Ýnsaný basite alan kamu vurdumduymazlýðýndan sýk sýk þikayet ediyoruz. Bugün devlet insaný önceleyen kurallarý hayata geçirmek istiyorsa neden var gücümüzle desteklemiyoruz?..
Pek tarzým olmasa da konuya havalý meslektaþlarým gibi gireceðim...
Yeni AB Bakaný ile Brükselde birebir görüþme fýrsatý buldum. Yeniden baþlayan uyum sürecini (fotoðrafýn ayakta çekildiðine bakmayýn) enine boyuna konuþtuk.
“Öncelikle, neden ‘yeniden... Küslük dönemlerinden sonra, birikmiþ bir hasretle ‘yeniden baþlayan beraberlikler gibi bir þey mi?” þeklindeki sorumu, AB Bakaný ve Baþmüzakereci Volkan Bozkýr, halkýn seçtiði cumhurbaþkaný yönetiminde her þeyin ‘yeniden ele alýndýðý Türkiyede, uyum konusunun da kurumsal bir döneme girdiðini ifade ederek “Artýk süreci sadece AB Bakanlýðý deðil, uyum kriterlerinin düzenlenip uygulanmasýnda dahli olan bütün bakanlýklar koordineli olarak yürütecek, eski yanlýþlar tekrarlanmayacak” þeklinde açýkladý.
Avrupa yeniden diyor mu?
Peki bu yenilenmiþ irade beyanýmýz karþýlýk görecek mi dersiniz?
“Elbette... Çünkü AB yönetim þemasýnda da çok önemli yenilenmeler oldu. Her þey tam dengi dengine geldi.”
Sayýn bakaným, biz AB kapýsýnda beklerken bizim muzdarip olduðumuz birçok problem Avrupanýn da kapýsýný çaldý. Dünyayý bölüm bölüm bölen Ýngiltere “ülke bölünecek” diye tir tir titredi. Terör ve radikalizm ABD ve Avrupanýn da korkulu rüyasý oldu. IÞÝD cinayetleri batýlý liderlerin artýk sadece tatilini deðil, uykularýný da bölüyor. Acaba bu geliþmeler Avrupanýn bizi biraz daha iyi anlamasýný saðlamaz mý?
“Aslýnda Avrupa, Türkiyeyi gözden çýkarmanýn mümkün olmadýðýný çoktan anladý. Her þeye raðmen Türkiyenin önemini bildiði halde bilmemezinden gelenlere de biz usanmadan, kýzmadan defalarca anlatacaðýz. Bu, karþýlýklý kazanmaya dayanan bir ortaklýktýr.
Bu konuyu elbette Türk halký da yoðun biçimde tartýþýyor. 2002 ve devamýnda halkýn da büyük desteði vardý, sonra azaldý. Geçenlerde yapýlan bir anketten hükümetin “yeniden AB” iradesine paralel olarak halkýn desteði de arttý. Bunu nasýl anlamamýz lazým?
“Evet, destek azalýyor, artýyor... Ama aslýnda bu, kararsýzlarýn tutumuna baðlý olarak ortaya çýkan bir durum. Zira AB üyeliðini istemeyen yüzde 10 civarýnda bir kesim var ve bu hiç artmýyor.”
Ben çok merak ediyorum; acaba halkýmýz neye göre AB üyeliðini destekliyor veya vazgeçiyor. Korkarým insanlar ‘AB kriterleri benim hayatýmda neyi deðiþtirirden ziyade AB sürecine desteði, iktidara destek gibi düþünüyor ve buna göre tavýr belirliyor. Baksanýza ABye destek, sayýn Erdoðanýn aldýðý oya yakýn çýkýyor. Seyahatlerimizde, Avrupadaki uygulamalarý kompleks derecesinde savunan birçok dostumuz, konu AB üyeliðine gelince ‘hayýr diyor. Acaba “Niçin AB” konusu tam olarak anlatýlamadý mý?
Çift yönlü iletiþim stratejisi
“Çok iyi teþhis etmiþsiniz. Bu noktada gerçekten problem var. Ve halkýn; sivil toplumun desteði çok önemli. Fasýllar ancak toplumsal kültür oluþturulmasý halinde bir anlam taþýr. Zaten ayný tespitten dolayý yeni AB stratejimizde bu aksaklýklarý gidermeye yönelik çift yönlü bir iletiþim stratejisini uygulamaya sokuyoruz. Yani Türkiyede neden ABye üye olmamýz gerektiðini, Avrupaya da, üyeliðimizin onlara neler kazandýracaðýmýzý anlatacaðýz.”
Sayýn bakanýn bahsettiði ‘ikna süreci belki de AB yolculuðumuzun en önemli aþamasýný oluþturuyor. Çünkü nihai amaç için, ABye katýlýma ilaveten toplumun katýlýmý da þarttýr.
Son yýllarda halkýmýzýn hassasiyetinin artmasý da bir realite olduðuna göre geriye AB kriterlerinin bize ne getireceðinin iyi anlatýlmasý kalmaktadýr.
Zira, içi piþmeyen ekmekten, bulanýk akan sudan, menþeini bilmediði etten þikayet edenler AB kriterlerini neden istemez?..
‘Önce insan için önce kural
Avrupada çeþmeden akan suyun saðlýklý olduðuna inanmak için baþkanýn musluktan su içmesi gerekmiyor. (Ýlginç bir tesadüf: Brükseldeki ikinci günümüzde odama fazla su býrakýlmýþ, yanýna da “Bir tamirat sebebiyle bugün için çeþmedeki suyu biraz akýtmanýz yeterli ama biz yine de su býraktýk. Çünkü sizin saðlýðýnýz bizim için çok önemli” notu iliþtirilmiþti.) Avrupadaki madenlerdeki aksaklýklar, 301 iþçi ölünce gündeme gelmiyor. Asansörlere binen onlarca kiþinin caný taþerona havale edilmiyor.
Elbette bir sihirli deðnekden bahsetmiyoruz. Kamudaki ‘önce insan söyleminin eyleme geçirmesinden bahsediyoruz. Bizim için AB üyeliði deðil, AB kriterleri önemlidir. Belki, E5te açýk giden damperi bu kriterler indirir, onlarca insaný ölüme uçuran asansörü bu kriterler durdurur.