ABD yönetiminin ne uluslararasý hukuku kaale aldýðý var, ne diðer ülkelerin iç hukuklarýný, ne de kendi ulusal hukukunu…
Türk hukuk sistemine dayatma içine girmek, baþka bir ülkenin egemenlik haklarýna saygýsýzlýk etmek demektir. ABD baþka ülkelere saygý duymadan kendisine saygý duyulmasýný beklememelidir. Yargý kararlarýný eleþtirmek baþkadýr, yok saymak baþka; bu prensip herkes için geçerlidir.
ABD’nin FETÖ konusundaki tavrý, üç hukuku birden dikkate almadýðýný gösterir. Kendi hukukunu, bizim hukukumuzu ve uluslararasý hukuku…
ABD’nin Türkiye’de askeri darbe kalkýþmasýndan cinayetlere kadar ceza hukukunun neredeyse her suçunu iþleyen bir örgüte yataklýk yapmasý, açýk himayede bulunmasý her üç hukuka göre de kabul edilemez bir durumdur.
Rahip Brunson ABD için ulusal güvenlik meselesiymiþ, peki FETÖ Türkiye için ne?
ABD FETÖ’yü de mi Brunson gibi kendi güvenlik maslahatlarýnýn parçasý görüyor?
Türkiye’nin varlýðýna kasteden bu hain örgütün bütün dünyanýn gözleri önünde gerçekleþen suçlarýný ABD’nin görmemek de direnmesi açýk bir koruma kollama faaliyeti deðil midir?
Müttefikinin kalbine hançer saplamaya çalýþan darbeci-katil-hain bir örgüte koruma kalkaný saðlamak dünyanýn neresine giderseniz gidin suçtur.
ABD hukuku böyle bir darbeci suç örgütü elebaþýnýn teslim edilmemesini mi emrediyor, yoksa o da mý ABD için ulusal güvenlik meselesi?
FETÖ’nün iade edilmemesiyle ABD neyi perdelemeye çalýþýyor, korkularý nedir? Suçluya sahip çýkma suçunun ötesinde bir durum mu var endiþe oluþturan?
ABD’nin FETÖ sicili masaya yatýrýlmalýdýr. ABD sadece bugün FETÖ’ye yardým ve yataklýk yapmýyor. Evveliyatýndan bu yana FETÖ’nün palazlanmasýnda, dünyanýn birçok bölgesinde, kýtasýnda etkinlik kazanmasýnda küresel destek bulduðu anlaþýlýyor.
FETÖ sadece Türkiye’ye yönelik bir planýn parçasý deðildir. Her kýtada önü açýlýp örgütlendirilen bu yapý birçok ülkede beþinci kol faaliyeti veya gizli servis fonksiyonu görmektedir.
Üçüncü baþlýk ise Türkiye’deki darbe kalkýþmasýnda ABD’den bir etkisi olup olmadýðý… Türkiye kamuoyunun genel fikrinin bu konuda ne olduðu zaten malum.
ABD’den hangi yapýnýn, örgütün, kurumun, servisin, birimin, lobinin bu darbeye nasýl bir etki yaptýðý, teþvik veya destekte bulunduðu ortaya çýkarýlmalýdýr.
Bu, ABD hukuku açýsýndan da bir suçtur. Böyle bir suça iþtirak eden her kim varsa bunun belirlenmesi ve meselenin ABD’nin ayný zamanda iç gündemine taþýnmasý gerekir.
Müttefik bir ülkede gerçekleþen kanlý bir darbe giriþimiyle ABD içinde herhangi bir yapýnýn iliþkisi olduysa bunun hesabýnýn ABD yargýsýna da verilmesi zaruridir.
ABD yönetimi acaba Türkiye’nin FETÖ hassasiyetini anlamakta mý zorlanýyor, yoksa ipin ucunun nereye gideceðinden mi korkuyor?
Bence ortada bir anlama ve kavrama sorunu yok, hatta meselenin azýný deðil çoðunu biliyorlardýr. Endiþe bilinenlerin bilinmesi riskinden duyulan bir endiþedir.
Bu tablo, Türkiye-ABD iliþkilerinin üzerinde yükseldiði güven ve samimiyeti ciddi þekilde tahrip eden bir tablodur. FETÖ gibi devasa bir konuda üç maymun oynanýrken Brunson konusunda yaygara koparmak ne kadar gülünç bir durumdur?
FETÖ ve darbe meselesi hem uluslararasý hukukta, hem Türkiye hukukunda, hem de ABD baþta olmak üzere FETÖ’cülerin bugün gözetildiði tüm ülkelerin yargýsýnda mutlak surette karþýlýðýný bulmak zorundadýr.
Türkiye’nin haklý siyasi tepkilerini kimse hamaset olarak görmemelidir.
Türkiye sonuna kadar haklýdýr ve darbecilik oyunlarýyla ülkelere nizam vermeye çalýþanlar bunun hesabýný vermelidir.