Politik sinemanın yeni kürsüsü

Sinemanın politikasından başka politika yapmıyoruz”. Yarın Romanya’nın başkenti Bükreş’te başlayacak ve 21 Haziran’a dek sürecek olan Cinepolitica - Uluslararası Politik Filmler Festivali’nin sloganı bu... İlk kez gerçekleştirilecek olan Cinepolitica’nın düzenleyicileri onu “sinema sanatını kullanarak politik mekanizmaları ve motivasyonları izleyiciye açıklayan ve açımlayan” bir festival olarak tanımlıyor.

Dünya üzerinde ideolojileri ve sanatsal tercihleri yüzünden acı çeken, baskı gören sinemacılara saygı duruşunda bulunmak da Cinepolitica’nın bir başka amacı. Bu konseptte bir film festivalinin Bükreş’te yapılması hayli anlamlı, Romanya’nın özellikle yakın tarihi düşünüldüğünde. Cinepolitica Romanya Ulusal Sinematografi Merkezi ve Romanya Sinemacılar Sendikası’nın desteğiyle Romanya içinden ve dışından birçok üniversite ve kültür kurumunun işbirliğiyle düzenleniyor. Festival’in başkanlığını tanınmış yönetmen ve Bükreş Drama ve Film Devlet Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden Copel Moscu üstleniyor. Festival kısa adı UNATC olan bu üniversitenin yanı sıra Güzel Sanatlar Üniversitesi - UNArte, Bükreş Üniversitesi Siyaset ve Kamu Yönetimi - SNSPA patronajında organize ediliyor.

Cinepolitica programının ana eksenini uzun metrajlı politik filmler yarışması oluşturuyor. Yarışmaya seçilen 12 film arasında kurmaca - belgesel, canlı aksiyon - canlandırma ayrımı yapılmıyor. Festival’in diğer bölümleri arasında özellikle darbe ve diktayla hesaplaşan filmleriyle dikkat çeken Arjantin Politik Sineması, Doğu Bloku’ndaki anti-demokratik uygulamaların simgesi haline gelen Gizli Polis, portrelerden oluşan Politikacı yer alıyor. Politik sinemanın önde gelen isimlerinden Costa Gavras, Belçikalı haberci - belgeselci Hugues le Paige, doküdrama türünde önemli yapıtlar veren Sırp usta Zelimir Zilnik Cinepolitica’nın odaklandığı sinemacılar. Zilnik ve Le Paige, filmlerini bizzat sunacak.

***

Festival, Vaclav Havel’in anısına bir bölüm açıp onun hakkında hayatının farklı dönemlerinde yapılan belgeselleri göstermeyi de ihmal etmedi. Edebiyatçı Havel, önce rejime muhalif bir isyancı sonra Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı sıfatıyla politika yapmış önemli bir liderdi. Onun son yıllarını belgeleyen yönetmen Petr Jancarek de Bükreş’e konuk olacak.

Cinepolitica’nın açılış galası yarın gece Luc Besson’un “The Lady” filmiyle yapılacak ama 11 Haziran’dan bu yana Bükreşli sinemaseverlere yan bölümlerdeki filmler gösterilmeye başladı bile. 21 Haziran’daki kapanışta dünyadaki ekonomik krize neden olan finans şirketlerindeki sahtekarlıkları ele alan Oscarlı “Inside Job” belgeseli gösterilecek.

Cinepolitica Kupası ve Özel Ödülü için yarışacak 12 film son iki yılda dünya çapında dikkat çeken, ödüller kazanan politik yapımlar arasından seçildi. Polonya’dan Wojciech Smarzowski imzalı “Roza”dan geçen yıl Gdynia Film Festivali vesilesiyle söz etmiştim. Mazur etnik grubuna mensup kişilerin 2. Dünya Savaşı sonrası çektiği çileyi bir kadın kahraman aracılığıyla anlatan çarpıcı bir dönem filmi. İstanbul Film Festivali’nde İnsan Hakları ve Sinema bölümünde Avrupa Konseyi’nin FACE Ödülü için yarıştı.

Paula Markovitch’in darbe sırasında geçen bir çocukluk anısını şiirsel bir filme dönüştürdüğü “El Premio” ve kendisi de Cafer Panahi ile birlikte yargılanan Muhammed Resulof’un günümüz İran’ında insanların açmazlarından bir kesit sunduğu “Elveda” festivallerimizde gösterilen çok başarılı filmler.

Pierre Schoeller’in “L’exercice de l’Etat” adlı filmi 2011 Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan bir hiciv, ülkemizde bile gösterime girdi. Şili’den politik sinemanın önemli bir ismi olarak yükselen Pablo Larrain’in “Post Mortem”i de yarışmada iddialı.

Politik sinemanın yeni kürsüsü olarak Cinepolitica’yı dikkatle izlemeye devam edeceğiz.