ABD dünya ekonomisinin polisi

Ýran ile yapýlan nükleer anlaþmayý kurtarma çabalarý artmýþ durumda. ABD’nin anlaþmadan çekilmesiyle, imzacý diðer devletlerin oldukça zor bir durumda kaldýklarýna þüphe bulunmuyor. 

Ýran’la yapýlan anlaþma, nükleer ile balistik füze çalýþmalarýnýn durdurulmasý karþýlýðýnda, bu ülkeye uygulanan ambargolara son verilmesini kapsýyordu. Trump’ýn anlaþmadan çekilme nedeni ise Ýran’ýn anlaþmaya uymadýðý iddiasýydý. Dolayýsýyla ABD, ambargonun sertleþtirilerek devam etmesinden yana olduðunu gösterdi. 

ABD’nin anlaþmadan çekilmesi ve ambargoyu savunmasý, öncelikle Ýran’da iþ yapan ABD menþeli firmalarý ilgilendirir. Ancak eðer Ýran’la iþ yapan ülkeler ABD ile iþ yapamaz mealinde bir karar alýnýr ise o zaman durum deðiþir. Firmalar, Ýran piyasasýndan kazanacaklarý ile ABD iliþkileri arasýnda bir tercih yapmak durumunda kalýrlar. Tam da bu nedenle, daha ABD bu türden bir karar almadan Avrupa’nýn Ýran’a yatýrým yapma adýmýný atmýþ büyük ve güçlü firmalarý bu ülkeyi terk edebileceklerini açýkladýlar. 

 

Devleti dinlemeyen piyasa

Henüz ABD Avrupalý firmalarla ilgili bir karar almamýþken bu firmalarýn Ýran’dan çýkabileceklerini ima etmeleri, AB ile ABD müzakerelerinde tonun sertleþmesine neden oldu. 

Anlaþmasýnýn taraflarý ABD kararýna uymayacaklarýný ve Ýran’la yatýrým-ticaret iliþkilerine devam edeceklerini açýkladýlar. Ancak bu kararlýlýk, firmalar açýsýndan teminat olarak görülmedi. Zira devletler Ýran ile iliþkileri koparmamaktan yana olsalar bile, piyasa önlemleri þirketlerin artýk Ýran’ý güvenli bir pazar olarak görmelerine engel olabilir. 

Ayrýca, esas mesele ABD’nin Ýran üzerinden Avrupa’yý cezalandýrmak istemesi olduðundan, firmalar bu sürece dahil olmak istemiyor da olabilirler. Bununla birlikte, ABD-AB arasýnda önceki yýllara dayanan ekonomik gerilimin bu vesileyle daha da týrmandýðý söylenmeli. 

ABD-AB serbest ticaret ve yatýrým bölgesi anlaþmasýna mesafeli bakan Avrupa’nýn baþka bölgelere, hele ki düþman ilan edilen Ýran’a yönelmesi Trump’ý fazla kýzdýrmýþ olmalý. Ancak anlaþýlan o ki, Avrupa da geri adým atmaya niyetli deðil. 

  

Devleti dinleyen piyasa

  

Avrupa Konseyi 1996 yýlýnda firmalarý ABD yaptýrýmlarýndan korumak için Engelleme Mevzuatý diye bir yasa çýkarmýþ, ancak fiilen bu yasa uygulanmamýþtý. Þimdi bu yasayý aktif hale getirme çalýþmalarý baþladý. Ancak, “ABD Ýran ile iþ yapan bizimle yapamaz” der ise çýkarýlan hangi mevzuat buna engel olabilecek, orasý belli deðil. 

Ekonomik gerçeklikleri mevzuat ile düzenlemeye kalkmak ne kadar mümkün, göreceðiz. Ancak Avrupa’nýn bu kararý ABD’ye de Avrupa ile ekonomik faaliyetlerinde engelleme getirecekse, o zaman durum deðiþir. 

Bu olasýlýk görülmüþ olmalý ki, Trump Çin ile ticarette “vergi indirimlerini” kabul etti. Bu arada Ýran da, Avrupa devletlerinin ABD’yi ikna etmek için yeterince uðraþmadýklarýný açýkladý. 

Bu geliþmeler gösteriyor ki, Trump Çin kapýsýný aralýk tutarak baskýyý Avrupa’ya ve Avrupa-Rusya-Ýran hattýna doðru artýrýyor. Öte yandan Avrupa ülkeleri de bir anlamda Ýran’ýn eteðine tutunarak ABD’yi bazen ikna etmeye çalýþýyor; bazen de Rusya ile yakýnlaþma tehdidi savuruyorlar. Merkel’in bu konjonktürde Putin’i ziyaret etmesi boþuna deðil. Ýran ise Avrupa’yý ABD önünde sýnama imkaný buluyor. 

Görünen o ki, Trump küresel dengeleri en sert ekonomik ve hatta silahlý yöntemlerle alt üst etme derdinde. Diðer hemen her devlet, ABD’yi yolundan çevirmeye çalýþtýðýna göre demek ki bunu yapma kapasitesi olduðu düþünülüyor. O zaman ABD’yi “dünyanýn ekonomi polisi” diye suçlamanýn alemi var mý?