Abbas Livni’yi beklemeseydi

Tarih tesadüfler ve yanlýþ kararlarla doludur. Çoðumuz bunlarý bilmez ve bilmeden kestirimde bulunmaya, siyasi analiz yapmaya çalýþýr. Daha da kötüsü birilerinin vermiþ olduðu yanlýþ kararlarýn sonucu insanlar ölür, devletler arasý iliþkiler gerilir. Doðrular ancak arþivler açýldýktan ya da The New Republic’in 25 Mart tarihli sayýsýnda yer alan Ben Birnbaum’un “Ýki Devletli Çözümün Sonu” gibi yazýlar okunduktan sonra anlaþýlýr.

Çünkü ancak böyle yazýlar okunduðu zaman Mahmut Abbas’ýn 2008 Eylül ayýnda Ehud Olmert ile Filistin sorununun çözümünün parametreleri üstünde anlaþtýðýný, ama suiistimal soruþturmalarýyla yýpranan Olmert yerine kendisine haber gönderen Tzipi Livni’yi bekleyip anlaþmayý imzalamadýðýný öðreniriz. Oysa Abbas anlaþmayý imzalamýþ olsa tarihin akýþý bambaþka olacak, Gazze müdahalesi yaþanmayacak, 1500’e yakýn insan ölmeyecek, Ýsrail ile Türkiye’nin arasý bozulmayacaktý.

***

Brinbaum’un yazdýklarý doðruysa, Olmert Abbas’a kabul edebileceði bir anlaþma sunmuþtu. Batý Þeria’da sýnýrlar üstünde nerdeyse uzlaþýlmýþ, hangi yerleþim birimlerinin boþaltýlacaðý karara baðlanmýþ, kaç Filistinli mültecinin Ýsrail sýnýrlarý içinde kalan topraklarýna dönebileceði belirlenmiþ, tazminat üstünde mutabakata varýlmýþ, Doðu Kudüs’ün kurulacak Filistin devletinin baþkenti olacaðý üstünde anlaþýlmýþtý. Kutsal yerlerin yönetimi konusunda bile mutabakat mevcuttu.

Ama Filistin Otoritesi’nin Baþkaný Mahmut Abbas belki kendince haklý nedenlerle Olmert’in yerine geçecek Livni ile anlaþmasýnýn daha doðru olacaðýný düþündü. Fakat sonra ne olduysa oldu. Hamas Ýsrail’e saldýrdý, Ýsrail Hamas’a ve derken 2008 Aralýk ayýnda Gazze müdahalesi gerçekleþti. Türkiye Ýsrail’i eleþtirdi, çok geçmeden de Davos olayý yaþandý, ardýndan da Mavi Marmara geldi.

Neden, Mahmut Abbas’ýn ihtiyatlý olmasýydý. Keþke Abbas ihtiyatsýz olsaydý da onarca insan boþuna ölmeseydi, Filistin sorununun çözümü yolunda saðlam bir adým atýlabilseydi. Ýki devletli çözümün sonu geldi tartýþmalarý hiç yaþanmasaydý. Livni de eðer seçimlerde Netanyahu’dan daha saðda yer alabileceðini düþünmemiþ olsaydý, Olmert’in planýný öldürmeye kalkmaz, çözümü seçim sonrasýna ertelemezdi. Belli ki iki yanlýþ karar üst üste bindi ve bir sürü trajedi ardý ardýna yaþandý.

Oysa Olmert Abbas’a Gazze ve Batý Þeria’dan talep ettiði yüzde 6.3’lük toprak karþýlýðýnda yüzde 5.8 sunmuþ, iki Filistin topraðýný birbirine baðlayan bir de koridor teklif etmiþti. Beþ sorunlu yerleþim birimi üstünde müzakere edilmiþ, biri dýþýnda hepsi üstünde anlaþma potansiyeli ortaya çýkmýþtý. Ama her iki taraf da beklemenin daha doðru olacaðýný düþünmüþtü. Bu da trajedinin yaþanmasýna yol açtý. Sorun bugün daha da içinden çýkýlmaz hale geldi.

Müzakereler açýk yapýlmýþ, halklar bütün detaylara vakýf olmuþ olsaydý, süreç çok daha saðlýklý iþleyebilirdi. Diplomasinin doðasý gereði her þey kapalý kapýlar ardýnda gerçekleþti. Abbas Livini’ye güvendi. Livni seçilebileceðini zannetti, Abbas’a bekle diye haber gönderdi. Sonunda olan insanlara oldu. Türkiye ile Ýsrail gerildi, çok ciddi bir krizin eþiðinden BM Güvenlik Konseyi’ne gidilmesi sayesinde dönüldü.

***

Umarýz tüm bu olan bitenden ve yazýlanlardan taraflar sonuç çýkartýr. Ýsrail’de hükümet kurulduktan, özellikle de Obama ziyaret ettikten sonra ayaklar yere basar ve çözüm için çok geç olmadan çalýþýlýr. Fakat The New Republic’te yazýlanlardan bizim de çýkartacaðýmýz sonuçlar var. Ýlk sonuç Filistin sorunu konusunda karar vermeden önce çok daha dikkatli olmamýz gerektiði yönünde. Ama asýl sonuç Ýmralý süreciyle ilgili ve þeffaflýðýn ne kadar önemli olduðu üstüne.

Unutmayalým ki þeffaflýk ve BDP’nin “istemeden” müzakereleri sýzdýrmasý sayesinde insanlar kimin ne dediðini öðrendi. Kimileri eleþtirdi, kimileri kýzdý. Ancak geniþ bir kesim bu sürecin arkasýnda olduðunu hiç þüpheye yer býrakmayacak þekilde gösterdi. “Tesadüf” sonucu bir masanýn üstüne býrakýlan metin Milliyet’in eline geçti ve yayýnladý. Süreç ise biteceðine güçlendi, ileride karþýsýna çýkabilecek sarsýntýlara karþý baðýþýklýk kazandý...