Spor adı altında

Sporun insan ruh ve vücut sağlığına artı katkı yaptığı malum. Rahmetli Özal, spor mekânlarını genişletmek için epey yatırım yaptı. Zaman içinde yetişen sporcular uluslararası dereceler aldılar, bayrağımızı göndere çektirdiler. Artık, Türkiye’de hemen bütün spor dallarında sesini duyurabiliyor.

Asrın hastalığı bize de sıçradı maalesef. Profesyonel futbol bir endüstri haline geldi. Taraftarlar bu endüstriyi hem çirkin hale getiriyor, hem de kaynak israfına yol açıyor. Bundan iki ay önce bir TV kanalımız taraftarlara bu maçlara “Çocuklarınızı niye götürmüyorsunuz” diye soru yöneltti. Cevap hayli ilginçti: “Sahada çok küfür var, çok Vandalizm oluyor” dedi. Muhabir “Peki siz niye gidiyorsunuz” diye soru sorunca, taraftar “Bağırıp çağırmaya, deşarj olmaya, adam dövmeye, etrafa terör estirmeye, koltuk kırmaya” diye cevap veriyor. Biz de maça giden taraftardaki eğilimi bu. “Adam dövmeye gidecek, kamu malına zarar verecek”.  Mevcut kanunlarımızı süratli çalıştırsak bu tür Vandalizm’in önüne geçilir. Bugün, Vandalizm yapan kişi bir yıl bedeni ceza alıyor. Zarara uğrayan kamu malını cezasıyla tazmin ediyor. Bu ceza en azından 100 bin TL olacak. Eh Vandalizm yapacak olan kişi bir yıl hapis yatmayı, büyük bir para cezası almayı göze alıyorsa alsın. Bana göre mevcut kanunu süratli uygularsak cezaları artırmaya gerek yok. Trafik kurallarını ihlal suçlarını nasıl hızlı görebiliyorsak, bu tür Vandal hareketleri de hızlı yargılamaya tabi tutalım, ortaya büyük bir caydırıcı durum çıkar. Buna kanuni düzenleme gerektirmez diye düşünüyorum. Hakim sadece inisiyatif kullanarak davayı hızlı görecek.

1988 yılında Manisa’da, parti yönetimi, Salihli’de ‘Manisaspor maçına gidelim’ ısrarında bulundu. Gittik, maçın hemen başında, küfürler başladı, üstü açılmamış cinsinden galiz. Küfürler öyle rahatsız edici idi ki, ben 15 ddakika sonra maçtan ayrıldım. Çocuklar, kadınlar, büyükler hep bir ağızdan hakeme, oyunculara küfür ediyorlar, niçin? Efendim deşarj oluyormuş. O gün bugün ben hiç stada gitmiyorum. İzlemek istediğim müsabakayı televizyonda seyrediyorum.

Taraftarlar ordu değil, vurucu güç değil. Neden karşı tarafa saldırı içgüdüsüne kapılıyor.

Bir nevi insanlıktan çıkıyor, anlamak mümkün değil. Buna hastalık demek lazım. Holiganlığı onun için asrın hastalığı olarak adlandırdım.