyon sayısını hiç merak etmedi medya. Star Gazetesi’nde Gölge Başkan köşesini yazarken sormuş, cevabını almıştım, tam 7 bin kamyonun şehre girme izni var.

 

Peki Tekirdağ ya da Ambarlı’dan Mudanya ve Bandırma’ya yapılan Ro-Ro seferlerinin önemiyle kaç kişi ilgilendi... Deniz yolunu daha fazla kullanalım demek kolay, Şehir Hatları’nın Boğaz’a paralel ya da Boğaz’dan geliş hatlarını ne kadar verimli kullandığımızı, iskele çevrelerindeki park sorununa bugüne kadar dikkat çeken oldu mu?

***

Medyanın işi sadece kriz zamanlarında eleştiri yapmak olmamalı.

Bugün “Köprü onarımı şart mı?”diye soranlar yarın Allah korusun köprüye birşey olsa ilk kıyameti koparacak olanlar.Yaşadığı şehire ve insanların gündelik sorunlarını yazmaya değer bulmayanların şimdi  bağırmaya da çok hakları yok.