15 Temmuz’un sivil ‘1 Numara’sý Adil Öksüz’ün, ABD konsolosluðunca aranmýþ olmasý üzerinden kýyametler kopuyor.. Oysa ben bu manzaraya baktýðýmda bambaþka bir tablo görüyorum.. Bana göre haber o deðil..Yani ABD’li yetkililerin Adil Öksüz’ü aramasý haber deðil.. Kendi adamlarý.. Ararlar da sorarlar da.. Hatta nasýl, vaktiyle;“bizim çocuklar baþardý” dedilerse, bu defa da ,“..bir iþi baþaramadýnýz..” diye kýzmak için aramýþ olmalarý elbette mümkün.. Yahut “..konuþursan ölürsün” demek için.. Hatta ve hatta belki de tuzaða düþürüp konuþmasýný sonsuza kadar engelleyecek tedbiri almak üzere de aramýþ olabilirler.. Ýçiþleri bakanýnýn emniyet müdürünü aramasý kadar doðal bu görüþme.. Ancak bu hikayede benim dikkatimi çeken, biri olumlu biri olumsuz iki detay var..
OLUMLU YANI :
Biz iddianame tanzim edilince öðrendik.. ABD-FETÖ ittifakýna dair bu buz gibi kanýt, bizde kayýt altýndaymýþ meðer.. Yani iddianamede tüm ayrýntýlarýyla yazdýðýna göre, savcýlar bu temasý epeydir biliyormuþ.. Merakým þu; acaba biz baþka neler biliyoruz?.. Ya da elçiliðin saçma sapan bir açýklama yapmasýna neden olacak bu ayrýntýyý göstererek, acaba ABD makamlarýna;“..Söylediklerimiz bildiklerimizin zekatý bile deðil..” mesajý mý veriyoruz?.. Ve dahasý gerçekten öyle mi?.. Bunu göreceðiz..
OLUMSUZ YANI:
ABD konsolosluðu kendi köpeðini, darbe giriþiminin üzerinden 6 gün geçtikten sonra arýyor.. Doðru mu?.. Evet taraflar doðruladý.. Hangi numaradan?.. Konsoloslukta kayýtlý ve savcýlýkça da izlenen bir numara olduðu anlaþýlýyor.. Yani üniversitedeki sekreterinin fihristinde bile yazan herkesin bildiði telefon numarasýndan.. Ne zaman?.. 6 gün sonra… Ýsterseniz test edin.. Çok önemli birinin cep telefonunu çalýn ve kaçabildiðiniz kadar uzaða kaçýn.. Bir bakanýn telefonu olabilir bu bir iþadamýnýn ya da.. En hýzlý arabanýza binin ve en uzaða gidin.. Kaç dakika sürer sizi yakalamalarý biliyor musunuz?.. 10, bilemedin 15 dakika… Daha fazla deðil.. Bu adam cebinde herkesin bildiði o telefonla bir hafta boyunca dolaþmýþ ve konsolosluktan da aranmýþ... Fakat enselememiþiz..
Yuh olsun bize..
Dün Candaþ Tolga Iþýk, Posta Gazetesi’ndeki köþesinde iki tahmin yayýnladý..
Gürsel Tekin’in %60 ‘hayýr’ tahmini ile Murat Sancak’ýn %60 ‘evet’ tahmini.. Murat Sancak’ýn tahminleri þaþmaz.. Politik saiklerle de yapmaz bu tahminleri.. 7 Haziran tablosunu da öngörmüþtü, 1 Kasým’da da sonucu noktasýna, virgülüne kadar bildi.. Gürsel Tekin’i bilmem.. Hürriyet Gazetesi’nde de, evetlerin yüzde 55 - 56 aralýðýnda olduðuna dair bir de anket neticesi yayýnlandý.. Ýstanbul’un kafa kafaya gittiði palavrasýnýn araya sýkýþtýrýldýðý o tabloda da, buram buram operasyon kokusu aldým.. Sokaðý iyi bilen ve 24 saatlik günün 25 saatini seçmenleriyle geçiren Metin Külünk’ü aradým..“Evetler yüzde 60’ýn üzerinde” dedi.. O da yanýlmayanlardan.. Önümde ORC’nin anketi var… Baþkaný Mehmet Murat Pösteki… 24-27 Mart tarihleri arasýnda 36 ilde 2.740 kiþiyle bilgisayar destekli telefon görüþmesi metoduyla yapýlmýþ bir anket.. Yurt dýþý oylar dahil edilmeden verdiði rakama göre evet oylarý %55.4’te, hayýr ise %44.6’da… Benim tahminime gelecek olursak.. Bugünün þartlarýnda, baþkaca bir deðiþken olmadýðýný varsayarak ifade ediyorum.. Yani hemen bugün bu haldeyken sandýða gidecek olursak…
Avrupa dahil..
Evet : %65’den az çýkmaz..
Hayýrlýsýyla...