AB her yýl aday ülkelere iliþkin bir ilerleme raporu yayýnlýyor. 16 Ekim’de açýklanan 2013 Ýlerleme Raporunun zamanlamasýna AB Bakaný Egemen Baðýþ itiraz etti. Gerekçesi çok makul. ‘16 Ekim Kurban Bayramý’na denk geliyor, Türkiye’de bayram tatili var. Raporu ya bayramdan önce ya da sonra açýklayýn’ dedi. AB Komisyonu bu ikazý ‘Baþka ülkeler de var’ diyerek dikkate almadý. Egemen Baðýþ da rapora iliþkin deðerlendirmeleri bayram sonrasý yapacaðýný açýkladý.
Avrupalýlar bu konuda özensiz. Ben Avrupa Konseyi’nde de buna þahit oldum. Kimbilir kaç bayramý Konsey Genel Kurulu ya da komisyon toplantýsý sebebiyle yurt dýþýnda geçirdim. Konseyde bu durumu bir kaç kez Türk Delegasyonu olarak dile getirdik ama sonuç alamadýk. AB üyesi ülkelerde yaþayan pek çok Müslüman var fakat bu konuda yeterli duyarlýk maalesef yok. Türkiye’de yaþayan Hristiyanlar için benzer bir sorun var mý? Bu da ayrý mesele.
Ben ilerleme raporlarýný ciddiye almamýz gerektiðine inanýyorum. Pek çok alanda Türkiye’nin eksiklerini ve elde ettiði geliþmeleri ortaya koyan bu çalýþma, TUSÝAD’ýn tabiriyle bedava danýþmanlýk yapan bir kurumun raporu olarak da görülebilir. Ama hiçbir þey raporu eleþtirmemize ve ondaki çarpýklýklarý dile getirmemize mani deðil. Üstelik bu yýlki raporun dili geçmiþtekilere göre daha özenli olsa da haksýz deðerlendirmeleri ve ele almadýðý kimi konularý görmezden gelemeyiz.
Raporun ne kadar detaya indiðini görmek için konu baþlýklarýna göz atmak yeter sanýrým. Üç ana bölümden söz edebiliriz.
Birincisinde AB ile Türkiye iliþkileri ele alýnýyor. Vize ve geri kabul anlaþmasýna vurgu yapýldýktan sonra müzakereye açýlamayan fasýllar için Türkiye’nin atmasý gereken adýmlar ele alýnýyor. Bunlarýn baþýný da GKRY’ne Türkiye’nin uyguladýðý ambargo çekiyor. Bu bölümde son zamanlarda farklý boyutlarda tartýþýlan Gümük Birliði’ni ele alma ihtiyacý duymuþ rapor. AB Komisyonu, Gümrük Birliði deðerlendirme çalýþmasý baþlatmýþ. Bu kapsamda baþlangýcýndan bu yana 18 yýl geçen Gümrük Birliði’nin AB ve Türkiye’ye etkileri ve bu alanda olasý yeni fýrsatlar incelenecekmiþ. Gümrük Birliði deðerlendirmesi sonucunda düzenlenecek rapor 2013 sonunda yayýnlanacakmýþ. Bu konuda AB’nin Türkiye’den beklentileri olduðu gibi Türkiye’nin þikayetçi olduðu konular da var. Türkiye, AB’nin serbest ticaret anlaþmasý (STA) imzaladýðý bazý ülkelerle anlaþma gerçekleþtiremediði ve bu nedenle de Gümrük Birliði’nin iþleyiþini etkileyen bir ticaret asimetrisiyle karþý karþýya kaldýðýný söylemektedir. AB ile ABD arasýndaki STA görüþmeleri de Türkiye için hayati ehemmiyete sahiptir.
Ýkinci bölüm; ‘Siyasi Kriterler ve Geniþletilmiþ Siyasi Diyalog’ baþlýðý altýnda çok kapsamlý bir inceleme ortaya koymaktadýr. Alt baþlýklarýn adýný vermek bile muhtevanýn geniþliðini göstermeye yetecektir. ‘Demokrasi ve Hukukun Üstünlüðü’ alt baþlýðý altýnda Anayasa, Parlamento, Cumhurbaþkaný, Hükümet, Kamu Yönetimi, Ombudsman, Güvenlik Güçlerinin Sivil Denetime Tabi Olmasý, Sivil Toplum, Adalet, Yolsuzlukla Mücadele, Örgütlü Suçlarla Mücadele gibi konularda deðerlendirmeler yapýlmaktadýr. ‘Ýnsan Haklarý’ ve ‘Azýnlýklarýn Korunmasý’ alt baþlýðýyla da Doðu ve Güneydoðu bölgelerinde durum ile mülteciler ve yerinden edilmiþ kiþiler hakkýnda görüþler sergienmektedir. ‘Bölgesel Sorunlar ve Uluslararasý Yükümlülükler’ alt baþlýðý altýnda ise Kýbrýs, Sýnýr Anlaþmazlýklarýnýn Barýþçýl Çözümü ve Bölgesel Ýþbirliði konularý ele alýnýyor.
Üçüncü Bölüm; ekonomik kriterlere ayrýlmýþ. ‘Piyasa Ekonomisi’ alt baþlýðýyla ekonomi politikasýnýn temel unsurlarýndan makroekonomik istikrara kadar birçok konuda ilerleme ve beklentilerden söz ediliyor. Son alt baþlýk genellikle rekabete iliþkin konulara hasredilmiþtir.
AB’nin Baþbakan Erdoðan’ýn açýkladýðý ‘Demokratikleþme Paketi’nden etkilendiði açýk bir þekilde görülmektedir. Raporun, Gezi olaylarýný nispeten sakin bir dille ele aldýðýný ve ‘Gezikolik’ ve ‘Gezifobikleri’ göz ardý etmediðini görüyoruz.
Geniþlemeden Sorumlu AB Komiseri Stefan Fule, AB’yi 23 ve 24. fasýllarý açmaya davet etmektedir. Bunlar Yargý ve Temel Haklar ile Adalet, Özgürlük ve Güvenlik baþlýklarýný taþýyor. Bu konu aslýnda AB için bir samimiyet testi niteliðindedir. Çünkü AB bir taraftan bu konularda Türkiye’yi eleþtiriyor ama öte taraftan bu fasýllarýn açýlýþ ve kapanýþ kriterlerini açýklamýyor. Ýþte bu tutum bizi AB’yi iki farklý düzlemde ele almaya mecbur ediyor. Biz bir taraftan AB standartlarýný yakalamak için gayret gösterirken diðer taraftan AB’nin fasýllarý açmasý için baskýya devam etmeliyiz.
Sizce bu Rapor, Baþbakan Erdoðan’da Brüksel’e gitme niyeti hasýl eder mi?