"Seni Baþkan yaptýrmayacaðýz!” lobisi demek ki sadece Türkiye’de yokmuþ!
Sandýktan çýktýktan sonra “Sen bizim Baþkanýmýz deðilsin!” diyenler de Türkiye ile sýnýrlý deðilmiþ meðer!
Demek ki rahmetli Özal için söylenen ve Erdoðan’la doruða ulaþan “Seni içimize sindiremiyoruz!” laflarý sadece bu topraklara özgü deðilmiþ!
Baksanýza, Amerika’da Clinton yanlýlarý sokaða dökülmüþler.
Hep bir aðýzdan, “Sen bizim Baþkanýmýz deðilsin!” diye baðýrýp duruyorlar.
Zaman zaman þiddetle buluþan gösterilerde bulunuyorlar.
Ne var bunda diyeceksiniz?
Protesto demokratik bir hak deðil midir?
Alýn size beylik bir laf iþte!
Demokratik hak ne demektir?
Her protesto sahiden demokratik midir?
Sandýktan bayan Clinton çýksaydý sokaða dökülmeyecek olanlarýn, Trump çýkýnca þiddetle ve hiddetle sokaða dökülmeleri nasýl demokratik bir hak oluyor anlayabilmiþ deðilim.
Seçim sistemine bir itirazýnýz varsa anlarým.
Ama mevcut seçim sistemiyle yarýþa katýlýp sonrasýnda “istemezük!” nidasýnda bulunmak, zinhar demokratik bir tutum olamaz.
Çünkü o seçim sistemiyle kendi istediðin aday seçilmiþ olsaydý, bu durumu sevinçle karþýlayacaktýn.
Þimdi ise kalkýp tersini yapýyorsan, kusura bakma ama bu davranýþýnla demokrasiyi de iðdiþ etmiþ oluyorsun.
***
Belli ki Amerika’da da derin bir üst akýl var.
Demokratlardan oluþan statükonun bozulmasýndan rahatsýzlýk duyan bir üst akýl.
Trump’la gelecek olaný kendileri için tehdit olarak görenler var.
Olabilir...
Bundan duyulan rahatsýzlýk anlaþýlabilir.
Buna yönelik demokratik tepkiler de anlaþýlabilir bir biçimde.
Ama, “Sen bizim Baþkanýmýz deðilsin! Seni baþýmýzda görmek istemiyoruz!” þeklindeki tepkiler demokrasi adýna ne anlaþýlabilir, ne de kabul edilebilir.
Madem ki mevcut seçim sistemiyle bir yarýþa girdin, o zaman sonucunu da büyük bir olgunlukla kabul edeceksin.
Mevcut sistem lehine çalýþtýðýnda alýp baþýna koyacaksýn, aleyhine döndüðünde yeri göðü inleteceksin, olmaz öyle þey!
Sandýktan çýkan Baþkanýn meþruiyetine gölge düþürmeye çalýþmak ise sandýktan çýkan iradeye saygýsýzlýk anlamýna gelir ki, iþte bu zinhar kabul edilemez.
Demek ki neymiþ!
Her protesto demokratik bir muhtevaya sahip olmayabiliyormuþ.
Nokta.
***
“Seni Baþkan yaptýrmayacaðýz!” lafýnýn asýl mucidi o Amerika’daki derin akýl olmasýn?
Baksanýza, Erdoðan için söylenen bu sloganýn sahipleri sadece Suriye’de ve Irak’ta deðil, Türkiye’nin içinde de malum Amerikalý unsurlarla ziyadesiyle içli-dýþlý.
Hatta müttefiklik iliþkisi içindeler bile denilebilir.
CHP’nin, Erdoðan’ýn Baþkan seçilmesi durumunda ülkenin bölünebileceði algýsý üzerinden þimdiden yürüteceðini ilan ettiði kampanyanýn da asýl sahipleri ve akýldaneleri belli olmaya baþladý.
“Türkiye’yi böldürtmeyeceðiz!” sloganýnýn tam anlamý þu aslýnda: “Seni Baþkan yaptýrmayacaðýz!”
Diyelim ki Erdoðan baþta CHP olmak üzere malum eski Türkiye koalisyonuna raðmen Baþkan seçildi.
E sonrasý belli: Týpký Amerika’dakiler gibi sokaða dökülmek!
Kýlýçdaroðlu’nun, “Halkýn direnme hakký vardýr” söylemi tam da bunu içeriyor.
Küresel bir projenin, CHP üzerinden nasýl yürürlüðe konulmak istendiðinin resmidir bu.
Bir baþka deyiþle, CHP’nin gerçekte hangi küresel akýlla yoldaþlýk iliþkisi içinde olduðunun resmidir bu.
***
KILIÇDAROÐLU KÝMÝN YOLDAÞI?
Yurtdýþýnda yayýnlanan PKK’nýn gazetesi, “Kayyumun makamý baþýna yýkýldý” diye bir haber yapmýþ.
Kayyum dediði, Derik Belediyesi’ne kayyum olarak atanan þehit Kaymakamýmýz.
Ayný gazetenin Türkiye versiyonu biliyorsunuz OHAL kapsamýnda kapatýldý.
Kýlýçdaroðlu ne mi yaptý?
“Demokrasi elden gidiyor!”, “Medya özgürlüðü yok ediliyor!” laflarýyla kýyametleri kopardý.
Bazý vekilleri de destek amacýyla o gazetenin binasýna gitti.
PKK terör örgütünün ölüm ve nefret kusan yayýn organýna bu þekilde arka çýkan Kýlýçdaroðlu, þehit Kaymakamýmýzýn cenazesine katýlma gereði bile duymadý.
CHP, FETÖ/PKK terörüne arka çýkýyor dediðimizde hayasýz bir dille bize saldýrýyorlar bir de!
Her þey ortada...
Kýlýçdaroðlu CHP’sinin nasýl bir proje olduðu ayan beyan ortada.
Kýlýçdaroðlu’nun OHAL rahatsýzlýðýnýn sebebini artýk sormayýn.