Kızımı yazdıracak İmam Hatip bulamıyorum

İmam Hatipli değilim. “Hoca camide, hoca camide” diyen öğretmenlerin yaka düğmeleri ve etek boylarını kontrol ettiği, adı rahibe okuluna çıkmış bir kız ortaokulunda ve lisesinde okudum. Laikliğin daha ‘muhafazakâr’ tonlarda yaşandığı, içkiye endekslenmediği, yaşam tarzı laikliğinin bu denli revaçta olmadığı yıllardı. 28 Şubat’a daha yıllar vardı. Yüksek doz Atatürk milliyetçiliği dolu müfredata ve öğretmen portföyünün idealizmine rağmen yükselen İslamcılık benim de başımı dumanlandırdı ve hocalarımın, pardon öğretmenlerimin gözü önünde başımı örtmeye başladım. Naçar kaldılar. Nush ile uslanmayacağımı, tekdirin de para etmediğini anlayınca köteğe başvurmadılar. Ne hali varsa görsün dediler.

Son zamanlarda ortaokul ve lise yıllarımı çok sık hatırlıyorum, herhalde kızım ortaokula başlayacak, ondan.

***

Kendim İmam Hatip’te okumadım ama yıllar yılı bunun için hayıflandım, beni İmam Hatibe göndermediklerinden dolayı da aileme içten içe sitem ettim. Çünkü arkadaşlarım dinle diyanetle ilgili pek çok şey biliyorken ben Kuran-ı Kerim’i dahi okuyamıyordum. Ne zamanki İmam Hatip’lerin orta kısmı kapatıldı, getirilen katsayı engeliyle öğrencilerinin üniversiteye girişi engellendi o zaman, “vay be demek İmam Hatipte okumuş olsam ve 28 Şubat’a denk gelsem iki yıllık bir yüksekokulu öpüp başıma koyacakmışım” dedim.

***

Yıllar sonra 28 Şubat artığı katsayı engeli kalktı. Ailelerin bağışlarıyla ayakta tuttukları İmam Hatip Liselerinin yanına artık orta kısımları da açılacak. Kızımız da bu yıl ikinci 4’e başlayacak. Niyetimiz onu İmam Hatip Ortaokuluna yazdırmak. Yazdıracağız yazdırmasına ama henüz yazdıracak bir İmam Hatip Ortaokulu bulabilmiş değiliz. Her tarafı İmam Hatiple dolduracaklar diye endişe edenler, endişeye mahal yok! Yeni sisteme çok kısa sürede adapte olmanın zorluğu anlaşılır fakat okul mevsimi de yaklaşıyor. Bu belirsizlik velileri rahatsız ediyor. Tercihini İmam Hatipten yana yapacak olan velilerin hepsinde aynı sıkıntı; yazdıracağız ama nereye?

***

Mahallelerine İmam Hatip açılmasını bekleyenler bir yana, İmam Hatiplerin orta kısımlarının açılmasından endişelenen modernlere de kulak vermek lazım. En hafifinden şöyle diyorlar: Çocuklarınızın geleceği ile ilgili böyle radikal bir karar verme hakkınız var mı? Laf dönüp dolaşıp din eğitimi için yaş belirlemeye varıyor.

Cevap basit; din eğitimi mümkün olan en küçük yaşta verilmeye başlanılır. Kimse dinini öğrenmekten zarar görmez. İleride dindar bir hayat yaşayıp yaşamamak kendi iradesindedir. Diniyle yaşamasa bile diniyle kültürlenmiş olur. En azından “benim de babaannem başörtülüydü” gibi cahil “beyaz aydın” lafları etmez.

Bahse değer: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olacağına inanmıyorum, kendi kendine gelin güvey oluyor” demiş. Sanırım Kılıçdaroğlu’nun en önemli sorunu bu; önünü göremiyor, gördüğü şeyi tam olarak tahlil edemiyor, inandığı şeylerde ise hep yanılıyor. Başbakan Erdoğan için “muhtar bile olamaz” diyen gelenekten geliyor oluşunun da bunda etkisi var muhakkak. Bir şey daha; CHP’nin makus talihini tersine çevirmek “Bizim yaptığımız projeler AK Parti tarafından hayata geçiriliyor... Ama bizim istediğimiz şekilde değil... Biz daha tutarlı ve kararlıyız” (24.07.2012, Taraf) diyerek olmaz. Sorunun en doğru tespitini Kılıçdaroğlu’nun eşi Sevim Hanım, CHP’nin Türkiye’den alacağı oyu tarif ederek yapmıştı: “Taş çatlasa yüzde 35”. Bence o da bir şartla; karşısına güçlü bir parti çıkmazsa.