Orman'ın trafiği

Sabah erken saatte telefonunu açacağını ummadan aradım.

Fikret Orman karşımdaydı!

Şaşırdım! Zira Kültür Bakanı ile zaman geçmeden konuşma fırsatı bulabilmek için Çin’de olmalıydı!

Bakandan önce döndüğüne şaşırdığımı söylediğimde, “Çok çalışmam gerek çoook” dedi. Acele yapılması gereken epeyce işi vardı.

Çin’e gitmiş, Sayın Bakanla görüşmesi biter bitmez bir uçak bulup onca zaman uçarak gecenin üçünde dönmüştü!

Yol yorgunluğuna karşın nerede ise birkaç saatlik uyku ile çalışmaya koyulmuştu.

Bunu şunun için yazıyorum:

Beşiktaş’ın gerçekten birikmiş çok işi var.

Stat konusundan tutun, para bulmaya, yeni bir ekonomik yapı oluşturmaya, yönetimsel düzenlemelere, Kartal Yuvalarına, BJK-TV’ye ve taraftarın büyük beklentisi transfere kadar.

Hepsi geciktirmeden ele alınması gereken konular.

Başkan bunun için uyuyacak zaman bulamıyor.

Çok sorunu olan bir kulübü ayağa kaldırmak için yapılacak çalışmalar da oldukça çoktur. Ve kulüp işleri beklemez. Hemen yapılmalıdır.

Bunları kotarmaya soyunanları sabırla beklemek, bu arada oluşacak sıkıntılara da katlanmak gerekir. Geçen hafta bunu dile getirmiştim. “Sıkıntılara hazır olun” dememe kızanlar oldu!

Eğer o zamanı vermezseniz, taşın altına elini sokanların cesaretini de kırarsınız. Onlardan başarı bekleyenler, çalışmaları en azından bir süre izlemeli, tepkisini sonra vermelidir.

Öpün geçsin!

Çocuk bir yerini acıtır, avutmak için “öpeyim geçsin” der büyükleri.

Büyük de bilir, öpmek unuttursa da acıyı geçirmez!

Futbolcular idmanda, soyunma odasında kıyasıya kavga ediyorlar.

Kadro dışı bırakılıyorlar...

Takım arkadaşları diyor ki, “özür dilesinler, affedilsinler...”

 

‘Öpeyim geçsin’ in aynısı... Öpün geçsin!

İki gün sonra affedecek isen kadro dışı bırakmayacaksın; kadro dışı bıraktı isen gereğini yerine getireceksin.

Bunları yapmıyorsan, ciddi adam, ilkeli kulüp havası basmayacaksın!

Düşünenlerin düşüncesi

Lig TV, dört büyüklerin hocaları Terim, Güneş, Kocaman, Havutçu’nun katıldığı bir program yaptı. Ezberlerle konuşan ülkemizde düşünen insanların düşüncelerini izledik.

Hocaların birlikte ürettikleri ortak değer çok güçlüydü. ‘Ben’ demediler, ülkeyi ele aldılar.

En büyük hatamız ‘kendimize oynamak’ ve ‘toplumsal değerleri hiçe saymaktır’. Ama o programda toplumsal değerler yüceltildi. Sevilen, güvenilen insanların düşünsel gücünü de duyumsamak güven vericiydi.

Her hafta nerede ise aynı sözlerle yapılan tekdüze programların arasına böyleleri de mutlaka konmalı.

Süper Final

Lig bitti. Şampiyonu Galatasaray. Sıralama belli.

Ama... Süper Final başlayacak hafta sonunda. 34 maçlık emek üretimi, 6 maçlık ‘özel hizmet amaçlı’ emeğe kırdırılacak şimdi. İlk dörtlü grupta, Şampiyon ‘unvanını korumaya’ zorlanacak!

İkinci dörtlü ‘Avrupa Ligi ön elemelerine katılma arayışı’ grubu... Keçiboynuzu tadında 6 maç daha oynayacaklar! Birinci olan, ilk grubun dördüncüsü ile yapacağı maçı da kazanırsa AL ön elemelerine katılacak!

Üç takım düştü. 4+4+3 = 11... Geri kalan 7 takım da erken tatil grubu!

Tesadüf etti, ilk dört ülkenin dört büyüklerinden oluştu. Onun için 12 adet süper maç oynanacak!

Heyecan fırtınası mı olacak, yoğun lig trafiğinin ardından 6 hafta süre ile her hafta iki derbi bıkkınlık mı verecek göreceğiz.

Fenerbahçe, Sivas, Eskişehir ve Bursaspor’un ZTK maçları da bu araya sıkışacak.

Dilerim gerçek bir heyecan fırtınası yaşarız.

Yoksa büyük tutkumuz futbolun peşinde koşan adam sayısı giderek azalacak.

Ancak... Bu da dert değil artık! Nasıl olsa statlarımızı kadınlar doldurabiliyor!

BIKTIK

Bir hafta sonra oynanacak maçların bile gününün-saatinin belirlenmemiş olmasından bıktık usandık. USANDIK