Şimdi değilse ne zaman?

Fikret Orman’ın “Şimdi değilse ne zaman?” söylemi beni çok etkiliyor.

Para yok, alacaklı çok... UEFA başına dikilmiş. Amiral gemisi futbolda sporsal başarı dibe vurmuş.

Şimdi değilse, ne zaman?

Kulüpçülük gönül işi.

Görev için zorunluluk yok, ama işe soyundun mu sorumluluk çok. Sorumluluk duymaz isen yüzüne gözüne bulaştırırsın.

Gönüller yalnız sevginin, mutluluğun tadını almaz; içinde bulunulan zorluğun verdiği acıyı da çeker...

Ve gerçekten acı çekiyorsanız, ilk yapacağınız onu dindirmenin savaşımına girmektir.

Yönetici olarak çapınız, altına el sokulacak taş olmadığında, her işi profesyoneller yürüttüğünde değil, ortalık taş yağmuru altında iken işi kotarmaya çalıştığınızda ortaya çıkar. Gemiyi terk etmez, onu limana yanaştırmaya çalışırsınız.

Sevmekten duyulan mutluluğun bedeli gün geldiğinde acısına katlanmaktır.

Fikret Orman ve arkadaşları işte böyle bir zamanda Beşiktaş’ın başında. Hem beceri hem sabır hem dayanıklılık göstermeleri gerekiyor. Onların bu aşamada en çok ihtiyacı olan şey taraftardan göreceği destek.

Bakın gün geçmiyor ki kapıya yeni bir büyük alacaklı dayanmasın! En son Fernandes parasını istedi. Ki elbette isteyecek... Bir sözleşme var, gereği yerine getirilmeli.

Beşiktaş kulübü sözleşmelerdeki imzalarının arkasında durmalı. Ve elbette vaktinde durmalı. İtibarınızı yitirirseniz, büyüklüğünüzü kendiniz törpülemiş olursunuz...

Eğer böyle zamanda taşın altına elini sokmuş yöneticileriniz çıkmışsa ve özveri ile çalışmaktalar ise, destek almak haklarıdır. Daha doğrusu onlara destek vermek bir görevdir.

Bir kulübü yalnızca kendi egomuzu doyurmak için sevmek, zor durumda yanında olmamak akıl alır durum değildir.

Ey Beşiktaşlı! Kulüp meteliğe kurşun atarken, sen gidip tribünde sorumsuzca küfür edip, bir buçuk milyona varan para cezası aldırıyorsan, sahanı ‘erkek seyircilere’ beş kez kapattırıyor, bir kez tarafsız sahada maç yaptırıyorsan, erkekler yoksa kadınlarla küfür ediyorsan... Sevgin oranında kulübüne sahip çıkmıyorsun demektir.

Artık silkin ve kendine gel!

Küfürle hiçbir şey kazanamazsın.

Bir gün taşın altına el sokacak gözü pek insanlar bulamazsın.

Şenol Hoca, Fatih Hoca

Hiç uzatmayacağım.

Şenol Güneş’in topluma ulaşma fırsatını doğru kullanarak toplumsal değerleri ayakta tutmak için harcadığı çabayı saygıyla karşılıyorum. Onu kutluyorum.

Yalnız o mu?

Fatih Terim de sık sık toplumsal sorumluluk göstermekte. Kolayca tahrik edebileceği halde, yatıştırıcı olmaya çaba harcıyor. Yol gösterici oluyor. Tüm coşkulu, tepkici doğasına karşın, kendini kontrol ediyor.

Nasırlarına basıldığında, gülün dikeni örneği hatalar yapmaktalar, ama biz daha çok toplumsal değer üreten olumlu yanlarını görmeliyiz.

Onlar gibi düşünen ve düşündüklerini belli eden başkaları da var, ancak onlar kadar cesurca toplum çıkarına tavır koymuyorlar.

Kimileri hâlâ kendilerine oynuyor.

Belki para kazanıyorlar, ama aslında giderek peş para etmez hale gelmekteler.

Maç ne gün?

Trabzon-F.Bahçe maçı bitiminde demeç verirken, Trabzon Teknik Direktörü Şenol Güneş bir sonraki hayati maçlarının tarihini bilmiyordu! Hata onda değildi. Çünkü TFF, tarihi son anda açıklamıştı.

TFF neyi yönetiyor, TFF’yi nasıl bir mantık ya da kim yönetiyor, anlayamıyorum!