ABD Filistin'de de terörü destekliyor

Trump, ABD Büyükelçilik binasýný Kudüs'e taþýyacaklarýný ve Kudüs'ü Ýsrail'in baþkenti olarak tanýdýklarý açýkladýðý kýsa konuþmasýnda o kadar çok "barýþ" lafý etti ki "Kendisi de bu yaptýðýnýn barýþ deðil savaþ getireceðine emin" dedirtti. Bu yaptýðýnýn çözüm için iyi bir adým olduðunu bile söyledi.

Ýnsan gerçekten hayret ediyor!

Ýsrail'in Filistin'i iþgaliyle baþlayan sürecin bir türlü çözüme kavuþturulamamasýnýn sebebi tam da Kudüs oysa. Ýsrail, Doðu Kudüs'teki iþgalini sona erdirmediði ve 1967 sýnýrlarýna dönmediði müddetçe çözüm imkaný yoktur. Filistin, Kudüs'ü Ýsrail'e býrakan bir çözüme tek nefer kalýncaya kadar savaþmak pahasýna da olsa karþý çýkacaktýr. Kudüs'ün iþgalini sona erdirmek Ýslam dünyasýnýn boynunun borcudur; Selmanlara, Sisilere, Dahlanlara, Zayedlere raðmen bu böyledir...

Trump, damadý ve iki yeni yetme Körfez prensiyle yaptýðý planlarý sorunsuz uygulayabileceðini zannediyor. Kralýný haraca baðlayýp Suud halkýnýn 300 milyar dolarýna el koymak kadar kolay sanýyor Filistin topraklarýný pay etmeyi.

Evet, Ýslam dünyasý param parça; hala Filistin'i, Ýsrail ve ABD korkusundan dolayý tanýmayan ülkeler var. Müslüman ülkelerin yöneticileri, halklarýnýn deðil dünyanýn kabadayýlarýnýn çýkarýna hizmet ediyor. Fakat Müslüman halklar baþka düþünüyor...

Trump'ýn, Riyad'daki kýlýç dansý ve küre ittifaký da iþe yaramayacak. Sisi'yi ve konuþmasýnda atýf yaptýðý egosu þiþkin ergen prensleri de zora sokacak bir adým attý aslýnda. Zaten halklarý nezdinde itibarý olmayan Körfez'deki bu veliaht çetesini iþ yapamaz hale getirdi.

Ýntifada'yý Filistin dýþýna taþýyacak, Ýhvan'ýn tabandaki gücünü pekiþtirecek, sözde çevrelemeye çalýþtýðý Ýran'a Ýslam dünyasýnda yeniden prestij kazandýracak ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve liderinin örnekliðini tüm mazlum halklar nezdinde daha da artýracak bir hamle bu.

Kudüs için bugün tüm Ýslam dünyasý kýyamda. Kudüs iþgali sona ermeden, Doðu Kudüs'ün Filistin'in baþkenti olduðu bir çözüm hayata geçirilmeden belki Müslümanlar ölmeye devam edecek ama Ýsrail korku illetinden kurtulamayacak.

Ýsrail her zaman "terör devleti" olarak anýlacak. ABD de terör destekçisi...

"Öldürmeyi çok iyi bildikleri" hep yüzlerine vurulacak.

"Kudüs'ün uluslararasý statüsü" dediðimizde Doðu Kudüs'ün Ýsrail iþgalinde olduðu fiili bir durumdan bahsettiðimiz de unutmayalým. Kudüs üç dinin kutsal mabetlerinin olduðu bir yerdir evet; ama Filistin topraðýdýr. Ýsrail, 1967 sýnýrlarýna çekilmeyi kabul ettiðinde bile Filistin topraklarý üzerinde kurulmuþ bir iþgal devleti olarak anýlacaktýr.

28 Þubat'ý bin yýl yaþayanlar

28 Þubat'ýn üzerinden 20 yýl geçti. Bin yýl sürecek denilen bu dönemin sembol yasaklarý zaman içinde kalktý. Yasaklarý kaldýran iktidar partisi, darbe planlarý, parti kapatma davalarý, e-muhtýralar, göz daðý mitingleri vs ile engellenmeye çalýþýldý. Yasaklar kalktý kalkmasýna fakat hala devam eden maðduriyetler var. Bir kere dönemdaþlarýyla eþit haklarý kullanamadýklarýndan eðitimini tamamlayýp profesyonel hayata dahil olamayan ve bugüne devreden bir maliyetle dezavantajlý durumda kalan geniþ bir kesim var. Bir kýsmý kaderine razý olmuþ. Bir kýsmý da 28 Þubat Platformu adý altýnda gürültüsüz patýrtýsýz hak arayýþlarýný sürdürüyor.

Bir de o günlerde "irticai faaliyetler" adlý üretilmiþ dosyalarla hapse atýlan ve senelerdir özgür kalacaklarý günü bekleyenler var. 28 Þubat'ý bin yýl gibi yaþayanlar onlar iþte; Yakup Köse ve þehit Halil Kantarcý ile ayný suçtan içeri atýlan ve 20 senedir mahkum yatan Cihat Özbolat  ve dokuz arkadaþý...

Kendisi de daha çocuk yaþýnda girdiði hapiste 14 yýlýný geçiren Yakup Köse'nin bir çaðrýsý var: "Bir çaðrý, bir acý, bir diriliþ, bir uyanýþ, dost eli tutma, bir babayý evlada kavuþturma, bir anayý sevindirme, hepsi bizim elimizde. Gelin zindanlardaki 28 Þubat maðduru kardeþlerimizi özgürleþtirelim."