Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

Sızdırılmasa kimsenin haberi olmaz, ama sızıyor

ABD Başkanlık seçimine 3 ay kaldı. Oylama 6 Kasım’da. Seçimin son dönemeci olan ekimde seçimin seyrini değiştirecek birşeyler olmasına çalışılır. İktidar ve muhalefet, ekim ayında seçim şanslarını artıracak ve karşı tarafın şansını azaltacak ‘birşeyler’ arar. Bu ‘birşeyler’ o ana dek gizli tutulmuş ve medyada çıktığında karşı tarafa hasar verecek haberlerdir. Haberler o ana dek dosyada tutulur ve ekimde güvenilir bir medyacıya verilip patlaması sağlanır.

Ekim Sürprizi her seçimde olmuyor. Ancak sürprizler bu yıl erken başladı. Usame Bin Ladin’in öldürülmesinden beri medyaya sürekli birşeyler sızıyor. Bunlar genelde devlet kademelerinde sır olarak tutulması gereken, gizlilik derecesi olan ve eline verilmezse, bir gazetecinin kendiliğinden bulamayacağı bilgiler.

Ve işin garibi, yayınlanan malzeme, Obama yönetimine prim yaptıracak malzeme de değil. Yönetimi zor durumda bırakan, hataları yansıtan bilgiler de var. Genelde gizli bilgileri yönetimin - iktidarın sızdırdığı düşünülür, ama bu kez muhalefeti güçlendirecek bilgiler de sızdı.  Şimdiye dek, Bin Ladin operasyonunun ayrıntıları, İran nükleer projesindeki bilgisayarların virüsle çökertilmesi, Yemen’de terörist gruba ABD’nin muhbir soktuğu, Obama’nın elindeki terörist listesine bakıp, isim seçtiği ve o ismin Predatorlarca öldürüldüğü- gibi sızıntı haberler dikkati çekti. Tam liste konulmuyor. Söylense, neyin sızıntı, yani gerçek olduğu anlaşılacak.

En son -Obama’nın, Suriye muhalefetine destek için CIA ve diğer ABD kuruluşlarına emir verdiği- haberi sızdı. Bu sızdırma haberlerde ilk bakışta Obama yönetiminin iyi işler yaptığı vurgulanıyor, ama gizli kalması gereken bilgiler de doğru-yanlış yayılıyor. Örneğin Suriye’deki direnişlerçilerin -Türkiye’de bulunan bir komuta merkezinden yönetildiği- bilgisi bu sızıntının parçasıydı. Yine aynı kapsamda -Direnişçilere yerden havaya füzeler verildiği ve füzelerin Türkiye üzerinden teslim edildiği- öne sürüldü. Direnişçiler bu haberi yalanladılar... Tekrar: Bu son bilgiler doğru ya da yanlış, aslında direnişçilere ve Obama yönetiminin çabalarına zarar verecek bilgilerdi. Obama yönetimi de sızıntının kendilerinden gelmediğini duyurdu. Şimdi soruşturma vs yapılıyor. Seçim tarihi yaklaştıkça, sızdırma çabaları artacaktır. Ve ayrıca Ekim Sürprizi hatta sürprizleri beklenmelidir. İlginç olan, bu bilgiler gerçekten Obama’yı övmek için mi sızdırıldı, yoksa övüyormuş gibi yapıp, zor durumda bırakmak mı amaçlandı? Oyun çok. Biraz daha izleyelim.

Halep-Türkiye arası

Başkan Obama’nın Terörle Mücadele Danışmanı John Brennan önceki gün New York’ta CFR düşünce kuruluşunda konuştu. Konuşan -Beyaz Saray yetkilisi- olduğu için ve günlük brifingler dahil herşeyle ilgili olduğu için kendisine herşey soruldu. Suriye de soruldu. Ve kendisine yakın mesafeden - Suriye’de uçuşa kapalı bölge- ihtimali soruldu. Brennan geniş ve yuvarlak konuştu: -Bütün seçeneklere bakıyoruz, olası sonuçlarına bakıyoruz- dedi. Soru ısrarlı gelince de -Başkan herşeyin masada olduğunu söyledi- dedi... Beyaz Saray’ın kasım seçimi öncesinde macera istemediği biliniyor. Suriye’de direksiyona, öne geçmek istemiyorlar. 

-Uçuşa kapalı bölge- demek, Suriye hava savunma sisteminin tümüyle yok edilmesi demek, bu da kapsamlı ve riskli bir bombardıman- demek. Fransa ve ABD Dışişleri Bakanlarının Türkiye dahil bölge ziyaretleri biraz da bu gözlükle izlenebilir.

Bir gün önce ABD Dışişleri Bakanı Clinton -Halep ile Türkiye sınırı arasındaki bölgeye direnişçilerin hakim olduğu- vurgusunu yapmıştı. Aynı bölge üzerine sanki hava şemsiyesi düşünülüyor. Ancak bu şemsiye için hâlâ net bir niyet yok, organizasyon yok, hukuki altyapı yok. Üstelik Rusya - Çin engeli sürüyor. Halep-Türkiye arasını Türkiye de yakından izliyor. Halep-Türkiye arası giderek önem kazanıyor. Olacaklar için son Halep çatışmasının sonuçlarının ve arazideki diğer gelişmelerin değerlendirilmesi gerekiyor.