Önümüzdeki günler

Şu anda çoğunluk Suriye’ye ve Başkan Esad’ın davranışlarına kilitlenmiş durumda. Oysa hem Suriye hem de Esad yeni tablonun oluşumunda bir alet konumundalar ve esas karar alan ve çatışan güçler dünyaya yön verenlerdir.

Libya’da çatışmalar yaşanırken katıldığım televizyon programlarında sıranın Suriye’de olduğunu ancak buraya bir Batı müdahalesi beklemediğimi, Araplarla Türklerin bu soruna müdahil olacağını ifade etmiştim. Bu müdahale Esad karşıtlarını himaye şeklinde tezahür etti ve bu istikamette olacağı da söylenebilir. Yani yabancı bir gücün Suriye’ye müdahalesi ihtimali zayıf gözüküyor. Ama genel tabloyu şöyle değerlendiriyorum. Dünyadaki yeni denge yine ABD ve Rusya’nın kontrolünde olacak ve bu konuda askeri güç ikinci sırada, ekonomik güç etkili olacak. Ekonomide enerji belirleyici rol oynar ve bana göre ABD petrolü, Rusya doğalgazı kontrol edecek gibi görünüyor. Akdeniz petrolün geçiş yoluydu ve bunun Avrupa’ya bırakılmaması amaçlanıyordu. Çünkü ABD ve Rusya için yeni rakipler  Avrupa ve Çin olabilirdi, bu güçlerin kontrolü gerekiyordu.

Şöyle bir model çizdim. ABD petrol kaynaklarını ve geçiş yollarını kontrol edecek, doğalgaz Rusya’ya bırakılacaktı. Zaten dünyanın en büyük doğalgaz yatakları Rusya’daydı, ikinci sırada İran vardı. Ya İran Rusya tarafından kontrol edilecek ya da geçiş yollarına Rusya egemen olacaktı. Türkiye bu dengede dağıtılmak yerine her iki tarafa yakın olan, daha doğrusu dünyadaki yeni dengeyi anlayan ve buna göre davranan bir ülke olacaktı.

Ancak Türkiye böyle bir anlayışa sahip değildi. Her şeyi sadece kendi açısından değerlendiriyordu. Oysa bölgesel bir güç olmak ve dünyadaki barışı kontrol etmek, gerektiğinde savaşan taraflardan insanlığa hizmet edenin yanında olmak gerekiyordu.

Suriye’ye karşı yürütülen politika doğrudur. Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi Esad güçlerinin muhalif askerleri takip etmek için ülkemize girmesi halinde doğal bir davranış olur. ABD ve Rusya’nın politikalarının şöyle planlandığını düşünüyorum: Suriye’ye dış bir askeri müdahale yerine muhaliflerin kazanması ve bu zaferin yeni yönetimin başarısı olarak ilan etmek doğru olacaktır. Bu durumda yeni yönetimi destekleyecek manevi bir durum hasıl olacaktır.

Rusya’nın yeni yönetimle de iyi ilişkiler içinde olması beklenir. Rusya hiçbir durumda Suriye kaşıtı tavır almayacak gibi görünüyor. Yani ne Esad rejimine ne de muhaliflerin kuracağı iktidara karşı olmayacaktır. 

Asıl amaç nedir sorusuna cevap arayalım. İran, Irak Suriye üzerinde bir doğalgaz hattı inşa ederek Rusya’nın doğalgaz üzerinde kuracağı egemenliğe zarar vermek. İran’la iyi ilişkiler içinde olan Çin’in daha geniş bir alanda etkili olmasını engellemek..

Ulaştığım sonuçlar doğru olmayabilir ancak sorunu Esad’la sınırlı tutmak, bölgede cereyan eden ve muhtemelen Irak’la başlayarak Basra Körfezi civarına yayılabilecek sıcak çatışmaları sürpriz olarak karşılamak ve önceden politika tespit etmemek anlamı taşır. Ayrıca sorun mezhep çatışmasıyla sınırlı kalmayabilir. Bu konuda Azerilerin kullanılma ihtimalini gözardı etmemek gerekir. Ülkemiz zor günlerle karşılaşabilir ama zor günlerin sonucu hep kötü değildir daha iyi günler de gelebilir.