Rehavetin bedeli

Fenerbahçe avantajlı gitmiş olduğu İnönü Stadı’nda öylesine silik bir futbol sergiledi ki; maçı kazanma adına çok büyük varlık gösteremedi. Ernst, Alex’i sahadan sildi, gözaçtırmadı; Brezilyalı’ya hiçbir varlık göstertmedi.

Beşiktaş’ın pozisyon üretmesi, rakibi Fenerbahçe’den çok daha fazlaydı. Quaresma’nın ortasını Hugo Almeida sert bir kafa vuruşuyla Gökhan’ın yanından Fenerbahçe ağlarını sarstı. Bu gol, maçın ilk yarısında kayda değer tek görüntüydü.

Alex’in ve Fernandes’in ilk yarıda karşılıklı kaçırdıkları goller dışında her iki takım da bu devrede orta oyunu sergilediler. Almeida’nın golünde Gökhan Gönül bana göre topu çıkartabilirdi. Topa iyi hamle yapamadı; dolayısıyla hatalı gözüktü.

Cristian Baroni ikinci yarıda müsait bir pozisyonda gol kaçıran olurken; Beşiktaş kalecisi Cenk’in de mükemmel kurtarışını unutmayalım.

Beşiktaş üst üste gol pozisyonlarına girerken Veli’nin kaçırdığı, Almeida’nın kaleci Volkan’la karşı karşıya kaldığı yüzde 100’lük pozisyonu değerlendiremeyişini izlerken Volkan’ın da bu toplara izin vermeyen hamlelerini es geçemem.

Fenerbahçe sanki sahaya çıkarken “Maçı nasıl olsa kazanırım” havasındaydı. Ama evdeki hesap, hiçbir zaman çarşıya uymuyor. Arzulu ve istekli gözükmeyen Fenerbahçe üstüne üstlük inanılmaz pas hatalarıyla oynadı. Şampiyonluk yolunda bu maç öncesinde avantajı eline geçirmiş bir Fenerbahçe, böylesine bir görüntü sergilememeliydi.

Oynadığı futbolla, ürettiği gol pozisyonlarıyla bu maçın hakeden Beşiktaş’tı.

Şimdi bundan sonra oynanacak Fenerbahçe adına maçlar; zirve yarışında beklentisi olan şampiyonluğu Kaf Dağı’nın ardına bırakmış gözüküyor. Tabiki çıkmayan candan asla umut kesilmez. Ancak gerçekçi olmak lazım. Kendi göbeğini kendin kesemiyorsan; mucizeleri de beklemeyeceksin. Çünkü böylesi mucizeler mevzubahis Fenerbahçe ise maalesef olmuyor malum! Bu takım iki kez son anda şampiyonluk verdi, unutmayalım.

Mehmet Topuz için özel bir paragraf açmak istiyorum. Ben Mehmet’i son haftalarda “keçi boynuzuna” benzetiyorum. Çünkü tıpkı keçi boynuzu gibi tonlarca yiyorsun ama bir gram tat alamıyorsun. Sen neydin, ne oldun Mehmet kardeşim. Maçın ikinci yarısı oldu mu “duruyorsun”... Acilen kendine çeki düzen vermelisin. Aynaya bakıp, “Bana ne oluyor?” demelisin.

Bir paragraf da Aykut Kocaman’a... Madem ki Emre Belözoğlu’nu kadroya aldın; neden ilk 11’de sahaya çıkartmıyorsun hocam?.. Elinde aslan gibi Mert varken ayağında bilmem kaç dikiş olan Volkan’ı oynatıyorsun da Emre neden kenarda? Bu kritik hatalar, bu zamanlarda yapılır mı?..