Türk vatandaşlarının merak ettikleri?

Sokakta karşılaştığım okurların en çok sorduğu soruları ve bildiğim kadarıyla cevaplarını sizlere aktarmak ve katkılarınızı almak istiyorum...

İşte en çok “olur mu-olmaz-olmalı-olmamalı” denilenler;

1- Üniversite harçları kalkacak mı? Son günlerin en çok sorulan sorusu. Bu yazıyı yazdığım saate kadar edindiğimiz bilgi, Başbakan Erdoğan’ın “maliyeti karşılayacak” kaynak arayışı için çalışma talimatı verdiği ve harçları “Eylül öncesi” kaldırmak istediği yönünde... Bu gerçekleşirse Türkiye kendilerini “sosyal devlet” olarak tanımlayan İsveç ve Fransa’nın bile önüne geçen bir adım atmış olacak...

2- Linyit sahaları gerçekten yabancılara mı açıldı? Türkiye elektriğinin yüzde 50’sinden fazlasını doğalgaz kullanarak üretiyor. Bu noktada Türkiye’nin” zengin linyit sahaları” akla geliyor ve bu konuda net adımlar atılıyor. “Yabancılara açılma” doğru bir saptama değil. Bu kaynakların “enerji üretiminde” kullanılmasının yolu açılıyor.

3- Her şirket hatta “ihmal sonucu ölüme yol açanlar da” bu sahalara girebilecek mi? Konu hakkında bir uzman şunu yazıyor; “...Türkiye’nin tek yerli enerji kaynağı olan ve stratejik enerji teminatı olarak Linyit sahalarının özelleştirilmesi ve özel sektör eliyle işletilmesi dünyada ölümlü maden kazalarında ön sıralarda olan Türkiye’nin bu vahim iş güvenliği tablosunu çok daha derinleştirecektir”...Son derece haklı bir tespit! Devlet bu detayı atlamıyor ve edindiğimiz bilgiye göre; bu sahalar “ölümlü kaza sicili olan şirketlere, ortaklarının yer aldığı diğer şirketlerine” kapalı!Ankara konu hakkında çok hassas! Çözüm de çok zor değil ve bulundu; geçmişte ÖLÜMLÜ KAZAYA SEBEP OLAN ŞİRKET VE BU ŞİRKETİN ORTAKLARININ PAY SAHİBİ OLDUĞU BAŞKA ŞİRKETLER, linyit SAHASI VE TERMİK SANTRAL İŞLETEMEYECEKLER! 2013 başına kadar Avrupa-ABD standartlarının tam uygulanmasıyla diğer lisansları da iptal edilecek!

4- Nükleer Santral yapılacak mı? Yapılacak! Ama geçmişteki projeye göre çok önemli bir fark var; Devletlerarası bir proje olacak ve aradaki “komisyoncu” firmaların devre dışı bırakılması sonucu yaklaşık 2 milyar dolar devletin cebinde kalacak. Görselleri basına dağıtıldı, yeri tam olarak açıklandı ve 2013’te inşaat başlayacak.

5- Kıdem tazminatlarında çalışan aleyhine bir düzenleme olacak mı? Böyle bir çalışma olduğu kamuoyunda tartışılsa bile gerçek farklı. Hükümetin ve devletin bakış açısı; VATANDAŞIN SERMAYE ve SİSTEM karşısında “en güçlü” noktaya gelmesi üzerine kuruluyor. Özellikle 1980 sonrası 2004’e kadar bu ülkede “sermaye ve patronların” çalışanları ezdiği bir gerçek. 2004 sonrası yapılan düzenlemeler, iş mahkemelerinde gelinen son nokta yeni bir “denge” ortaya koyuyor. Mükemmel mi? DEĞİL ama olacak. Hala bu ülkede kanunlara rağmen “çalışanlarını” işten çıkarıp ödemesi gereken kesinleşmiş haklarından “tek kuruş” ödemeyenler var. Amerika’da böyle bir “inkar” ve “ihmal” hapisle cezalandırılacak noktalara varabilir. Türkiye’de bu konuda çok hassas ve “işçiyi-çalışanı” koruyacak adımlar atılacak.

6- İnsan hayatına “değer vermeyen” şirketler Türkiye’de gerekli cezaları alıyorlar mı? Amerika veözellikle Fransa’da “milyar dolarlık” ihaleler sonucu girdikleri “işlerde” insan hayatına değer vermedikleri tespit edilen şirketlerin lisansları iptal edildiği gibi “milyar dolarlık- euroluk cezalar” kesiyor. İNSAN HAYATI HER ŞEYİN ÜSTÜNDE ve Türkiye’de de Hükümetin derin hassasiyeti ile öyle olacak! Güncel örnek; İngiliz ilaç şirketine kesilen 3 milyar dolarlık ceza. “İnsan her şeydir” diyen DEVLET “3 milyar dolarlık” ceza makbuzunu imzalıyor.

Sonuç: Türk insanı en çok “kendi hayat kalitesini” etkileyebilecek gelişmeleri ve “sistem içinde birey olarak” ne kadar güçlü olabileceğini merak ediyor. Sorulan sorulara verdiğim cevap hep aynı, aksi yönde bilinçli propaganda yapılsa bile gerçek bir ve değişmez; Türkiye’de “sistemin bireyin odak olduğu yeni bir yapıda yeniden kurulmasını” hedefleyen bir siyasi irade var ve bu irade ayakta kaldıkça “yerleşik yapılar” Türk vatandaşına karşı her alanda yenilgi almaya mahkum olacaklar!