Termometreye değil hislerinize güvenin

Bunaltıcı sıcaklar sürüyor, bazen nefes almak bile zorlaşıyor. Temmuz ve ağustos aylarında sıcaklığın daha da yükseleceğini, sıcak hava dalgalarının sıklaşacağı öngörüldüğüne göre yazın zor geçeceğini söylersek çok da yanlış olmaz.

Aşırı sıcaklar ve sıcak hava dalgalarının yanı sıra yazın bizi en çok nem ve rüzgar etkisi zorluyor. Son 15-20 günü bir düşünün. Hava sıcaklığı termometrelere göre çok fazla değişmese de biz değişmiş gibi hissettik çoğu kez. Hafif bir rüzgar havayı serinletmeye yetti bazen. Bazen de öğle güneşinin altında bile bunalmadık gece bunaldığımız kadar. Termometrenin gösterdiği derece bir önceki günden çok farklı olmasa da yaşadığımız şeylerin farklı olmasının sebebi hissedilen sıcaklık. Hislerimiz bizi her konuda olduğu gibi atmosfer koşullarıyla ilgili de doğru yönlendiriyor aslında. Hislerinize ne kadar güveniyorsunuz bilmiyorum ama hissettiğiniz sıcaklık termometrelerin gösterdiğinden daha gerçek ve daha fazla önemsenmesi gereken bir değer aslında.

SICAK HERKESİ FARKLI ETKİLER

Günden güne, gün içerisinde, hatta kişiden kişiye bile hava sıcaklığı farklı hissedilebilir. Bunun en önemli sebebi rüzgar ve nem etkisi. İstanbul Boğazı’nda püfür püfür esen kuzeyli rüzgarın altında, öğlen güneşinde hava çok daha serinken aynı gün, aynı saatte Mecidiyeköy’de hava çok daha sıcak hissedilir. Öngörülen hava sıcaklığıyla, hissedilen genellikle çok farklıdır. Hissedilen sıcaklık hesaplanırken hava sıcaklığının yanı sıra nem ve rüzgar da hesaba katılır. Hatta kişinin sağlık durumu, cinsiyeti, kilosu, yaşı gibi değişkenler de hissettiği sıcaklığı önemli ölçüde etkiler.

Sadece bireyin özellikleri değil, yapılan hareket ve aktiviteler, bulunduğunuz ortam da hissedilen sıcaklığı etkiler. Örneğin  yürürken vücut ısınızın artmasıyla hissettiğiniz hava sıcaklığı da yükselir. O yüzden aşırı sıcaklarda yorucu aktiviteler kalp ve damar sağlığınız için çok da faydalı olmaz.

Sıcaktan korunmanın yolları herkes için farklı olabilir. Bazen gölgede durmak bile bazılarımız için yeterli gelirken bazılarımız klima çalıştığında bile serinlemiyor olabilir. Bazıları kolaylıkla soğuk suda duş alabiliyorken, bazıları için soğuk duş kabus anlamına gelebilir. Hatta o gün ne kadar sıvı aldığınız, nasıl beslendiğiniz bile sıcağa olan dayanıklılığınızı artırabilir ya da azaltabilir. Tıpkı bazı kalabalık yerlerde, aynı ortam koşullarına maruzken, 1-2 kişinin bayılıp diğerlerine hiçbir şey olmaması gibi. O yüzden herkes sıcak havada kendi bünyesini tanıyıp limitlerini bilip ona göre hareket etmeli.

KATRAN KARASI GECELER

Gece güneşin tepede olmadığı, sıcaklığın gündüze göre daha düşük olduğu saatlerde neden hava daha bunaltıcı? Gündüz güneşin tepede olduğu saatlerde özellikle saat 14.00-15.00 arasında günün en sıcak saatleri yaşanır. Fakat geceki kadar zorlanmayız terlemekte ve nefes almakta. Gece bizi asıl bunaltan bağıl nemin artmasıdır. Sanılanın aksine hissedilen sıcaklıkta başrolü oynayan bağıl nem, gece maksimum seviyeye ulaşır, gündüzse minimum seviyede seyreder. Zaten eğer durum tam tersi olsaydı özellikle İstanbul, Antalya gibi hem bağıl nemin hem de hava sıcaklığının yüksek olduğu yerlerde sıcaklar insan bünyesinin dayanamayacağı seviyeye yükselirdi. O yüzden gece nem arttığında ve rüzgar olmadığında nerede olursanız olun, bunaltıcı atmosfer peşinizi bırakmaz, uykusuz geceler başlar. Tıpkı Kayahan şarkısındaki gibi katran karası gecelerle baş başa kalırsınız.

Bu hafta hava biraz serinleyecek ve mevsim normallerine yaklaşacak ama yine de temmuz ve ağustos ayı içinde çok kez sıcak hava dalgalarına maruz kalacağız. Sıcaklık artışının ardından kaçınılmaz son nem artışı, hissedilen sıcaklık artışı ve dolayısıyla bunaltıcı hava olacak. O yüzden siz siz olun sıcaklık konusunda da hislerinizin sizi yönlendirmesine izin verin. Termometrenin gösterdiğine göre değil, hissettiğiniz sıcaklığa göre önlem alın. Yoksa bu yaz yaşanacak aşırı sıcaklar, yılların yağmur duasını rüzgar duasına çevirebilir ve emin olun kendinizi bir anda rüzgar için dua ederken bulacağınız günler çok da uzak değil.