Ya sabır

PKK’nın marifetlerini ve onun karşısında dünyanın bu en büyük ordusunun 3-4 bin baldırı çıplağın karşısındaki aczini gördükçe kendimizi tutmak için “ya sabır” çekmemiz gerekiyor. Düşünebiliyor musunuz 300 PKK’lı Dağlıca karakolunun dibine geliyor, gelişlerini engelleyecek bir aksiyon yok. Silah menziline girmeleri için, karakola 250 metre mesafeye kadar sokulmak durumunda. O noktaya gelinceye kadar onları gören yok. Pekiyi bizim gece görüş dürbünlerimiz nerede, onları niye aldık? Pekiyi bizim insansız hava araçlarımız nerede? Pekiyi bize PKK’nın hareketlerini, yer değiştirmelerini bildirecek istihbarat elemanlarımız nerede?

PKK diyelim üç yüz kişi ile bir taburumuza (asgari 400 kişi) saldırdı. O tabura helikopter desteği en çok yarım saatte verilebilir. Niye helikopterle önleme hareketi yapamıyoruz? Adamları 4000 kişilik tugay çembere aldı diye palavralar yayılıyor etrafa. PKK yayan, bizim hava gücümüz ve indirme birliklerimiz var. Bir tabur gafil avlanabilir. Tarihte örnekleri çoktur. Yunanlılar, Afyon civarına isçehisar a gelen Giresunlular taburunu gece uykuda basarak katletmişler. Sonu ne oldu katledenlerin hepsi Ege Denizine döküldü. 

Burada 300 PKK’lının hiçbirinin sağ çıkmaması lazım. 4000 kişi bunları çembere aldı ise (ki ben buna inanmıyorum) bir saatte işleri biter. Efendim oraları dağlık adamlar saklanıyor cümleleri palavradan ibaret. Taş taş üstüne koymayın arkadan kara birliğini sürün. Tabii ki işin prensibi yanlış. Mehmetçiği tam hedef yaparak arama tarama yapmaya çıkarıyorsunuz. Mehmetçiği taşıyan araç belli, üniforması belli, geçiş yolları belli. PKK da yayan, gece yol alıyor, gündüz vatandaş gibi dolaşıyor. 

İşte biz vakti ile dağda bayırda tıpkı PKK gibi dolaşacak, onlara rastladığında teslim olmalarını isteyecek, çatışma çıkarırlarsa da onları etkisiz hale sokacak personel için “ özel harekât” dairesini kurduk. Yedi bin kişiyi eğitime aldık. Özel harekâtçılar eğitimlerini bitirdiler, göreve çıkacaklarında ülkede koalisyon hükümeti kuruldu. Hükümet kurulur kurulmaz onları tören kıtalarında görevlendirdiler. Terörle mücadeleyi orduya havale ettiler. İlk iş polisin elindeki ağır silahları devraldılar. Ondan sonra klişe cümleler ile basına bilgi vermeye başladılar. Klişe cümleler

“Bu bahar PKK nın kökü kazınacak”  “ Hain saldırı karşılıksız kalmayacak” “Hainler kıstırıldı” “Teröristler karanlıktan faydalanarak kaçtılar” “Terör ün beli kırıldı” “Teröristlerin kamplarına girildi”  “Teröristler şemsiye kullanarak termal kameraları atlattı” gibi laf salataları kullanarak bizimle dalga geçiliyor. Beyler bu iş sizin işiniz değil, işi “özel harekâtçılara bırakın, siz sınır güvenliğini sağlayın yeter. Sizin kendi içinizde oto kontrolünüz yok. Mehmetçik yola çıkmadan harekâtın bütün incelikleri karşı tarafa bildiriliyor. Onlar da dünyanın en büyük ordusunu zavallı duruma sokuyorlar.