Siz hiç balerin bulutu gördünüz mü?

Doğanın bize sunduğu güzelliklerden biri olan bulutlar, dünyanın en ünlü ressamlarının tablolarındaki vazgeçilmez figürlerden biri aynı zamanda. Doğada bulutlar öylesine farklı şekiller alabiliyor ve şekillerini o kadar çok değiştiriyorlar ki onları seyretmekten sıkılmıyor oluşumuz bundan. Renk, yükseklik ve biçimleri çok çeşitli. Varlığından haberiniz var mı, daha önce hiç gördünüz mü bilmiyorum ama balerin bulutu da bunlardan biri. “Bulutun balerini olur mu?” demeyin, oluyor işte.

Bulutlar, atmosferdeki su buharının kristalleşmesiyle oluşur ve rüzgarın yönlendirmesiyle de şekil alır. Kimi çok yukarıda, bembeyaz ve incedir; kimi daha aşağı seviyede, kalın, pamuksudur. Kimi ise neredeyse dokunabilecek kadar yakın ve koyu renk olabilir. Bulut rüzgara göre şekillendiğinden hiçbir bulut birbirine benzemiyor. Kısaca bulut çeşitliliği sonsuz sayıda diyebiliriz. Hayal gücünüze göre onları milyonlarca şeye benzetmek mümkün. Meteorolojide bulutlara şekil, yükseklik ve yağış oluşturmasına göre isim verilir. Türkiye’de “Bulut işte” deyip geçiyoruz ve sadece yağmur bulutunu özel bir yere koyuyoruz. Oysa dünyada ve akademik literatürde durum öyle değil. Bulutlar hangi nesneleri çağrıştırıyorsa onlara o isim verilmiş. Kemer, kornea, kemik, yelken, mercek, meme ismini alan bulutlar var. Pek tabii sadece şekillerine göre değil bulundukları yere göre de değişik isimler alabiliyor; yukarı seviye, orta seviye ve alçak seviye bulutları olmak üzere de sınıflandırılıyor.

KEŞKE HEPSİNE TÜRKÇE İSİM DE VERİLSE

Bulutlar atmosferde yağışın oluşabilmesi için olmazsa olmazlardan biri aynı zamanda. Yağmur, dolu, yıldırım, çisenti, kar gibi tüm yağış tipleri bulut içinde oluşur. Dolayısıyla yağış oluşturan ve yağış oluşturmayan bulutlar olarak da ayrılıyorlar. Cumulonimbus (Cb) ve Nimbostratus bulutlarıdır genellikle yağışı oluşturan. Daha kalın olduğundan ve güneş ışığını daha az geçirdiğinden rengi daha karanlıktır yağmur bulutlarının. Biz Türkçede hepsine yağmur bulutu diyoruz nedense.

Aslında keşke uluslararası literatürde olduğu gibi bulutların da birer Türkçe isimleri olsa ve biz onları ayırt edip tanıyabilsek. Hangi bulut yağış getirir, hangisi getirmez bunları bilsek keşke ya da en azından biraz fikir sahibi olabilsek... Keşke atmosferdeki bulut çeşitliliğinin farkına varabilsek ve keşke en azından balerin bulutu gördüğümüzde, o manzaranın tadını çıkararak izleyebilsek...  Keşke...

Domates bu ay da ucuzlamaz

Domates nisan ayı zam şampiyonu oldu... Üstelik üç buçuk yılın rekorunu kırarak. Şaşırdınız mı bu duruma? Şaşırmayın domates bu gidişle bu ayın da zam şampiyonu olmaya aday. Nedeniyse son yılların en çetin kış şartlarını yaşamış olmamız. Bu sene aşırı yağışlı ve çok soğuk bir kış geçirdik. Akdeniz ve Ege’de çok defa sel ve su baskınları yaşandı ve seralar zarar gördü. Haliyle bunların cebimize bir geri dönüşü olacaktı. Aşırı soğuk ve yağışlı geçen kış mevsiminin ardından, birdenbire, nisan yağmurlarını bile tam anlamıyla yaşayamadan hava sıcaklığı yurdun pek çok yerinde gündüz 30 dereceye dayanınca olan domatese oldu. Domatese erken dönemde fazla talep gelince fiyatlar zıpladı. Sadece domates de değil pek çok sebze-meyvenin fiyatı geçen seneyle kıyaslandığından bu yıl daha pahalı.

Atmosferik koşullardaki ani değişimler, sebze ve meyvelerin oluşum-gelişim-dağıtımı için kısıtlı süre tanıdığından, maliyeti yükseltebiliyor. Geçiş dönemi hala devam ettiğinden bir süre daha sebze-meyve ve özellikle domates pahalı olacaktır. Bu durumun düzelmesi biraz daha zaman alabilir, o yüzden bu ay da kaliteli ve ucuz domates yemek hayal gibi görünüyor.