Q7 iyi marka mı?

Quaresma’nın Beşiktaş’taki verimi sıfıra yakın. Yaklaşık 110 maçın 73’ünde görev almış... İki yılda bir lig boyu kadar oynamamış! 74 Süper Lig maçının ancak 46’sında sahada! Yıldız olduğunu hissettiren 10 maçı ya var ya yok!

İnter 18 milyon avroya alıp Beşiktaş’a 7’ye verdi onu. Zararın neresinden dönülürse kârdır hesabı. Beşiktaş şimdi bunu yapacak... Baksanıza 7.3 milyon avro İnter’e, 3 milyon menajere (Adam futbolcudan iyi götürmüş!) ödenmiş, 3 milyon 750 bin avro da kendine yıllık garanti net ödeme var. Evinde otursa bu parayı çatır çatır alır. Ödenen paraları iki yıla bölerseniz adamın yıllık maliyeti 9 milyon avroya gelir. (Aylığı bizim paramızla 865 bin lira ediyor!) Buna yakın bir parayı hizmet almadan bir yıl daha ödemekten kurtulmanın yolu, onu üç-on paraya da olsa satmaktır. “Quaresma!” diye tutturanlar duruma bir de buradan bakmalılar. Hemen şunu da eklemek gerekir. Yılda üç-dört maçta gösterdiği güzelliği ve yararı 25-30 maça çıkarsın, o adam o zaman ayaklarından öpülür. Ancak gösteremiyor. Yoksa hâlâ Barselona’da olurdu... Quaresma’nın gönderilmesi değil, bunun için izlenen yol irdelenebilir ancak. Beşiktaş’ın pazarlama yöntemi pek tutarlı görünmüyor.

Hazırlık maçları

Beşiktaş’ta M.City’ye karşı takım olma isteği ve bireysel çabalar çok iyiydi. İki gün aradan sonra M.Haifa karşısında ‘takım olma’ çabası da bireysel sivrilme de gözlemedik. Hatta ilk maçın iyileri ikinci maçın kötüleri oldu... İlk maçın yetersizlerinin kimisi ikincisinde daha iyiydi. Beşiktaş içinde bulunduğu koşulların elverdiğince kimliğini bulacak, bunu biliyorum. Şimdiden görünen ve değişeceğine inandığım o ki; bu takımda kaleye(tek kaleci var), kenarlara (Sol taraf da sağ taraf da yedeksiz), orta alana (üretim kalitesini önemli ölçüde tek adam Fernandes’e bağlamış. Onun olmadığı zamanların önlemi alınmalı) ve hücuma mutlak adam eklenmesi gerektiği. Şimdilik bu kadar.

Üç hakem - Beş hakem

Son Avrupa Şampiyonasında da 3 hakem altı göz ile bile topun çizgiyi geçtiğini kaçırdı, ama gene de 5 hakem uygulaması iyi iş yaptı.

‘Üç hakem mi beş hakem mi’ tartışmasını UEFA ve FİFA Başkanları Platini ve Blatter sürdüre dursunlar, beş hakem Avrupa Şampiyonasında dolaylı da olsa önemli bir değişime etki etti.

Hakem, yardımcı hakem ve çizgi hakeminin altı gözle baktığını bilen futbolcu, artık ceza alanı içinde itip-kakmaya, çekip-bırakmaya eskisi kadar cesaret edemiyor. Ceza alanı içinden kafa golleri G.Afrika Dünya Kupasında %12 iken son Avrupa şampiyonasında %40’a çıktı! Bunda altı göze yakalanmamak için faullerden kaçma çabasının rolünü kabullenmek gerekir. Son Avrupa Şampiyonası grup maçları aşamasında ceza alanı içinde hiç ‘aldatma’ saptanmayışını da buna yormak gerekir.

Dilerim bu durum bizim liglerimize yansır. Hakemler her şeyi iyi görür, futbolcular bundan çekinerek kural dışı tutumlarından uzaklaşır. Öyle her düdüğe boyun damarlarını şişirerek karşı çıkan şımarık oyuncular da kendilerine bir çeki düzen verirler.

Gün ola harman ola

Rakip kulüplerin, batan geminin malı örneği Beşiktaş’ın önemli sporcularını aparmaları zaman içinde futbol dünyamıza olumsuz yansıyacak. Fenerbahçe’nin ‘güvence verme yoluyla’ Egemen’i ayartması gibi.

Egemen’e parasını ödememesi Beşiktaş’ın özür kaldırmaz bir hatasıdır.

Ancak Fener’in fırsatçılığı da hiç sevimli kaçmamıştır. Fener otuzunu geçmiş oyuncuya ‘iş garantisi vermese’ Egemen Beşiktaş’a dayatamazdı.  Burada bir “Gün ola harman ola!” durumu yaratılmıştır.

Fener’in geçen yılki zor durumuna o dönemki Beşiktaş kulübü başkanının “Fenerbahçe’miz” sözüyle yaklaşması kulak arkası edilmemelidir. Beşiktaş’ın yaptığı ile Fenerbahçe’nin fırsatçılığı oldukça ters düşüyor.

BIKTIK, USANDIK

l Kulüplerin transfer planlarını önceden yapmayıp, son dakikalarda arayışlara girmelerinden bıktık usandık.