Uludere kimin projesi?

Wall Street Journal’ın Uludere haberi ne anlama geliyor ya da bu haberi nasıl okumalıyız?

Evet, Uludere’de bir facia yaşandı ve 34 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu milletçe paylaştığımız büyük bir acı. İnanıyoruz ki, yargı bu konuda bütün ayrıntıları inceleyecek ve vicdanları rahatlatacaktır.

Ben parlamentonun da, siyasi iktidarın da, Genelkurmay’ın da milletin hassasiyetleri doğrultusunda düşündüklerine ve öyle hareket edeceklerine inanıyorum.

Şimdi, gelelim Wall Street Journal’ın haberine. Haberde özetle deniyor ki:

“(28 Aralık’ta konvoy ilerlerken) ABD’ye ait bir Predator cinsi insansız hava aracı yukarıda, gözlerden uzakta dolaşıyordu. İstihbarat hücresindeki Amerikalı askeri subaylar ağırlaşmış paltolar giyen adamların sivil mi silahlı savaşçılar mı olduğunu tespit edemedi. Fakat bulundukları bölgenin gerillaların sıklıkla bulunduğu bir alan olması şüpheleri arttırdı. Amerikalılar Türk makamlarını uyardılar. Amerikalı yetkililere göre Predator’ün ek izleme faaliyeti yapması, konvoyu teşhis etmeye yardımcı olabilirdi. Fakat yetkililer, Türk görevlilerin, bunun yerine, Predator’ü uzaktan kumandayla yöneten Amerikalılara uçağı başka bir yere yönlendirmelerini söylediğini aktardı.

Kim söylüyor bunu? Pentagon’dan askeri bir yetkili.

ABD Türkiye Büyükelçisi Ocak ayında ‘Uludere’de hedeflerin belirlenmesinde hiçbir ilgimiz yoktur’ demişti. Wall Street Journal’ın haberine göre ise istihbaratı Amerika vermiş. Aradan aylar geçtikten sonra, böyle bir bilginin sızdırılması ve de “ek izleme faaliyeti”nin önerildiğinin açıklanması, doğrusu biraz problemli, ayrıca doğruluğu da kuşkulu.

***

Aylar sonra üretilen bu bilginin, bir halkla ilişkiler faaliyeti olması kuvvetle muhtemel. Pentagon’daki askeri yetkilinin sızdırdığı bilgiler, hem bilgi olarak hem de zamanlama olarak elbette sorgulanmalıdır. Çünkü, bu bilgilerin hedefinde siyasi iktidar ve yeni askeri komuta kademesi vardır.

Şimdi, Amerikalı subayın bilgilerini bir bakıma doğru olarak kabul edip, abartarak gündem oluşturanlara bir hatırlatma yapmakta yarar var. Acaba bu Pentagon’daki yetkililer, Irak’ta ve Afganistan’da da aynı şekilde hassas mıydılar?

Oysa biz çok iyi biliyoruz ki, dünyanın en hassas teknolojilerine sahip olan Amerikan askeri, Irak’ta ve Afganistan’da yüzlerce masum sivili öldürdü. Yani, Amerika’nın sabıkası bu konuda öyle temiz filan değil. Ayrıca şunu da belirtelim, Wall Street Journal’ın iddiası. Şu ana kadar, Amerikalı yetkililerden resmi bir açıklama yok.

Bu arada Genelkurmay Başkanlığı, WSB’nin haberini yalanladı. Yapılan açıklamada, “Olayda grubun ilk görüntü tespiti Türk Silahlı Kuvvetlerine ait İnsansız Hava Aracı tarafından yapılmıştır” denildi.  Aslında herkesin kafasını karıştıran nokta, bu insanların kaçakçı mı PKK’lı mı olduğu yönündeki raporlamada ve operasyon için emir verilmesinde düğümleniyor. Uludere’nin can alıcı noktası burası. Burada altı çizilmesi gereken bir başka nokta ise, siyasi iradenin ve Genelkurmay Başkanı’nın bilgilendirilmemesidir.

İster komplo deyin, isterse aşırı şüphecilik deyin. Uludere olayının ilk gününden bu yana dillendirmekte sıkıntı çektiğim kanaat şudur: Uludere faciası, Türkiye’nin siyasi istikrarına, demokrasisine ve yeni askeri yapılanmasına karşı planlanmış, farklı güç merkezleriyle hazırlanmış çok ince bir projedir.