ABD Deniz Kuvvetleri Seyrüsefer Planı... Çin ile 2026 yılına kadar savaş olasılığına hazırlıklı olmak

İnsan okuyunca ister istemez bir ürperiyor ve sormadan edemiyor: Safların sıklaşmasından sonraki aşamaya çoktan geçildi mi?

Başlıkta ismine yer verdiğimiz, alt başlıkta da birincil hedefini paylaştığımız 'Plan', Amerikan Deniz Kuvvetleri'nde kuvvet komutanı olarak görev yapan Oramiral Lisa Franchetti tarafından hazırlanmış.

İsmi 'Plan' ama aslında stratejinin belirlendiğini gösteren resmi bir belge olarak ABD Deniz Kuvvetleri tarafından ne yönde çalışmalarını koordine ettiğinin en güçlü göstergesi yani 'dümenin nereye kırılacağını' haber veren bir tür 'uyarı' işareti.

Halihazırda Amerikan Deniz Kuvvetleri üstünlüğü bir gerçeklik ancak daha da önemli olan bu 'üstünlüğü' uzun vadede sürdürmek ki zaten bu da 'Plan' dahilinde ikinci stratejik hedef olarak tanımlanmış.

Yakın dönemde Amerika Birleşik Devletleri'nin denizlerin güvenliğinin sağlanması misyonunu sürdüremeyeceğinin ilan edildiği biliniyor; ancak şimdi bunun nedeni anlaşılıyor bu 'Plan' ile: Tüm önceliklendirmelerde olduğu gibi bunda da birinci öncelik Çin'e karşı mukavemet gücünü artırıcı yatırımlar yapmak, bir tür 'jandarmalığı' bıraktıktan sonra.

Yalnız Çin'e karşı mukavemet gücü geliştirme hedefinin dayanak noktası olarak ise Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı'nın Çin güçlerine 2027 yılına kadar savaşa hazır olma emrine cevaben verildiği 'biz daha hazır olacağız' sözleriyle ifade edilmiş yana 'mütekabiliyet' ilkesi yani 'saldırıya cevap verme' savunma hakkına dayandırılması, Çin'in agresif siyasette olduğuna işaret edilmesi açısından not düşülmesi gereken önemli bir başlık.

Tabii 2024 yılının sondan bir önceki ayına girmiş olmamız, zamanın ne kadar daraldığını gösteriyor tarafların karşılıklı olarak sıcak bir çatışmaya doğru koşar adımlarla ilerlediklerine dair bu ve benzeri işaretleri doğrultusunda.

İnsan ürpermeden edemiyor doğrusu.

Hep yazılarımızda dile getirdiğimiz tohumlarının Trump döneminde yapılan Dışişleri Bakanı'nın arkada dünya haritasında ülkelerin aynı bir savaş haritasında olduğu gibi kırmızı kuvvetler, mavi kuvvetler ve beyaz kuvvetler olarak ülkelerin sınıflandırılmasının sırasıyla yaşanan jeopolitik çatışmalarla beyaz kuvvetlerin ya kırmızı ya da mavi tarafı birer birer seçmeye zorlanmasında sona yaklaşılıyor olmalı ki hem söylem hem de eylem aşamasında bu tür adımlar açıktan, aleni ve büyük büyük manşetlerle kamuya açık raporlarla yapılması aşamasına geçilsin 'classified' yani gizli raporların çok ötesinde.

Anlaşılan bundan sonraki süreçte yani önümüzdeki hafta sonuçlanacak olan Amerikan başkanlık seçimi sonrası 'berraklaşma, odaklanma' Amerikan dış politikasında son dönemdeki yalpalama lüksüne yer vermeyecek kadar elzem olacak.