ABD: Irkçılığın yükselişi

Anlatılanlar, gelecek açısından kaygı verici. Dünyanın “tek” süper gücü olarak adlandırılan yapıda, bu ölçüde kontrolsüz bir gelişme varsa, yalnız, Amerika Birleşik Devletleri değil, dünya açısından ciddi bir risk yükseliyor demektir...

Meslektaşım, bir Çin lokantasında, sempatik Çinli bir bayan garsonun “bilgelik dolu” uyarıları doğrultusunda yemek yerken, günümüz Amerika’sının can acıtıcı yönlerini de aktarıyor. “Bilgelik dolu” diyorum, çünkü yakın tarihin bütün başkanlarının yemek yediği bu lokantada, önemli olan, çok güzel pişirilmiş ördeği, size sunulan acı ve tatlı sosların uyumu içinde yemeniz... Bunun için de o Çinli garsonun yol göstericiliğine ihtiyacınız var...

Yaşı ilerlemiş garson, belli ki işini severek yapıyor ama, Amerika’nın Cumhuriyetçi Partisi’ne oy vermiş seçmenin yüzde 63’ünün artık kendisinden pek hoşlanmadığını da biliyor...

Sokağa taşan ırkçılık

“Ben, son seçime kadar Cumhuriyetçi Parti’ye oy verdim, ama bu seçimde Obama’yı destekledim” diyerek başlıyor anlatmaya meslektaşım, “Cumhuriyetçi Parti, öyle bir noktaya geldi ki, benim oy verdiğim o parti sanki kayboldu, yerine, ırkçı, faşist tuhaf bir parti geldi. Demokrasiden uzaklaşan, farklı kültürleri reddeden, dünyamızın çok gerisinde, 1930’lu yıllara doğru gerileyen bir parti  artık... Oy verebilir misin? Hayır!..” diye sürdürüyor sohbeti...

Beni hayrete düşüren hemen sonrasında anlattıkları: “Geçen gün eşimle birlikte akşam yemeği için güzel bir lokantaya gittik. Bayan garson tam 20 dakika bizim yemek seçimimizi beklemek zorunda kaldı, büyük bir neşe içinde siparişi alıp gitti. Az sonra yan masamıza, üç kişilik zenci bir aile oturdu. Onlar da siparişleri konusunda tereddüt taşıyorlardı. 2 dakika sonra garson, son derece şirret bir ifade ile, çabuk olun, sabaha kadar sizi bekleyemem dedi. Bunun üzerine ben, kendisine müdahale ettim ve o masadakilere yalnız zenci oldukları için kötü muamele etmesini kınadım. E, ne olmuş demez mi? Yani kabulleniyor ve geri adım atmıyor. Bu kez eşim, senin gibi bir insanın elinden yemek falan yiyemem diyerek lokantadan çıktı. Biliyorsun, bu partinin içinde Çay Partisi denilen aşırı sağcı bir grup vardı, şimdi bütün parti, o tür ırkçıların kontrolüne girdi...”

Yaptığım görüşmelerde ortaya çıkan tablo, ırkçı hareketin sokağa indiği yönünde. Zenciler ve Latin Amerika kökenlilere dönük aşağılama, ayrıştırma ve ırkçı saldırılar geleneksel olarak bu tür eğilimleri olan eyaletlerde artmış durumda.

‘Yeni Amerika’ kavramı

“Yeni Amerika” gerçeğini ise, Obama’nın arkasında duran, beyaz kanadın gençleri ve kadınları ile zenciler, Latinler, Asyalılar, eşcinseller birlikte yarattılar... Sıkı durun... 30 yaşın altındaki seçmenin yüzde 60’ının Obama demesi, aslında, geleceğe dönük de çok önemli bir mesaj veriyor.

Meslektaşım devam ediyor: “İğrenç bir kampanyaydı... Obama kazanırsa zenci personelinin tamamını işten atacağını söyleyen patronlar bile gördük. Cumhuriyetçi seçmenin yüzde 63’ünün ırkçı olduğu ortaya çıktı. Newt Gingrich gibi başından üç evlilik, sayısız ihanet skandalı geçmiş muhafazakar politikacıların, eşcinsel evliliklerin Amerika’nın ahlakını çökerteceğine ilişkin vaazlarını dinlemek zorunda kaldık. Zenci nüfus için kölelik çağını hatırlatan “negro” kelimesi, Obama’ya karşı hem de “Müslüman negro” olarak kullanıldı. 1960’larda yaşanılan gelişmeler sonucunda ırkçılığı aştığımızı sanıyorduk, meğer o, ortaya çıkacak zamanı bekliyormuş, bu kampanyada bunu gördük...”

Obama’nın can güvenliği

Obama’ya oy vermiş zenci taksi şoföründen gazeteci dostlara kadar uzanan geniş bir yelpazede, Başkan’ın can güvenliğine ilişkin kaygıları duymak ilginç... Obama’yı, doğrudan hedef alan “zengin Amerika”nın, devletin içindeki uzantılarıyla birlikte yeni bir “Kennedy senaryosu” yazabileceğine ilişkin kaygıların yükselmiş olması önemli. Özellikle, seçimden hemen sonra patlak veren CIA Başkanı Petraeus çevresinde şekillenen seks skandalı Amerika’yı bu nedenle çok gerdi ve halk gelişmeyi, Başkan’a dönük komplonun başlangıç noktası olarak değerlendirdi. Obama, büyük şirketler ve nüfusun yüzde 2’sini oluşturan “çok zengin”lerden önümüzdeki 10 yıl içinde 1.6 trilyon dolar fazla vergi almayı planlıyor. Amerika para demek... Büyük şirketlerin ve zenginlerin vergiden kaçmak için ırkçılığa prim veren bir kampanyayı desteklemesini, sokaktaki Amerikan vatandaşı bir kenara yazmış durumda...