STAR, Büyük Doğu ile Dersim’in üzerindeki perdeyi açıyor

Dersim katliamı, Cumhuriyet tarihinin en karanlık ve acılı sayfalarından birisidir. Türkiye, son on yıldaki demokratikleşme mücadelesinde geçmişiyle yüzleşerek günah defterlerini temize çekiyor.

Bu çerçevede, bir taraftan askeri ve yargısal vesayeti gerileterek demokratik değişim ve dönüşümü sağlarken, bir taraftan da devlet içinde kök salan Ergenekonvari karanlık yapılanmaları yargı önüne çıkarıyor.

Bilindiği gibi, Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir siyasi iktidarın ve başbakanın telaffuz bile edemediği Dersim katliamı konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan çıktı ve Dersim için devlet adına özür diledi. Henüz o günden bu yana, Dersim konusunda büyük vebali bulunan CHP’den en küçük bir ‘özür’ adımı yok. Bırakın özrü, bu konuda bir niyet bile yok.

Bugün, ‘Kürt sorunu’ konusunda mangalda kül bırakmayan, AK Parti düşmanlığını ‘çözüm’ zanneden ve yıllarca CHP kütüğünde kayıtları bulunan sol kalemler, önce kendi geçmişleriyle yüzleşme zahmetinde bulunurlarsa sanırım hayırlı bir iş yapmış olurlar.

STAR gazetesi, Cumhuriyet tarihi boyunca büyük bir kültür ve aksiyon mücadelesi veren Üstat Necip Fazıl’ın Büyük Doğu dergilerinin tıpkı basımını 25 Ağustos’tan itibaren yeniden okurlarıyla buluşturuyor.

Yeni dönemde vereceğimiz Büyük Doğu dergileri, 1949- 1950’li yılların en can alıcı konularını içeriyor.

1-Üstat Necip Fazıl, “Doğu faciası” başlığı ile yazdığı yazılarda, Dersim katliamı dahil Cumhuriyet tarihinin en acılı yıllarını, o muhteşem üslubu ile işliyor.

2-1950Li yıllar... Tek parti diktatöryasından bunalan milletin bir umut ve nefes aradığı yıllar yani... Menderes’in ve Demokrat Parti’nin ayak seslerinin duyulduğu o yılları, Üstat Necip Fazıl Büyük Doğu dergilerinde adeta bir nakış gibi işliyor.

Üstat Necip Fazıl, Dersim acısının yaşandığı yılları şöyle tanımlıyor:“En aşağı 50 bin Müslümanın kanını ve canını ihtiva etmesi bakımından, kalın hatlarıyla bir harita gibi çizdiğimiz ve şu anda yalnız ana prensip ve mânasıyle tesbit ettiğimiz bu facianın, tarihte bir benzeri gösterilemez.”

Üstat’ın, 20 masum çocuğun katledilişi ile ilgili şu satırları insanın kanını donduracak niteliktedir:“Mazgirt tersemek nahiyesinin halkı doğranmakta... merhamet sahiplerinden biri, birle on yaşı arasında 20 kadar çocuğu alıp bir derenin içine saklanmıştır. vaziyet birden haber alınıyor. çocukların öldürülmeleri emri veriliyor. fakat bu emri yerine getirebilecek kimse zuhur edemiyor. en katı yürekliler bile, böyle müdafaasız mâsumlara silâh kullanamayacaklarını söylemeye mecbur kalıyor. tecrübe birkaç defa akamete uğruyor ve hayli sıkıntı mevzuu oluyor. nihayet en kara yüzlü çingeneden daha karanlık suratlı bir adam bulunuyor ve bir dere içinde titreşe titreşe bekleyen 20 mâsumun işi bitiriliyor. Murat suyunun kandan kıpkızıl aktığını görenler olmuştur.”