Suriye'deki iç savaþ 8. yýlýnda. Mýsýr'daki devrim bir darbe ile deðiþtirileli ve Sisi iþ baþýna geleli 6 yýl olmuþ. Yemen'de iç savaþ devam ediyor. Libya'da hala paylaþým tamamlanmamýþ ki sorunlar bitmiyor. Tunus'taki demokrasi ise eski rejimin vesayeti altýnda. Ýsrail yayýlmacýlýðýnýn temel ilke halini aldýðý bir Ortadoðu mimarisi için tüm Arap ülkeleri seferber edilmek isteniyor. Gözümüzün önünde bölgemizin tarihi ve kültürel mirasý yakýlýp yýkýlýyor, yüz binlerce sivil, kimyasal bomba dahil uluslararasý hukukun savaþ suçu saydýðý yöntemlerle dahi katlediliyor ama günün sonunda muktedirlerin kýlý kýpýrdamýyor. Sürgit düzenin aða babalarýnýn iþleri rast gitsin diye icat edilmiþ uluslararasý kurumlar ise mutat toplantýlarýna devam ediyor.
***
BM 72. Genel Kurulu üye ülkelerin devlet baþkanlarýnýn katýlýmýyla gerçekleþti. Baksan dünyadaki en güçlü uluslararasý örgüt. Suriye savaþýnda Esed'in ömrünü uzatmaktan baþka bir iþe yaramdý fakat. Ve açýk söyleyelim dünyadaki tüm katliamlar gibi Esed de BM'nin gözetiminde katletti Suriye halkýný. Ýdlib'de çözüm arayýþý BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Çin tarafýndan daha yeni veto edildi.
***
Cumhurbaþkaný Erdoðan iktidarý boyunca BM'de yaptýðý her konuþmada Güvenlik Konseyi'nin mevcut yapýsýnýn sorun çözmekten çok uzak olduðunu bilakis sorunlarýn daha da kronikleþmesine yol açtýðýný vurguluyor. Artýk herkes þu sloganý biliyor: Dünya 5'ten büyüktür. Evet ama hala o 5'in borusu ötüyor. Ve ne yazýk ki deðiþeceðine dair de pek bir emare gözükmüyor.
***
Her eylül New York'taki merkezde gerçekleþen genel kurul, ABD ekonomisine katkýsýnýn yanýnda üye ülke liderlerinin ikili görüþmeler gerçekleþtirmesi için bir zemin oluþturuyor. Malum toplantýnýn ana gündemi her yýl olduðu gibi dostlar alýþveriþte görsün kabilinden baþlýklar ihtiva ediyor. 72. Genel Kurul'un temasýný "Ýnsana Odaklanmak: Sürdürülebilir bir Dünyada Herkes Ýçin Barýþ ve Ýnsanca bir Yaþam için Mücadele" oluþturuyor. Ne kadar da insani bir baþlýk! Ama herkes biliyor ki hiçbir derde deva olmayacak. Mazlum halklarýn yaþadýðý sorunlar aynýyla devam edecek. Yahut büyük ülkelerin onursuz tekliflerine boyun eðmek suretiyle sözde barýþ anlaþmalarýna zorlanacak halklar.
Bu yüzden en iyisi Türkiye'nin beklentilerini ve ajandasýný konuþmak: Ýdlib özelinde Suriye'deki insani durum, halihazýrda Türkiye'de bulunan 4 milyon Suriyelinin geri dönüþünü saðlayacak koþullarýn oluþturulmasý ve Ýdlib'e sýkýþmýþ 4 milyona yakýn sivilin Türkiye sýnýrýný zorlamasýnýn önüne geçilmesi. Ve tabii ki Türkiye için birinci dereceden ulusal güvenlik sorunu olan Fýrat'ýn Doðusunun güvenli hale getirilmesi.
Kara ve hava devriyesine baþlanmýþ olmasýna raðmen Türkiye'nin Güvenli Bölge ile ilgili kaygýlarý devam ediyor. Zira eþ zamanlý olarak ABD tarafý PYD'ye askeri malzemelerin olduðu týr sevkiyatýný sürdürüyor. Hal böyle olunca Güvenli Bölge meselesinin ABD tarafýnda nasýl ele alýndýðý konusu ciddi soru iþaretleri oluþturuyor. "Amaç Türkiye ile 22 mil deðil de bunun çok azýnda mutabýk kalmak ve bunun aþaðýsýnda PYD yapýlanmasýna meþruiyet saðlamak mý" sorusunu gündeme geliyor. Cumhurbaþkaný Erdoðan en son "15 gün daha bekleriz" gibi bir söz söylemiþti. Bu Eylül sonuna tekabül ediyor. Bu yüzden Trump'la yapýlacak görüþme önemli. Fakat ABD için daha da önemli... Çünkü bizim bu konuda geri adým atacak opsiyonumuz kalmadý artýk. Türkiye son sözünü söyledi yani.